Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

“Komünistler Moskova’ya” mı; “Moskova’nın

“Komünistler Moskova’ya” mı; “Moskova’nın

Bundan çeyrek asır evvel, gençliğimizin en hararetli döneminde söylediğimiz iki sözü, sadece sizlere hatırlatmış oldum. İyi niyetlerle söylenmiş olduğunu kabul etsek bile, dünyanın geleceği açısından ve Müslüman ümmetin istikbale bakışı açısından pek de hoş ifadeler değil.
Geçtiğimiz hafta birkaç günlüğüne Rusya Federasyonunun başşehri Moskova’ya gittim. Düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istediğim için, bazı tespitleri sizlere sunmak istiyorum.
Bundan bir asır önce, kimin aklına gelirdi ki, 1915 Bolşevik ihtilalı tarihe karışacak, 30-40 senede yaklaşık 65 milyon insan öldürülecek, Allah diyenler idam edilecek ancak, bu zulüm, bu baskı uzun sürmeyecek…
İlahi kaderin cilvesine bakın ki çeyrek asır evvel “Komünistler Moskova’ya” diye bağıranların kendileri Moskova’ya gidecek ve taşıdığı çantanın içinde sohbet notları bulunacak. Havaalanında Müslümanlar karşılayacak, selam, merhaba, denilerek sarmaş dolaş olunacak. Rabbimizin takdirinin önünü hiçbir kuvvetin, gücün kesemeyeceği kesin. Yeter ki O’nun kulları olan Müslümanlar, yeryüzünde Allah’ın kaza ve kaderinin araç ve gereçleri olabilsinler.
İşte gerçek ortada. “Komünistler Moskova’ya” sözü, tarihin çöp tenekesine atılırken, Moskova’da 500-600 bin Müslümanın yaşadığı söylendi. Her ne kadar halk 2 milyon Müslüman var dese de gerçeği 600 bin civarında olduğudur. Ama Rusya Federasyonunun tamamında Müslüman sayısı 20 milyon civarında. Yanlış duymadık, 20 milyon.
Turfanda Müslüman kardeşlerimiz çok sevecen, çok sevimli. Onlar için “aşılanmış Müslüman” desek yeri vardır. Çünkü Türkiye’den giden nice firaset ehli insanlar, Salih kullar, “Doğu” adresinden sınavda başarılı olmak isteyenlerin zemin oluşturmuş olması, işin en önemli noktasıdır. Birkaç gün içinde katıldığım, gözlerimle gördüğüm o kadar hadiseler var ki, bunları ne yazık ki isim ve adresleri ile ele almak istemiyorum. Durum onu gerektiriyor.
İnsanlar dine karşı, Allah’a karşı hep aç olduklarını ispatlamışlar. Bizler gibi fazla bilgiye boğulup, amelsizlik hastalığına yakalanmamışlar. Sohbet dinlerken, gözünüzden ziyade kalbinize nüfuz edecek bir kabiliyet söz konusu. İnsanın dinleme kapasitesi uzun zamana göre sıkıntılı olmasına rağmen, üç-dört saat boyunca bıkmadan, usanmadan dinliyorlar ve hem de gereğini yapmaya yönelik kararlılıkla.
Namaz kılmaları harika. Kendi namazlarımızla test ettiğimiz de, Moskova’nın göbeğinde namaz kılanların namazı daha kaliteli, daha samimi ve daha duyarlı. Ağızlarından çıkan en zengin kelime dua. Dua, dua.
Hanımların tesettüre-örtünmeye yönelik çok duyarlı bir tavırları söz konusu. Her birini çöplükte biten bir gül, bir çiçek gibi algılamak mümkün. Türkçe yazılı eserleri kendi dillerine çevirmişler. Hem de 25 dile çevrilerek… 500-700 bin baskı yaptırılarak…
Efendimiz ne güzel buyurmuş: “İman kuru bir temenni değil, o iman ve gereğini yapmaktır”. Sloganik sözlerle bir yere varamadık. Bu ülkede kahvenin içilip içilemeyeceği tam 40-50 sene tartışılmış. En sonu ise, “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var” denilmiş. Yarım asırdır konuşulan lüzumsuz ve bereketsiz sözler, hiçbir derdimize deva olamamış. “Mevlana’nın bir Moğol ajanı” olduğunu dile getiren insanları mercek altına alın, hayat tarzlarının ne olduğunu hemen anlarsınız. Bu anlayış, “Komünistler Moskova’ya” dedi… Sağduyu sahibi olan vicdanlı insanlar, ileriyi gören insanlar ise, Moskova’nın göbeğine İslâmiyeti mesaj olarak taşımada başarılı oldu. Fark burada.
İnsan elini bir kere ısırtır. Ve Müslüman insan, dininde zik-zak yapmaz. Bugün inkâr ettiğini yarın tasdik ve bugün tasdik ettiğini yarın inkâr yoluna giremez. Amellerin en hayırlısı az da olsa devamlı olanıdır… Bunlar, hizmet ehlinin gönül sermayeleridir.
Evinden hizmet yerine bin bir türlü nazla gidenlerin, rahatlığından taviz vermeyenlerin, çıt kırıldımların, yaptığı amellerin ikiz kardeşi olan eserlere önem vermeyenlerin yapacağı rahat Müslümanlık, Moskova Müslümanına bulaşmamış bir hastalıktır. “Ben hocayım” mantığında olup, karşısındaki insanları cahil yerine koyanların işi değildir, Allah’ın dinine hizmet…
Moskova’nın göbeğine Allah’ın dinini yaşatmak için kelle koltuğunda hizmet edenlere selam olsun. Şöhretten, benlikten, kibirden soyutlanarak, mütevazı bir kimlikle Rusya sınırları içinde ve dışında olan insanlara Allah’ın dinini anlatanlara selam olsun. Ülkenin değişik beldelerinde oturup, kasasını, kesesini Rusya’da yaşayan Hz. Peygamberimiz’in ümmetine açanlara selam olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi