Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Darbecilik zor zenaat

Darbecilik zor zenaat

Kararlı olacaksın, inatçı olacaksın, tedbiri elden bırakmayacaksın, uyanık davranacaksın... Çok iyi organizasyon yeteneğine sahip olacaksın.

Kiminle hangi adımı atacağını, kiminle nereye kadar gideceğini, kime ne kadar güveneceğini bileceksin.

Plan, program konusunda son derece titiz davranacaksın. Herkesin görev tanımı kusursuz olacak. Zayıf halkaları zamanında fark edecek ve yenileyebilecek zaviyeye sahip olacaksın.

***

Gerekirse darbe simülasyonu yapacaksın.

Provasız elbise dikilir mi? Ona konfeksiyon derler. Ki onun da patronları, kalıpları vardır mutlaka. Belli ölçülere göre hazırlanır.

Bir elbise dikmek için bile ince eleyip sık dokumak, iyi ölçüp biçmek gerekirken, koskoca memleketi ilgilendiren darbe konusunda lalettayn, gelişigüzel, rastgele, üstünkörü, sallapati davranılır mı?

***

Davranılmaz ama bizimkiler dikkatsiz. Bizimkiler acemi. Bizimkiler mıy mıy mıy.

Sanki rutine binmiş bir görevi, adet yerini bulsun diye, usulen yerine getirme durumundalar.

Sanki yasak savma makamındalar.

Yahu bu iş ciddi demeye fırsat bırakmıyorlar.

***

Birinin kaseti çıktı.

Birinin günlükleri ortalığa döküldü.

Birinin mal varlığı başına dert oldu.

Biri kaçtı gitti kayboldu.

Biri tutuklandı.

Birinin sahtekâr olduğu anlaşıldı.

Biri düzmece raporla kurtulmaya çalıştı.

Günlükler ve kasetler peşpeşe geldi. Yalnızca biri sanırken, başkaları da sırayla sökün etti. Biri derken biri daha, sonra biri daha...

Bütün sırlar faş oldu. Böyle olunca tabii gözaltılar ve tutuklamalar da sıraya bindi.

***

Sanki Agatha Christie'nin "On Küçük Zenci" romanını okumaktayız.

Gizledikleri ve korktukları sırları olan on kişi, Zenci Adası'ndaki ıssız bir malikâneye davet edilirler. Her birinin geçmişinde işledikleri cinayetler vardır. Davet edildikleri adada ev sahibi ortalarda yoktur. Geçmişteki sırlarıyla beraber bu insanlar bilmedikleri bir adada mahsur kalmışlardır. Sohbet ederken sırlarını birbirlerine anlatmaya başlarlar. İçeride bir tekerleme bulurlar ve teker teker ölmeye başlarlar. Bakın bakalım, bizim darbedarların macerasına benziyor mu, benzemiyor mu on küçük zencinin hikâyesi...

***

On küçük zenci yemeğe gitti, birinin lokması boğazına tıkandı; kaldı dokuz.

Dokuz küçük zenci geç yattı, sabah biri uyanamadı; kaldı sekiz.

Sekiz küçük zenci gezintiye çıktı, biri geri dönmedi; kaldı yedi.

Yedi küçük zenci odun kırdı biri baltayı kendine vurdu; kaldı altı.

Altı küçük zenci bal aradı, birini arı soktu; kaldı beş.

Beş küçük zenci mahkemeye gitti, biri tutuklandı; kaldı dört.

Dört küçük zenci yüzmeye gitti, birini balık yuttu; kaldı üç.

Üç küçük zenci ormana gitti, birini ayı kaptı; kaldı iki.

İki küçük zenci güneşte oturdu, birini güneş çarptı; kaldı bir zenci.

Bir küçük zenci yapayalnız kaldı, gidip kendini astı; kimse kalmadı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi