Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Aliyev-Sarkisyan ne haber?

Aliyev-Sarkisyan ne haber?

"Amcasının kaymakamı"

Başlıktaki ifade, Elveda Rumeli dizisinde geçiyor sık sık. Sütçü Ramiz, Pürsıçan kasabasının kaymakamından bahsederken, sevimli Rumeli lisanıyla, bir yakınlık ifadesi olarak kullanıyor onu.

İfade, Cindoruk'un Demirel'le ilişkisini tanımlamak isterken geldi aklıma.

Belki şöyle denebilir:

"Babasının emanetçisi..."

Onun adı "Emanetçi"ye çıkmıştı '80 sonrasında...

Sonra yerini Baba'sına devretti.

Baba sonra Cumhurbaşkanı oldu, sonra 28 Şubat'çı oldu, sonra emekli oldu.

Ama Baba'nın davası bitmedi.

28 Şubat'tan sonra öyle bir şey oldu ki, Demirel'in yüreğinde ukdeye dönüştü.

Demirel'in 28 Şubat'ta tasfiye sürecine katıldığı bir çizginin uzantısı, halk oyu ile iktidara geldi. Tayyip Erdoğan Demokrat Parti çizgisini alıp götürdü. Ukde, oturdu boğazına birilerinin.

Sonra 28 Şubat iradesi istikametinde arayışlar başladı.

Patalya - matalya toplantıları, diyalog - miyalog arayışları, eski milletvekilleri ile ilişkiler, emekli askerlerle dirsek temasları falan...

İşin bir ucu şimdi Ergenekon'da.

Bu arada, Demokrat Parti'de de gelişmeler oldu. Süleyman Soylu diye bir genç adam, Tayyip Erdoğan'a çok yakın, belki ondan biraz farklı duruşu ile partiyi aldı, meydan meydan dolaştı, net duruşlar sergiledi ve seçimlerde varlık gösterdi.

Baktılar birileri:

-Azıcık bir alan vardı o da elden gidiyor.

Bay Cindoruk işte böyle bir telaş ortamında meydana çıkarıldı.

Onu, 75 yaşında gençlik numaraları yaparken görmek, dudaklarında kendine has gülümsemenin de hatırlattığı gibi, gerçekten dramatik bir hadise.

O gençse, Demirel daha gençtir. Neden o çıkmadı ki meydana?

Asıl onun taşın altına koyması gerekirdi elini...

Bu işi kurtarsa kurtarsa o kurtarır?

En 28 Şubat marifetlisi odur.

Cindoruk mu?

Geç onu...

O çizginin nesli tükenmektedir.

O çizgi, 28 Şubat'ta bütün maskesini çıkarmıştır.

Cindoruk'un son 10 yılda sergilediği imaja bakanlar, onun dilini, Demirel'in yaptığına benzer tarzda, 28 Şubat mantığı istikametinde nasıl eğip büktüğünü ayan - beyan görürler.

2009 yılında, milletin kazandığı politik şuur, Demirel - Cindoruk vs... abra - kadabrasına kanmayacak bir olgunluk seviyesindedir.

Bundan böyle, Demirel - Cindoruk hamlelerinde, trajikomik sahneler izlemeye hazır olmalıyız. Ama komedi oyununda değil.

Demirel, Büyükanıt'ı "Devlet hasta ise neden düzeltmedin?" diye hesaba çekiyor.

Ne demek bu?

Demirel "Askerin devleti nasıl düzelttiği"ni bilmeyecek adam değildir.

Sorsanız, demogojik bir cevabı mutlaka vardır, ama işte bunun adı tam da 28 Şubat mantığıdır.

İbretlik işlerdir bunlar.

Cindoruk'u siyaset sahnesine süren kader tecellisi, yanlış bir çizginin ibretlik akıbetini seyretmemizi mi istiyor, kim bilir, belki... Kim bilir.

ALİYEV - SARKİSYAN - NE HABER?

Bir süre önce, kıyametler kopuyordu.

-Türkiye, Amerika ile ilişkileri düzeltmek için Azerbaycan'ı satmak üzereydi. Karabağ'ı unutmuştu.

Sınırları açacaktı!

AK Parti iktidarı ihanete doğru koşuyordu.

Azerbaycan'da herkes ayaktaydı. İktidar, muhalefet, medya... Halk da "Ne oluyor bu Türkiye'ye?" diye sorar hale getirilmişti.

Hatta Moskova'ya gidilmişti. Putin'le masaya oturulmuştu. Enerji işbirlikleri rafa kaldırılmak üzereydi.

Bu Erdoğan - Gül ikilisine iyi bir ders vermek gerekiyordu.

Gül'ün Erdoğan'ın izah çabaları boşunaydı.

İçerde de, bütün Ergenekon camiası bu ihanete inanmıştı. Muhalefet liderlerinin öfkesi kürsüleri yıkıyordu.

Ne oldu?

Prag'da, Aliyev'le Sarkisyan, yani Azerbaycan ve Ermenistan devlet başkanları, Amerika'nın çöp-çatanlığında buluştu. Bir yol haritasında anlaştılar. El sıkışmadılar ama, yeni bir sürecin başladığını dünyaya ilan ettiler. Bu sonuca gelmede de Türkiye'nin katkıları oldu.

Peki bu durumda kim ihanet etti Azerbaycan davasına?

Aliyev mi?

Var mı Aliyev'i "Ne yaptın sen?" diye suçlayan bir Allah'ın kulu? Azerbaycan'da, Türkiye'de? Yok. Tık yok.

Böyle oluyor bizde politika?

SKANDAL

Güneş Operasyonu'nun yapıldığı dönemin Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, 32'nci Gün programında, M. Ali Birand'ın "Bütün Silahlı Kuvvetlerimiz Kandil'e gitse bile PKK bitirilemez mi?" sorusuna "Bitirilemez" diye cevap veriyor. Bu, tam da, PKK'nın şu andaki birinci adamı Murat Karayılan'ın Hasan Cemal'e söylediği "PKK askeri operasyonla bitirilemez" ifadesine benziyor. Bunun adı skandal değilse nedir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi