Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Kazdıkça çıkan cephaneler

Kazdıkça çıkan cephaneler

Bana göre Ergenekon soruşturmasının en önemli yanı belirlenen yerlerde yapılan kazılarda çıkan cephaneler. Çünkü, bu memlekette darbeler olağan hale gelmişti. Hatta belli periyotlarla siyasete müdahale gündeme gelirdi. Doğrudan ya da dolaylı darbelerin olduğu yerde darbeciler ve darbe heveslileri de olacaktır. Bunların asker ya da sivil olması da çok fazla önemli değildir. Çünkü, biliyoruz ki her darbenin sivil uzantıları ve ayakları da olmuştur. Bu bakımdan bazı insanların darbe hazırlığı içinde oldukları ya da girişimleri sebebiyle sorguya alınması benim için hiç sürpriz olmadı. Belki şimdiye kadar böyle bir şeyin yapılamamış olması sebebiyle merakımızı çekmiş olabilir. Bunu söylerken darbeleri olağan kabul ettiğim elbette anlaşılmamalıdır. Ülkemiz açısından olaya bakıldığında artık yadırganır bir yanı kalmamıştı darbelerin, onu demeye çalışıyorum.

Ergenekon soruşturması vesilesiyle ortaya çıkan gelişmelerin beni en çok şaşırtan, üzen hatta düşündüren boyutu yapılan kazılarda orduya ait yer altına gömülmüş silahların bulunmasıdır. Bunu aklım almıyor. Çünkü darbe için yer altına silah gömmeye ihtiyaç yoktur. Genellikle darbeyi asker yaptığına göre bu tür bir hazırlığa gerek yoktur. Olsa olsa bazıları darbeden çok bir iç savaş durumuna göre silahları toprak altına gömmüş olabilirler. Gerçi bu kazılar başlayıp ilk silahlar bulunduğunda bunun sivil savunmaya yönelik, yani ülkenin düşman işgaline uğraması durumunda bu silahların kullanılması gündeme gelmişti ama, bana tüm bunlar pek inandırıcı gelmedi.

Elbette silahlı kuvvetler her türlü iç ve dış tehlikeye karşı gerekli planları hazırlamış, her türlü düzenlemeyi ve hazırlığı yapmıştır. Asli görevi de budur. Beni esas düşündüren husus orduya ait bu silahlar nasıl oluyor da depolardan çıkarılıyor ve bir yerlere gömülerek resmi olmayan amaçlar uğruna kullanılması düşünülüyor ya da kullanılabiliyor. Bu memleket bu kadar mı sahipsiz kaldı? Sanıyorum ordunun elindeki her türlü silahın bir kaydı vardır. Bunların kullanılanları ve kullanılamaz hale gelenleri kayıttan düşer. Yerlerine yenileri konur.

Görünen o ki, yer altına gömülmüş olan orduya ait cephaneler bazı kişiler tarafından depolardan alınarak bir takım amaçlar için kullanılmak üzere başka yerlerde saklanmıştır. İşte bu noktada önemli olan yanı bu işin sorumlularının kimler olduğudur. Bunların tespit edilip edilemeyeceğidir. Bu noktada ordu içinde bir soruşturmanın yapıldığına inanıyorum. Bunun gizlilik içinde yürütülmesi de doğaldır. Ancak, en azından işin özüne girilmeden yani şahıs isimleri açıklanmadan kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Çünkü, orduya ait silahların birileri tarafından çalınması, çalınması diyorum çünkü olayı izah için başka kelime bulamıyorum ve bu işin uzunca bir zamandan beri devam ettiği duygusunun yaygınlık kazanması toplumu tedirgin edecek bir husustur.

Ergenekon soruşturması kapsamında bu silahların ne için gömüldüğüne dair net bir bilgi kamuoyuna yansımamıştır. Sadece bazıları ihbar, ifade ve ele geçirilen belgelere dayanılarak yapılan kazılardan bol miktarda silah ve cephane çıktığını görüyoruz. Hatta bazı kazılar televizyon kameralarının eşliğinde yapılıyor.

Gelişmelere baktığımıızda insan sanki bu ülke sahipsizmiş, iç ve dış güvenliğimizi teslim ettiğimiz kurumlarda ters giden birşeylerin olduğu duygusuna kapılıyor. Toplumun bu duygudan kurtarılması gerekmez mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi