Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Ergenekonculuk ve hukuku hep zorlamak!..

Ergenekonculuk ve hukuku hep zorlamak!..

Hukuku hep zorlamak!..

Ergenekon'da 12. dalga gözaltılar yaşandı.

Malum şu anda konuyla alakalı iki iddianame var.

Anlaşıldığı kadarıyla, önümüzdeki günlerde 3. iddianame de mahkemeye sunulacak.

12. dalga gözaltıların son olmadığı ve yeni gözaltılar yaşanabileceği de söyleniyor.

Bu da, iddianame sayısının artabileceğini gösteriyor bizlere.

İlk iddianame 2 bin 455 sahife.

İkinci iddianame ise bin 909...

İlk iddianamenin 442 klasör tutan ekleri var.

İkinci iddianamenin ekleri ise 240 klasör tutuyormuş...

İlk iddianame ile ilgili mahkeme safahati devam ediyor.

Sözkonusu süreçle alakalı olarak gözaltında bulunan; tutuklu ya da tutuksuz yargılanan çok sayıda isim var.

Bu isimlerin çoğu, kamuoyunun yakından tanıdığı ve şimdi çoğu emekli olsalar da, vaktiyle önemli makamlarda bulunmuş isimler.

İlk iddianame, ikinci iddianame ve birinci iddianamenin eklerinin yanında, medyada yer alabildiği kadarıyla, mahkemede konuşulanlardan da bir şekilde haberdarız.

Yani olayın tam olarak ne olduğu hususunda kafamız hafifçe karışık olsa da, mahkeme önüne çıkarılan ve çıkarılacak olan; çoğunu bir şekilde tanıdığımız kişilerin, kendi aralarında neler konuştukları, ne gibi fikirler taşıdıkları, ülkenin içinde bulunduğu durumla ilgili olarak kanaatlerinin ne olduğu ve ülkeyi bu durumdan kurtarmak için neler düşündüklerini, aşağı-yukarı biliyoruz...

Davanın muhatabı olanlar arasında, emekli komutanlar, rektörler, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu idarecileri gibi, askeri ve sivil bürokrasinin yukarı kademelerinde görev almış insanlar var.

Ülkenin içinde bulunduğu durumdan memnun olmadıkları ve gidişatı kendi arzu ettikleri yöne çevirmek için birşeyler yapmaya çalıştıkları anlaşılan bu isimlerin; neden, 'memleket elden gitti' zehabına kapıldıklarını anlayabilmek ve hiç değilse niyetlerinin temeli hakkında bir fikir sahibi olabilmek, çok zor.

Zor, çünkü hemen her birisi vaktiyle önemli görevlerde bulunmuş olan bu insanların, görevde bulundukları süre içerisinde şikayetlerini mucip olan hususlara çözüm açısından ne gibi adımlar attıkları sorusunun cevabı yok.

Bu insanların, aktif görevde bulundukları süre içerisinde ülkenin gelişmesi, ilerlemesi ve şikayet edilen hususların biraz olsun düzeltilebilmesi açısından ciddi gayretler gösterdiklerine dair bilgiler yok elimizde ve bu zevattan çoğunun, neden emekli olduktan sonra gayrete kapıldıklarını anlayabilmek de mümkün değil.

Aksine, şimdilerde kendileri ve kendilerine sahip çıkmaya çalışanlar tarafından, bol bol 'hukukun üstünlüğü' nutukları atılsa da; işbaşında bulundukları dönemde hukuka pek riayet etmedikleri ve hukuku zorlamaktan da keyif aldıkları biliniyor.

Ülkede halen var olan hukuksuz yasakların ve insanların temel hak ve özgürlükleri ile ilgili akıl almaz sınırlamaların mucidi, uygulamacısı ve savunucusu olan bu kişilerin, niyetlerinin tümüyle gerçekleşmesi durumunda nasıl bir Türkiye istediklerini anlamak kolay.

Günlükler, kurulduğu anlaşılan bağlantılar, ilgili kişilerin kendi aralarında yaptıkları konuşmalar; oluşturulan ve bazılarının bundan önce tatbik sahasına konulduğu anlaşılan senaryoların ortaya koyduğu şeyler, ürkütücü...

Yani Millet ve Memleket aşkına harekete geçtiklerini söyleyenlerin, Millet ve memleketi, kafalarına göre oluşturdukları bir cenderenin içine sokmaya hazırlandıkları anlaşılıyor.

Memleketimizde yaşayan milyonları zerre kadar hesaba katmadıkları ve insanımızı kendilerinden isteneni yapmaya mecbur bir sürü olarak düşündükleri anlaşılan zevat, şimdi sürekli olarak zorladıkları hukukla başbaşa kalmış durumdalar.

Ve işin garibi hukuku zorlamayı da hala sürdürüyorlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi