Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Ergenekon bin yıl sürecek

Ergenekon bin yıl sürecek

Önce inkâr ettiler... En kolay yöntem... Ucuz, maliyeti yok. Sermayesi "Nayır, nolamaz, inanmıyorum"dan ibaret.

Üstüne "Hadi canım sen de" ile "Olmaz öyle şey" ekleyin...

Dört başı mamur bir inkâr tablosu oluşturursunuz.


* * *
Ergenekon sevenler cemiyeti mensupları, bunların hepsini denediler.

Lâkin hiç işe yaramadı.

Dalgalar peşpeşe geliyordu.

Mızrak çuvala sığacak gibi olmadığı için, inkâr etmekle bir yere varılamayacağını anladılar.

Öyle ya inkâr inkâr nereye kadar?


* * *
Alaya alıp sulandıralım ayağına yattılar.

Fakat bu Ergenekon dedikleri dava, öyle kapsamlı ki çok su kaldırır.

Devasa kazanda pişen garnizon pilavı gibi...

Ne kadar sulandırırsan sulandır, yine çizgisinden saptıramazsın.

Dalgalar peşpeşe gelmeye devam ediyordu.


* * *
Cemiyetin abileri, "Küçümseme de bir savunma yöntemi sayılır nitekim" kararına varmış olmalı ki bulunan silahlar, topraktan fışkıran bombalar, kuytu köşelere bırakılan mermiler, çöpe atılan patlayıcılar, kuyulardan çıkan ceset parçaları, ele geçen define krokileri için topyekün küçümseme yoluna gittiler.


* * *
"Bu kadarcık silahla mı darbe yapılacaktı?" sualini pek tuttu Ergenekonikler.

Durup durup bu sözü tekrarlar oldular.

"Şuncacık bombayla mı?"

"Buncacık mermiyle mi?"

"Bu kadar silah bir tugaya bile yetmez, kaardeşim!"

He...

Valla öyle...

Yetmez.


* * *
Ergenekon dalgaları durmak bilmeyince...

İnkâr, alay, sulandırma, küçümseme ve varsa hatırlamadığımız sair yöntemler işe yaramayınca, korku belirtileri ile bitsin artık temennileri baş gösterdi.

Korkunun krallığı ile yargının bir an önce sonuçlanması dilekleri arasında gidiş gelişler başladı.

Evet, bazıları korkuya kapılmakta haklıdır. Şayet suça bulaşma söz konusu ise.

Yargının gecikmeden tamamlanması da güzel olur ama bu temennilerin mahkeme üzerinde baskıya dönüşmemesi gerekir.


* * *
"Tünelin ucunu göremiyoruz" şeklindeki yaklaşım bu bakımdan anlamsızdır.

Tünel kısaysa ucunu görmek çabuk olur. Ya uzun bir tüneldeysen?

Eğer bu faydalı hareketler, hukukun üstünlüğünü herkese ve her kesime kabul ettirme yolunda atılan adım ise ve faili meçhullerin aydınlatılıp, demokrasinin adam gibi işlemesini sağlamak içinse, varsın bin yıl sürsün.

Paniklemenin âlemi yok! Usuletle ve suhuletle... Tadını çıkara çıkara... Sindire sindire...

Ne diyordu Yahya Kemal:

"Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu / Bin yıl sürecek zannedilen kar sesidir bu..."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi