M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Niçin Haklıyım?

Niçin Haklıyım?

Bir tarafta şazz (mânâsını açıklayacağım), aykırı, bozuk, Ehl-i sünnet dışı, cumhur-i ulemânın görüşlerine muhalif fikir ve re'ylere sahip, ana caddeden sapmış icazetsiz, yerli oryantalist, mezhepsiz bir ilâhiyatçı...

Onun karşısında, ilâhiyatçı olmayan, fakat Ehl-i Sünnet çizgisinde duran, geleneksel Kur'ân, Sünnet ve icmâ-i ümmet Müslümanlığına sımsıkı bağlı bulunan, kendi kafasından konuşmayan bendeniz...

Acaba bu ikisinden hangisi yanılıyor?

Elbette bozuk ilâhiyatçı.

Çünkü, o kendinden konuşuyor, kendi re'y ve hevasıyla bozuk ictihadlar yapıyor, bozuk fetvalar veriyor.

Bendeniz ise kendimden konuşmuyorum. Muteber Ehl-i Sünnet kitaplarına, kaynaklarına bağlı kalıyorum, onlardaki bilgi ve hükümleri nakl ve arz ediyorum.

Şazz fikirlere sahip bir ilâhiyatçı bendeniz için "O bir ilâhiyatçı değildir, geçelim..." demiş.

Hayır geçemezsin.

Seni, yakın zamanın büyük icazetli gerçek din âlimi, Kur'ân, Sünnet, fıkıh, şeriat hâdimi, Şumnu Nüvvab Medresesi ve Mısır Ezher Üniversitesi mezunu büyük âlim Ahmed Davudoğlu merhum tenkit etmişti. Niçin tenkit ettiğini öğrenmek isteyenler "Dini Tâmir Dâvâsında Din Tahripçileri" (Bedir Yayınevi, 0212/519 36 18) adlı kitabı okusunlar.

Ben ilâhiyatçıyım diyeceksin ve sonra:

* Ehliyet ve liyakatin olmadığı halde bozuk ictihadlar yapacaksın.

*Mevrid-i nassa aykırı bozuk fetvalar vereceksin.

* Mason, yalancı, taqiyyeci, Müslümanları aldatan, aktivist, bulaşık, Bahailerle ve Bahailikle gizli ve karanlık ilişkileri olan, Blunt adlı bir İngiliz ajanı ile birlikte Halife Sultan Abdülhamid'i tahtından indirmek için çalışan ve daha bir sürü şâibeli tarafı bulunan Cemalüddin Afganî'yi önder, kurtarıcı ve rehber ilan edeceksin.

* Onun tilmizi Mason Abduh'u, yanlış fikirlere sahip Reşid Rıza'yı ve emsalini göklere çıkartacaksın.

* Kur'ân Yahudileri ve Hıristiyanları İslâm'a çağırmıyor diyeceksin.

* Erkekler altın ziynet eşyası kullanabilir diye Şeriata aykırı fetva vereceksin.

* Ehl-i Sünnete aykırı bir çığır açmaya çalışacaksın.

* Dini, fıkhı, şeriatı oyuncak haline getiren telfik-i mezahip propagandası yapacaksın ve sen doğru yolda olacaksın, bunlara karşı çıkan Sünnî Mehmed Şevket Eygi yanlış yolda olacak. Yooo yağma yok!..

Bendeniz haddimi biliyorum, ictihad yapmıyorum, saçma sapan fetvalar vermiyorum, şazz fikir, re'y ve görüşler sergilemiyorum.

Müslümanlar İslâm'ı ve ilmihallerini öğrenmek için şu kitapları okusunlar diyorum:

1. Merhum dersiâm Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük İslâm ilmihali.

2. Hacı Zihni efendinin Nimet-i İslâm'ı.

3. Şafiî fıkhına bağlı olanlar büyük bir Şafiî ilmihali.

4. İslâm ahlâkını ve edebini öğrenmek için İmamı Gazalî'nin İhyau Ulumiddin adlı dört ciltlik eseri.

5. Ehil, icazetli, liyakatli âlimler, müfessirler tarafından telif ve tasnif edilmiş meal ve tefsirler.

6. Yine icazetli, ehliyetli âlimlerin hazırladıkları hadîs külliyatları...

Bunları tavsiye ettiğim için niçin yanılacakmışım?

İpe sapa gelir gerekçen var mı?

İlm-i Kelam okumuş olanlar bilirler ki, bozuk ilahiyatçılar, yeni bozuk fırkalar çıkartmakta veya eski bozuk fırkaların sinsice propagandasını yapmaktadır.

Bendeniz din sahasında bir otorite değilim ama merhum ve mağfur Ahmed Davudoğlu Hocaefendi büyük bir otorite idi. O, bir kimseyi tenkit ettiyse, bozuk fikirlere ve görüşlere sahip olmakla suçladıysa elbette bir hikmeti vardır. O Davudoğlu Hoca ki, şeriat hükümlerini müdafaa ettiği için bozuk düzen tarafından hapse atılmış, nice çileler çekmişti. Hem Bulgaristan'da, hem Türkiye'de...

Bozuk, dall, mudil ilahiyatçıların şu fikirleri yanlıştır:

1. Ahir zamanda İsa aleyhisselam nüzul etmeyecektir diyorlar. Halbuki nüzul edeceğine dair 100'den fazla hadîs vardır. Bu konuda ulema müstakil kitaplar yazmıştır. Tevâtür derecesinde dinî bir bilgiyi ve hükmü inkar eden bozuktur, sapıktır.

2. Ashab-ı Kiram'dan Ebû Hureyre radiyallahu anh hadîs uydurmuştur diyenler de sapıktır, bozuktur.

3. Kur'ân'daki birtakım muhkem/kesin emirler ve yasaklar tarihseldir, bugün geçerli değildir diyenler de yoldan çıkmıştır. Sadece yoldan mı?

4. Hadîsleri ayıklayan ilahiyatçılar çok bozuk, çok tehlikeli bir yoldadır. Ayakları kayar ve Cehennem'e yuvarlanırlar... Üstelik bu ayıklama işinde bir Cizvit papazını danışman olarak kullanmaktadırlar. Bilmiyor değiliz...

5. Pakistanlı Fazlurrahman bozuktur. Ülkesindeki binden fazla ulema, fukaha, müftü tarafından tenkit, red ve cerh edilmiş ve sürülmüştür.

6. Bazı bozuk ilahiyatçıların, hayızlı (ay hali) kadınların namaz kılabileceklerine dair verdikleri fetva yanlıştır. On dört asırlık icmâya, cumhur-i ulemanın ittifakına aykırıdır.

7. Bozuk ilahiyatçılar, feministleri memnun etmek için kadınlarla ilgili sahih hadîsleri inkar ediyorlar. Onların yaptığı doğru mudur, yoksa sapıklık mıdır?

Evet, bendeniz Ehl-i Sünneti, fıkhı, şeriatı müdafaa ederken haklıyım, doğru yoldayım.

Bozuk ilahiyatçılar ise, Ehl-i Sünnete aykırı bütün ictihad, fetva ve görüşlerinde yanılıyorlar.

Ben kendimden konuşmuyorum.

Onlar kendi kafalarına göre, kendi re'y ve hevalarıyla konuşuyor ve yazıyor.

İslâm dünyasının muteber fetva merkezlerine müracaat edelim, bakalım kim haklı çıkacak? Cesaretleri var mı?

(Not. "Şazz" Kaide ve kural dışı olan, marjinal görüş.)

Neo-Haricîler

AHMET CEVDET Paşa Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefa adlı eserinde yazar. Haricilerden bir grup yolda Ashab-ı kiramdan muhterem bir zat ile karşılaşmışlar, yanında binit üzerinde hamile zevcesi de varmış. Sıygaya çekmişler. Ebubekir'i nasıl bilirsin?.. İyi bilirim demiş. Tamam demişler. İkinci soruları "Ömer'i nasıl bilirsin?" Onu da iyi bilirim demiş. Bu da tamam demişler. Gelmiş üçüncü soru: Osman'ı ve Ali'yi nasıl bilirsin? Onları da iyi bilirim deyince ya öyle mi demişler, muhterem zatı ve hamile eşini katl etmişler... Sonra yollarına devam etmişler. Ehl-i zimmet Hıristiyanların yaşadığı bir yerden geçerken Haricilerden biri bir domuz görmüş, pis murdar hayvan demiş kılıcıyla öldürmüş. Diğer Hariciler kaşlarını çatmışlar, bu bir zulümdür demişler, git hemen domuzun tazminatını öde ve Nasranî sahibinden af iste...

İşte Haricî zihniyeti budur.

Maalesef zamanımız Türkiye'sinde Neo-Hariciler diyebileceğimiz katı insanlar vardır. Bunlar Nuh derler Peygamber demezler... Adalet ve insaf onların semtine uğramamıştır... Bu Neo-Hariciler hem savcılık, hem hakimlik, hem de cellatlık yapar... Mantık bilmezler, mutedil olmazlar... Vurdukları vurduk, astıkları astık, kestikleri kestiktir...

Bu dar kafalı mutaassıplar mü'min kardeşlerini tekfir eder, şirkle suçlar.

Bunlar, savunmanın kutsal olduğunu bilmezler, savunma hakkı tanımazlar.

Ehliyet, icazet ve liyakatleri olmadığı halde işkembe-i kübradan ictihad yaparlar, yanlış fetvalar verirler. Haramı helal, helali haram yapanları bile var.

Bunlar gerekçesiz konuşurlar. Gerekçeye ihtiyaçları yoktur. Söyledikleri, iddia ettikleri her şey doğrudur. İtiraz edenler sapıktır. Onlar Haricî oldukları için hiç yanılmazlar.

1970'lerden bu yana bu yeni Hariciler İslâm toplumu içinde çok tahribat yaptı.

Zamanla bazıları sertliklerini bıraktı, eskiden bozuk ve kafir dedikleri düzenin haram ve necis rantlarına saldırdı. Nice sabık Haricî mücahid şimdi müteahhit oldu, malı götürdü, köşeyi döndü, kara para zengini oldu.

Müslümanlardan ilim ve irfan sahibi olanlar elbette bazı konuları mütalaa edecekler ve gerekirse tartışacaklardır ama her şeyin bir edebi, erkanı, usûlü, metodu, etiği olduğu gibi bu müzakere ve tartışmaların da vardır. Tartışma ve müzakereler olumlu ve yapıcı olacak. İlmî kaynaklara dayalı tutarlı gerekçeleri olacak. Yalan, dolan, mugalata karıştırılmayacak.Müslümanlar yanıltılmayacak, aldatılmayacak.

Çağımızda İslâm dünyasında çok az klasik Haricî kalmıştır. Onların da kendilerine göre hocaları vardır, sofuları vardır, mücahidleri vardır. Sorarsanız "Ah, bu dünyada Müslüman olarak bir biz kaldık..." derler.

Neo Haricilerin bir kısmı Haricî olduğunu bilmez veya kabul etmez. Onlara sorarsanız en iyi, en has, en halis, Müslümanlar kendileridir.

Cenab-ı Hak Ümmet-i Muhammed'i şerlerinden korusun. Amin...

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi