Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Asıl sorun bu!-2

Asıl sorun bu!-2

Dün kaldığımız yerden devam edelim..
Şu iddialara bakar mısınız? İddiaya göre, 28 Şubat sürecinde Genelkurmay'da askerler arasında iki silahlı tehdit olayı yaşanır. İlk olay Batı çalışma Grubu'nun irticai faaliyetlere yönelik hazırladığı raporlar görüşülürken meydana gelir. Marmaris Aksaz Deniz üs Komutanlığı'nda yapılan toplantı devam ederken komutanlar arasında mezhep tartışması başlar. Bu esnada bir orgeneral, tabancasını çekerek bir başka orgenerale doğrultup, "Türkiye'yi Suriye'ye çevirmenize müsaade etmem. Burada Aleviliğe dayalı bir Baas rejimi kuramazsınız" diye bağırır. çakır, mezhebe dayalı cunta kurmakla suçlanan bu orgeneral için 'Ergenekon'un sol kanadının lideri' diyor. İkinci silahlı tehdit vakası ise Genelkurmay komutanlık katında olur. Bir orgeneral ile bir tümgeneral birbirlerine silah çeker. Tartışma yatıştırıldıktan sonra komutanlık katına silahla girmek yasaklanır. çakır, bu olayın da mezhebe dayalı çatışmanın ürünü olduğunu iddia ediyor. çakır’a göre, “Ergenekon devletin içinde. Ergenekon'un tepesi aynı zamanda bürokrasinin bir kademesidir. O makama gelen kişi aynı zamanda Ergenekon'un da başı olur. Bu nedenle, örgütün tepesine ulaşılırsa devlet de çöker, sistem de" görüşünü dile getiren yazara göre, operasyon bir iki kademe daha ilerlese bile belli bir noktada duracak. çakır, 'Ergenekon'un doğal lideri' dediği makama herkesin gelemeyeceğini ifade ediyor: "Bu makama yapılacak terfiler önceden bellidir. Herkes bu makama getirilmez. Gelen kişi, seçilmiş kişidir."
Star bu olayı daha önce “Terör örgütü gibi faaliyetlerde bulunan ‘Vatansever Kuvvetler Güç Birliği’nin ‘1 Numara’ kod adlı gizli lideri sonunda ortaya çıktı. O isim emekli bir paşa... örgütün ‘Ana Tüzüğü’nde ilk sırada emekli korgeneral Hasan Kundakçı’nın adı yer alıyor. Hükümeti devirmek için tedhiş örgütü gibi çalıştığı belirlenen ve Danıştay katliamından sorumlu olduğu sanılan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği’nin ‘1 Numara’ kod adıyla bilinen gizli liderinin emekli korgeneral Hasan Kundakçı olduğu ortaya çıktı. Star’ın ele geçirdiği ‘Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi - V.K.G.B. Ana Tüzük 2005’ kitapçığının imza bölümünde Hasan Kundakçı adı resmen ilk sırada yer aldı. örgütün kuruluş için ilk başvurusunda ‘Türk Mukavemet Derneği’ adını kullanmak istediği ancak bunun Kıbrıs’taki ‘Türk Mukavemet Teşkilatı’nı hatırlattığı için izin verilmediği öğrenildi” şeklinde duyurmuştu..
İstanbul’da son bir ayda VKGB üyelerinin evlerine yapılan baskınlarda, örgütün yapılanması ile ilgili olarak ele geçen belgelerde tüzüğün birinci maddesinde halkın, ‘Milli Mukavemet Güçleri’ şeklinde örgütlendirileceği belirtiliyor. 4. maddenin 1. fıkrasında ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin batma arefesinde olduğu ve bunu engellemek için vatandaşlara gerekli derslerin verileceği’ belirtiliyor. Yine aynı maddenin 13. fıkrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ün kurduğu devlet modelinden çıktığı ve Irak ile Filistin gibi parçalanacağı belirtilerek, toplumun VKGB tarafından organize edileceği belirtiliyor. VKGB Ana Tüzüğü’nün özellikle 4. maddesinin Hitler’in Waffen SS’in tüzüğüyle büyük benzerlik sergilemesi yanında VKGB’nin kamuoyunu etkilemek, yönlendirmek ve hükümetleri tehdit etme yöntemleri ile İtalyan diktatör Benito Mussoloni’nin Kara Gömlekliler (Camica Nera) isimli örgütü ile aynı yöntemleri kullandığı iddia edildi. VKGB Genel Başkanı Taner ünal, liderlerinin ‘1 Numara’ kod isimli biri olduğunu söylemişti. örgütün önemli isimlerinden Ahmet Cinali ile ünal’ın dinlenen telefon görüşmelerinde ise Hasan Kundakçı’dan bahsettikleri belirlenmişti. Basında çıkan haberlere göre Danıştay saldırganı Alparslan Aslan’ın VKGB ile irtibatlı olduğu, eylemden önce Taner ünal ile temas kurduğu ortaya çıkmıştı. Rahip Santoro, Hrant Dink suikastı, Trabzon McDonald’s’ın bombalanması, ümraniye ve Bursa bombalarının da aynı örgütle bağlantılı olduğu da ortaya çıkmıştı.
GİRDAP Operasyonu ile tutuklanan Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği (VKGHB) yöneticisi eski asker Halit Bozdağ’ın silah kaçakçılığı yaptığı İranlı ortağı İmami’ye telefonda, ‘Savunma Bakanı’ndan randevu al bir korgeneralle geliyorum’ dediği belirlendi. Basında yer alan haberlere göre, Bozdağ’ın, İran-Suriye-Dubai-Türkiye ve İsviçre arasında mekik dokuduğu belirlenen İmami’nin yanı sıra Farzil ve Kirmani isimli İranlılar ile Almanya’da yine silah ticareti yapan Korkmazgil lakaplı bir Türk’le sürekli temas halinde olduğu belirlendi. Pazarlıkta Türk tarafı “Para devletten diyor.” çetelerin elinde Türk vurmak için Kürt, Kürt vurmak için Türk, İslâmcı vurmak için laik, laikçi vurmak için İslâmcı tetikçi bulma sorunu yok anlaşılan, hepsi de el altında tutuluyor.. İşin kötü yanı bu eylemde kullanılanlar, nasıl bir kirli oyuna alet edildiklerini de bilmiyorlar. Onlar inandırıldıkları bir “dava” uğruna yaptıklarını düşünüyorlar o işleri. Oysa ellerine silahı verenler, bu olayı tezgahlayanların dertleri çok başka! Dünkü sağ-sol kavgaları, Alevi-Sünni çatışmaları, Sivas ve Başbağlar aslında aynı komplonun birer parçası idi.. Sağcıların kahvehanesine atılan el bombası ile solcuların kahvehanesine atılan el bombalarının seri numaralarının aynı olması bundandır.
Birileri öteden beri hep bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız, çalınan alınterlerimiz üzerine kendilerine iktidar ve servet ürettiler..
Baykal bunları bilmez mi? Neden susar! Aslında Bahçeli ülkücüleri bu kanlı ve kirli oyunun dışında tutarak tarihi bir rol oynuyor..
Sıkı durun şimdi; iddiaya göre Apo da sistemin bir parçası.
Sahi Cem Ersever'in arşivi şimdi nerede? Jandarma Genel Komutanının ölüm emrini kim verdi ve bu dosya nasıl ve kim tarafından kapatıldı? Mumcu, Aksoy, İpekçi, üçok bunları kim vurdu?
Sahi siz bir şey anladınız mı bu işten!.. Daha bunlar devede kulak.. Peki TSK niye susar, emekli generaller niye susar, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, iktidar, CHP niye susar? Savcılar niye susar?
Hakimleri hizaya getirmek için lojman bahçesine bomba attıran değerli komutan gibi, darbe planları ortaya çıkan örnek davası, ya da iyi çocukların Şemdinli davasında askeri savcılık öyle anlaşılıyor ki, derinlere inmeye hiç de niyetli değil..
-Bu sorulara cevap verecek kimse yok mu?
Selâm ve dua ile.
SON GELİŞME
Bülent Orakoğlu'nun kaleme aldığı PKK ve onunla ilişki içinde olanları konu eden "İhanet çemberi-PKK'yı Yöneten Türkler" adlı kitapta Apo’nun Ergenekon örgütünün bir üyesi olduğu ileri sürülüyor.. Kitapta Apo’nun ilk eğitimini bu örgütün içinde aldığı, ABD, İngiltere ve İsrail derin devletleri ile Türk Ergenekon'un ortak kararıyla Türkiye'deki ayrılıkçı iç dinamikleri kontrol etmek amacıyla bir terör örgütü kurma görevi verildiği belirtiliyor. Kitapta ayrıca, PKK ile Ergenekon’un eylem birlikteliğinin bir sonucu olarak gözüktüğü öne sürülerek, 28 Şubat-PKK- Ergenekon arasında bağlantı olduğu iddia ediliyor.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi