Resul Tosun

Resul Tosun

Obama'dan çok şey beklemeyin

Obama'dan çok şey beklemeyin

İki günlük bir Obama rüzgarı esti. İlk adı bereket ve mübarek kelimesinden üretilmiş Barak, baba adı Hüseyin, rengi siyah, kendisi cana yakın sevimli ve açık sözlü olunca üzerimizde olumlu bir izlenim bırakarak gitti. Selefi olan W. Bush'un saldırgan politikasına karşı, barışçı bir eğilim sergilemesi onu daha da çekici kıldı.

Barak Hüseyin Obama'yı bir barış elçisi gibi algıladık. İnşallah öyle olur.

İslam'a düşman olmadıklarını açıklarken, İran'a zeytin dalı uzatırken, Filistin devletinin kurulmasını öngörürken, Irak'tan çekileceğini ve PKK ile mücadelede Türkiye'nin yanında olacağını ilan ederken, Bush'un yıkıcı politikalarını değiştirip ilişkileri düzelten bir başkan portresi çizen Obama sevimli bir başkan izlenimi bıraktı.

Fakat aynı Obama, 1915 olaylarına temas ederken, İran'ın nükleer çalışmalarını eleştirirken, İsrail'in güvenliğinden bahsederken, Afganistan'a yöneleceğinden dem vururken de Bush'un politikalarını devam ettiren bir başkan profili çiziyordu.

1915 olaylarına temas ederken fikirlerinin değişmediğini tekrar ediyor yani bir soykırım yapıldığının altını kalın çizgilerle çiziyor. İnce bir diplomatik lisan ile "sorunu Ermenistan ile aranızda çözün" diyor. Böylece olayın tarihi bir olay olduğunu es geçerek sorumluluğu siyasete yüklüyor ve Ermenistan'ın yanında olduğu mesajını veriyor/verdi.

Bu konuda Cumhurbaşkanı Gül'ün köşkteki basın açıklaması fevkalade önemliydi. Olayın tarihi bir olay olduğunu, tarihçilerden oluşacak bir heyetin önce olayın gerçek yüzünü aydınlatması gerektiğini, Türkiye'nin böyle bir ilmi heyetin ortaya koyacağı gerçeğin gereklerini yapacağını açıklaması, Obama'nın şahsında bütün iddia sahiplerine yapılmış çok önemli ve fevkalade ince ve diplomatik bir uyarıydı.

İran'ın nükleer silah edinmesini eleştirirken İsrail'in sahip olduğu nükleer silahları görmezden gelmesi ve İsrail'in güvenliğinin önemine temas etmesi ABD'nin Ortadoğu politikalarında değişen bir şey olmadığını göstermesi açısından önemliydi. Bunu Türkiye'ye gelmeden önce NATO toplantısında yaptığı açıklamayla birleştirdiğimizde, "Türkiye acaba bir tuzağa mı çekiliyor?" sorusunu sormadan edemiyor insan.

Orada NATO'nun Avrupa'nın güvenliğini korumakla yükümlü olduğunu söyledi. İsrail kendisini Avrupa'nın bir parçası olarak görüyor Avrupa da Amerika da bunu kabul ediyor. Dolayısıyla İsrail'in güvenliği de NATO'nun görevleri arasına dahil oluyor. Bu durumda NATO'nun Filistinlilere karşı kullanılması da ister istemez gündeme gelebilecek bir durum arz ediyor.

Öte yandan Obama'nın güvenlik sorununun tek sorumlusu olan İsrail'in güvenlik kaygılarına hak verirken, Filistinlilerin yaşadığı drama temas bile etmeden sadece devlet kurma haklarından bahsetmesi de bu konuda ABD politikalarının pek değişmediği izlenimini uyandırıyor.

Bir milyondan fazla insanın hayatına mal olan Irak işgalinin sorumlusu bir devletin yeni başkanı olarak buradan çekileceğini ilan ederken adeta yanlış yaptıklarını itiraf ya da dolaylı bir özür havası ihsas ettiriyor ve ister istemez "çok güzel hareket" dedirtiyor. Fakat aynı Obama Afganistan'a yöneleceğini ilan edince de "Yeni bir Irak mı?" sorusunu sorduruyor.

Irak'ın işgal gerekçeleri neydi? Nükleer silahları var denildi. Irak yönetiminin El Kaide ile ilişkili olduğu söylendi. Demokrasi getireceğiz dediler. Sonra kendileri açıkladı ki Irak'ta nükleer silah yokmuş. Yine kendileri açıkladı ki Irak yönetiminin El Kaide ile ilişkisi bulunmuyormuş ABD istihbaratı yanılmış! Altı senedir hangi demokrasiyi getirdikleri ise ortada. Iraklılar Saddam'ı arar hale geldi!

Şimdi aynı ABD Afganistan'a yerleşmek istiyor. Taliban, El Kaide hepsi bahane. Asya'da şekillenen yeni denge içinde yer almasa da bölgede bulunmak ve varlığını ihsas ettirmek istiyor. Sadece ABD çıkarlarına hizmet eden bu politikaya NATO'yu dahil ederek Avrupa'yı da peşinden sürüklüyor. Tabii Türkiye'yi de. Avrupa'nın güvenliğinden sorumlu olan NATO'nun Afganistan'da ne işi var diye sorgulanmıyor!

Neyse ki Türkiye muharip güç kullanmaktan özenle kaçınıyor! Askerimiz Afganistan'da eğitimden sağlığa halka yardım eden bir birim olarak görev yapıyor ve ABD'nin emellerine hizmet etmekten kaçınıyor!

Tek tesellimiz bu zorlu denklem karşısında deneyimli ve duyarlı devlet adamlarına sahip olmamızdır. Dış işlerinden gelen deneyimli bir cumhurbaşkanımız var. Son yedi yıldır bu gelişmelerin içinde pişmiş bir başbakan ve ekibi var. Türkiye'nin ve bölgenin zarar görmesine izin vereceklerini zannetmiyorum.

Neyse, her şeye rağmen Obama'nın sadece Türkiye'yi ziyaret etmiş olması bile ülkemizin artık bölgesel bir güç ve aktör olduğunu göstermesi açısından çok önemli bir gelişmedir. Verdiği mesajlar önemlidir. Hele "model ortaklık" deyimi Türkiye'yi bambaşka bir yere oturtmaktadır.

Bununla birlikte ben fazla bir beklenti içinde olmadığımın ve ihtiyattan yana olduğumun altını kalın çizgilerle çizmek isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi