Barnebau’da yorulduk...

Barnebau’da yorulduk...

Evet, Milli Takımımız Dünya Kupası grup eleme maçında İspanya’ya 1-0 yenildi.. Skor utanılacak gibi değil.. Tek gollü bir yenilgi..
Üstelik müsabaka ne büyük takımların un ufak olduğu ünlü Barnebau’da!..
Ve de ilk yarı, İspanya’dan daha iyi top çeviren ve İspanyolları zaman zaman da bunaltan bir futbola imza atan Millilerimizin üstünlüğü ile geçti..
Hele ilk dakikalarda Nihat’ın daha uygun pozisyondaki Semih’e çıkartmayıp topa kendisinin vurmak istemesiyle kaçan % 100 bir gol..
Ancak, ikinci yarıda esas İspanya’yı izledik.. Öyle seri paslar yaptılar ki, bırakın bizim futbolcuları televizyonları başında maçı izleyenlerin bile başı döndü..
Kısacası, bizler koltuklarımızda yorulduk!.. Tik tak paslarla ve birbirlerine yakın oynayan Capdevilla, Senna, Xavi, Fernando Torres ve Xabi Alonso gibi futbolcularla İspanya maçı aldı gitti.. ..
Bir tek David Villa istenilen düzeyde değildi.. Zaten o da esas Villa gibi oynasaydı fark daha açık olurdu..
İspanya’da fevkalâde oynayan bir Sergio Ramos izledik.. Ramos bana göre sahanın yıldızıydı ve Milli Takımımızı çökerten isim oldu..
Hücuma son derece estetik ve çabuk kalkan futbolcu!.. İbrahim Üzülmez’in koridorunu adeta otobana çevirdi..
Fatih Terim’in oyuna 2 forvetle başlaması bu müsabaka için lüks bir fotoğraftı.. Çift forvetin Semih’i doğru tercih olabilir fakat müsabakaya formsuz Nihat’la başlanılmasını ve üstüne üstlük Semih’in çıkartılıp Nihat’ın doksan dakika oyunda tutulmasına anlam veremedim..
Müsabaka çift forvet olarak düşünülmüşse şayet, bu ikili Gökhan Ünal ve Semih olmalıydı.. Ama bana göre doğrusu şu; İspanya gibi üst düzey ve de hızlı futbol oynayan ekiplerin önünde, hele de deplasmanda oynuyorsanız, tek forvetli bir sistem düşünmelisiniz.. 0rta sahayı kalabalık tutmakla ve birbirinize yakın oynamakla rakibi bozabilirsiniz!.. Yoksa bu tür takımlar karşısında oyunu 60. dakikadan sonra yorgunluktan bırakıp ipe un sermek, kaçınılmaz olur..
Eğer ikinci yarıda fark gelmediyse, defansımızın çok dikkatli oynamasından ve kaleci Volkan’ın iyi bir gününde olmasındandır..
Netice-i kelâm; şunu kabul etmeliyiz ki, İspanya bizden üstün bir takım!.. Peki, yenilmeyecek bir takım mı?..
Elbette değil.. Dünyada mağlup olmayacak takım var mı?..
Mühim olan, Fatih Terim ve kurmaylarının nerede hata yaptıklarını tesbit etmeleri.. Bu mağlubiyetten doğru ders çıkarmaları..
Çarşamba gecesi Ali Sami Yen’de rövanş var.. Akıllı bir oyunla ve de prese karşı doksan dakika presle karşılık vererek İspanya önünde iyi bir netice alabiliriz..
Ancak, “Biz bu takımı evimizde rahat yeneriz” palavralarıyla sakın havaya girilmesin!.. Reklamlardaki gibi, “Biz amansızız, biz aslanız, biz Ahmet’iz, biz Ayşe’yiz, biz en büyüğüz” ara gazlarıyla da kimse kendisini aldatmasın!..
Sallapati ve cümbür cemaat hücumu düşünen bir futbolla, Allah esirgesin fark yeriz!..
Meseleyi böyle görüyorum..

NOT: 88.4 frekansından yayın yapan Lalegül FM’de hazırlayıp sunduğumuz “Hayatın İçinden” programının bugünkü misafiri Dr. Ömer Bolat..
Ömer Bolat’la, yerel seçimlerin neticelerini, para piyasalarının son durumunu ve Türk Milli Takımı’nın Dünya Kupası grup eleme maçlarındaki performansını konuşacağız..
Saat: 17.05-18.15 www.lalegulfm.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi