Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Takdir bekliyorum ama...

Takdir bekliyorum ama...

İşimi seviyorum ama insanlarla ilişkilerimde sürekli takdir ve onay bekliyorum. Beklentilerimi bulamadığımda ise kendimi kötü hissediyorum ve mutsuz oluyorum. Çalıştığım işyerindeki patrona çok saygı duyuyorum ve onun hakkımda iyi şeyler düşünmesi hoşuma gidiyor. Ama bayan benim bu zaafımı anlamış olacak ki, normal yerine getirmem gereken sorumluluklarımın dışında kendi işlerini de bana veriyor. İş dışında yapılacak alışverişlerini hatta misafirleri gelecekse onlara ikram edeceği yiyecekleri dahi bana yaptırıyor. Kendi işlerini yaptırdığı yetmiyormuş gibi bazen arkadaşlarının misafirleri için de siparişler veriyor. İş alanında benimle ilişkilerinde hoş görülü ve sık sık takdir ediyor ve ben onun onayını kaybetmemek için fedakarlık yapıyor, çok yoruluyorum. Bir türlü hayır diyemiyorum. Kendime yetmek ve insanların onayını olmadan da yaşamak istiyorum bana neler tavsiye edersiniz?

Şimal Yücel

Hayır diyebilmelisiniz

İnsanoğlu varlığını bir dize değerler silsilesi üzerine oturtmak istiyor ve bu alanda da bir başkasının verdiği onay ve değer önem arzediyor. Bu insanın varoluşsal gereksiniminin bir parçası...İnsanlarla ve aile çevremizle ilişkilerimizde olumlu ya da olumsuz geribildirimler alırız. Karşımızdaki kişi bizi takdir ettiğinde, onayladığından bundan bir değer elde ederiz. Bir noktaya kadar bu doğal bir durumdur ve insani ilişkilerimizdeki dengeyi oluşturur. Ancak bu noktada normal sınırları aştığımızda ve kendimize vermemiz gereken değeri esirgeyerek bunu sadece çevreden beklediğimizde hayatımızda yeni bir sorun ortaya çıkıyor. Bu durumda insanlar olumlu geribildirimler verdiğinde kendimizi iyi hissediyoruz, vermediklerinde kötü hissediyoruz. Bunu elde edebilmek için de var gücümüzle çalışıyor ve kendimizi feda ediyoruz.

Anladığıma göre, patronunuzun size ifade ettiği onay verici sözlerini kaybetmemek için sorumluluklarınızın dışında da istemediğiniz işleri yapmaya çalışıyorsunuz ve bu sizi yoruyor. Buradaki hayır diyememe sebebiniz daha ziyade karşı taraftan aldığınız onayı kaybetme korkunuzdur. Size her şeyden önce kendinize bakmanızı ve kendinize değer vermenizi tavsiye ederim. Siz önce kendinizi bizzat kendiniz onaylayın, takdir edin, değer verin...İnsanların da bir yere kadar bizleri takdir etmelerine ihtiyacımız vardır ama bu bir denge ve sınır dahilindedir. Farzedelim ki, patronunuz kendi özel işlerini yapmadığınız için sizi takdir etmedi ne kaybedersiniz? İnanıyorum ki, çevrenizde zaten sizi seven ve değer veren bir çok insan var, sizin de kendinizle ilgili değer algınızda sorun yoksa ne olabilir ki? Patronunuzla ilişkilerinizde kendi sınırlarınızı belirleyin ve sorumlu olduğunuz işler dışındakiler için, " ben bunları yapamam, vaktim yok" diyerek bunu ifade edin. Rahat olun bir şey kaybetmezsiniz aksine sınırlarınızı koruma yönünde bir adım atmış olursunuz.

Sabırsızım

20. Yaşında genç bir kızım. İki yıldan beri üniversite sınavlarına giriyorum ve kazanamıyorum. Ben de okumaktan ümidimi kestim ve kuaförde çalışmaya başladım. İşimi seviyorum ama geçmiş dönemden kalma bir stresim var. Çok sabırsızım küçük bir şeyde patlıyorum ve etrafımdaki insanları kırıyorum. Kız kardeşim iyi biridir ama akşamları geç vakte kadar müzik dinliyor ve ben bundan rahatsız oluyorum. Bunu iyilikle söylemem gerektiğini bildiğim halde kendimi tutamıyorum ve avazım çıktığı kadar bağırıyorum. Kardeşim alttan aldığı halde ben yine öfkemi kontrol edemiyorum ve onu kırıyorum. İş yerinde de küçük bir şey söyleseler hemen patlıyorum ve insanları incitiyorum. Bu benim iş başarımı da etkiliyor. Geçenlerde bir müşteri patronumuza benimle ilgili şikayette bulunmuş ve çok sert davrandığımı ifade etmiş...Ben öfkemi kontrol edemediğimin ve bu konuda çok kırıcı davrandığımın farkındayım ama bir şey yapamıyorum. Bu konuda bana neler tavsiye edersiniz?

Saime Ülker

Olaylara farklı açılardan da bakabilirsiniz

İfadelerinizden anladığıma göre, üniversite sınavlarında beklediğiniz sonuçlara ulaşamadığınızı düşünerek bu noktada ümitsizliğe ve güvensizliğe düşmüşsünüz. Fakat, bunun farkına varıp farklı yetenekleriniz üzerinde yoğunlaşmış ve kuaförlük üzerinde karar kılmışsınız. Bu da aslında çok alternatifli düşünebildiğinizi gösteriyor. Sizden bu düşünce zenginliğinizi öfkenizi kontrol etme noktasına da çevirmenizi bekliyorum. Öncelikle, öfkenizi tetikleyen alt düşüncenizi ortaya çıkarmaya ve bununla yüzleşmeye çalışın. Ayrıca kardeşinizle ilgili yaşadığınız sorun konusunda da, olaya farklı açılardan bakmaya ve onu anlamaya çalışın. Kardeşinizin, müziği sizi rahatsız etmek niyetiyle dinlemediği, onun da böyle bir tercihinin olabileceği...gibi sebepler üzerinde düşünerek olaya farklı açılardan bakabilirsiniz. Ancak diğer taraftan da, gün boyu çalışıp eve geldiğinizde sessizliğe ihtiyacınız olabilir ve müzik sizi rahatsız edebilir. Bunu kardeşinize uygun bir dille ifade edin. Kendisine saygı gösterdiğinizi fakat yorgun olduğunuz için, müziğin sesinden rahatsızlık duyduğunuzu, daha kısık bir sesle dinleyebileceğini belirtin...Öfkenizi, kızıp bağırmadan daha farklı daha makul şekillerde anlatabileceğinizi bilirseniz bahsettiğiniz sorunun ortadan kalkacağına inanıyorum....

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi