Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Çorbanın tuzu ve peşin karar

Çorbanın tuzu ve peşin karar

Ekonomik kriz dedikleri, yabancısı olduğumuz bir şey değil. İlk defa karşılaşmıyoruz. Acı patlıcandan tek farkımız, rengimizdir.

Bir gecede paramızın değerinin yarıya indiği zamanları unutmuş değiliz.

Anayasa kitapçığı havada uçuşur, biz krize gireriz.

Saddam Kuveyt'e girer... ABD ordusu Irak'a saldırır... Biz "Körfez Krizi" yaşarız.

5 Nisan kararları derler, ekonomik tedbirler alırlar... İlk kırağıda solan çiçeklere döneriz.

Ayemef dedikleri IMF yetkilileri kucağında paketlerle gelir... Biz yine sıkıntıya düşeriz.

Amerikan ordusu Irak'a tekrar girer, ülkenin üç bir tarafını işgal eder... Bize yansıyan tarafı, ikinci körfez krizi şeklinde olur.


* * *
80 öncesindeki krizlerse saymakla bitmez.

Gaz, bez, tuz bulmak meseledir. Kuyruklar uzar gider.

Millet bir kalabalık gördü mü hemen sıraya girer. Ne kuyruğu olduğunu ilerleyen vakitte öğrenecektir. Margarin mi, sigara mı, başka bir şey mi her ne ise sıra gelince alıp evine döner nasılsa.

Velhasıl krizlerle doğduk, krizlerle büyüdük, krizlerle yaşayıp, krizlerle öleceğiz.

Şimdiki de küresel kriz... Ne farkeder?


* * *
Krizlerin en kötü yanı, işsizliğin artmasıdır şüphesiz.

İşte bu kriz dönemlerinden birinde, genç adam iş başvurusunda bulunmuş.

Büyük bir firma, önemli bir görev...

Yüksek hacimli üretim yapan ve ürettiklerinin çoğunu yurt dışına satan işletmenin Araştırma Geliştirme Bölümü'nün başına talip. Tecrübe, tahsil, referans vs hepsi tamam...

En son patronla bir görüşme yapılacak, patron ikna olursa hemen göreve.


* * *
Yemek yiyelim demiş patron. Masa kurulmuş, geçip oturmuşlar.

Genç adam, yemeğe başlarken çorbaya tuz atınca, patron "Maalesef" demiş, "bu görevi sana veremem... Daha çorbanın tadına bakmadan, tuzu az mı çok mu kontrol etmeden, hemen tuz attın. Böyle davranan birini Ar-Ge başına getiremem."


* * *
"Yanılıyorsunuz" demiş genç adam. "Sadece gördüğünüz kadarına bakıp şeklen karar veriyorsunuz. Ben gerekli araştırmayı yaptım."

"Nasıl?"

"Burada çalışıp yemek yiyen personel sayısını biliyorum. Ne miktarda yemek üretildiğini hesap etmek zor değil. Aylık olarak tüketilen malzeme listesi de elimde. Burada tüketilen tuz miktarının azlığı dikkat çekiyor."

Patronun gözleri büyümüş. Genç adam açıklamaya devam etmiş.

"Ayrıca aşçı başı ile görüştüm. Tuzlu yemeklerin size iyi gelmediğini, dokunduğunu bildiğinden, siz burada olsanız da olmasanız da yemeklere çok az tuz katıyor. Doktorunuz üç beyazı azaltmanızı istemiş. Bunun dışında personelle yaptığım görüşmelerde hepsinin yemekleri tuzsuz bulduğunu öğrendim. Ve son olarak, daha önce iş başvurusu ve görüşmeler için geldiğim zamanlarda burada birkaç defa yemek yemiştim. Hepsinde de yemeklerin tuzsuz olduğunu bizzat tespit ettim."


* * *
Patron hayranlık duymuş.

"Bu durumda yanıldığımı kabul etmek zorundayım. Ar-Ge için sizden iyisini bulamam."

"Öyle olabilir fakat bu tablo karşısında ben görevi kabul edemeyeceğim. Çünkü çok peşin hükümlü davranıyorsunuz. Aramızda problem çıkma ihtimali çok yüksek."


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi