D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Yeni bir hastalık: Ergenekonomani

Yeni bir hastalık: Ergenekonomani

Tıp son yüzyılda büyük gelişmeler kaydetti. Bundan kimsenin şüphesi yok. Türkiye büyük ekseriyetle bu gelişmelerin son zamanlara kadar sadece takipçisi oldu. Yani Türkiye merkezli buluşlar, ilaçlar o kadar şişinmemize rağmen, çok fazla yok. (Benim hatırımda kalan “Behcet” hastalığı hariç).
Son yıllarda, ülkemizde bilhassa askerî tebabetin büyük mesafeler kaydettiği inkâr edilemez. Mesela bir askerî tabibimiz paranoya ile ilgili çok önemli bir keşifte bulunmuş... Bunun gelecekte bu hastalığın tedavisinde çığır açıcı olacağı söyleniyor.
Bununla birlikte, asıl askerî tababetin asrımızı ilgilendiren en büyük buluşu “ergenekoni” denilen hastalık olmalıdır!
Tıp tarihi daha önce böyle bir hastalık yazmıyor. En fazla bir yıllık bir geçmişi var.
Bu hastalığı sivil hastahaneler ne kadar yetkin tabipleri olursa olsun, ne kadar gelişmiş cihazlara sahip olurlarsa olsunlar, teşhis edemiyorlar. Belirtilerini yanlış yorumluyorlar ve çok ciddi bir hastalığı aspirinle savuşturmaya çalışıyorlar! Hasta çarnâçar mahpushanesine dönüyor. Mahkeme huzuruna çıkmak zorunda kalıyor. Oysa, askerî tabiplerimiz “ergenekoni” sendromunu hastanın yüzünü görür görmez şıp diye anlıyorlar ve teşhisi koymakta gecikmiyorlar.
Son aylarda böyle hastalara çok rastlanıyor. Fakat bu hastalığın önemli özelliklerinden biri, belli bir rütbenin üstündeki emeklilere musallat olması. Bir iddiaye göre, emekli tuğgeneral rütbesinin üstündekiler bu hastalığa tutuluyormuş. Buna karşı çıkan tabipler de varmış. Onlar “ergenekoni belirtileri bütün savcılara muhatap olan emekli generallerde görülebilir” diyorlarmış... Rivayet muhtelif.
Hastalığın seyri hakkında verilen bilgiler de ilginç. Bu nevi hastalar, düşüp kafalarını yere çarpıyorlarmış. Tabiî olarak kafa betona çarpınca hastalığın seyri değişiyor ve hasta kafadan gayri müsellah hâle geldiği için, tahliye reçetesi yazılıyor!
Askerî tababetin uzmanlık alanlarından biri de, çürüklük mevzuunda imiş. Kim askerlik yapmaya müsait değil, elbette bunu en iyi askerî tabipler bilir. Son aylarda, kameraları görünce Metro Golden Mayer arslanı gibi kükreyen, Walt Disney leoparı gibi pençe atan bir hukuksal dernek başkanı da çürüğe çıkarılmış...
Elbette, karar rütbeli uzman tabiplerin.
Konuyla ilgili son bilgi: “Ergenekoni” şimdilik “ulusal” bir hastalıkmış. Henüz diğer ülkelerde görülmüyormuş. Dünya Sağlık Teşkilatı, bu hastalığın başka ülkelere sıçramaması için tedbir düşünüyormuş. Teşkilatın önde gelen yöneticilerinden birisi, “ergenekoni başka ülkelere bulaşmaz, çünkü Türkiye’dekine benzer askerî hastahanelere başka ülkelerde rastlanmıyor” diyesiymiş!
Hastalık Türkiye dışına çıkmamış ama, maalesef sivillere de bulaşmaya başlamış. ETÖ dâvası tutuklusu Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal, basit bir anjiyo yüzünden 40 gündür hastanede tutuluyormuş. Halbuki Haberal’ın Ankara’daki eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’i de tedavi eden çok meşhur hastahanesinde anjiyo olanları bir gün bile yatırmıyorlarmış. Aynı gün taburcu! Demek ki bu farklı bir anjiyo: Ergenekonomani anjiyosu!
Neden böyle düşünüyoruz? Çünkü aynı ameliyeden geçen Ergenekon hâkimi Köksal Şengün 4 gün sonra görevinin başına dönmüş.
Üniversite veya tıp tahsili tarihimizi bilenlerin malumudur, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi, Askerî Tıbbiye’nin evrimi ile oluşmuştur. Yani modern tıp, önce askerî tıbbiyeler kurularak Türkiye’de öğretilmiştir. Sonra sivil tıbbiyeler de kurulmuştur ve bunun ilk örneği, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’dir. Bu menşe birliğinin, İstanbul Tıp Fakültesine özellik kattığını düşünebiliriz.
Yani, ergenekonomani hastalığını teşhiste bu fakültenin yetkin bir kuruluş olması şaşırtıcı değildir. Bu itibarla “İÜ Tıp Fakültesi Sivillerin GATA’sıdır” demek yanlış olmaz. Bakalım sivil ergenekonomani mütehassısları ile asker ergenekonomani mütehassısları ne zaman bir araya gelip, hastalığın seyri ile ilgili fikir alışverişinde bulunacaklar ve dünya tıp literatürüne bu katkıyı nasıl yansıtacaklar?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi