Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Günde kaç vakit

Günde kaç vakit

Yarın Miraç Kandili... Efendimiz Aleyhisselamın göğe yükseldiği, namazın Müslümanlara farz kılındığı ve şirk koşmayanların günahkâr da olsalar Cennet ile müjdelendiği gece.

Şimdiden tebriklerimizi sunalım... Hayırlara vesile olmasını niyaz edelim.

*

Miracın nasıl olduğuna akıl erdirmekte zorlananlar ile inanmak istemeyenlere bir sözümüz olabilemez.

Onlar inanmama ve anlamama konusunda ısrarcı olmaya devam etsinler.

Zorla güzellik olmaz.

İnanarak, miracın büyük bir mucize olduğunu kabul edenlere ise uzun uzun anlatmanın gereği yok.

*

Yine de önemli bir bölümünü (isterseniz ayrıntı kabul edin), İstanbul'da iki esnaf arasında geçen bir konuşma ile bağlantı kurarak anlatmak isteriz.

Kapalıçarşı'daki esnaf ve tüccarlarımız malûmunuz, yüzyıllardan beri Ermenisi, Yahudisi, Rumu ile beraber komşuluk ederek, ticaretlerine devam etmektedirler.

*

Bir Yahudi tüccarın dikkatini çekmiş...

Komşusu olan Müslüman esnafa soruyor:

“Yahu kuzim, görüyorum ve konuşmalarındaki hürmetten anlıyorum ki sen kendi peygamberinizi sevdiğin kadar bizim peygamberimizi seviyorsun.”

“Evet...”

“Nasil oluyor bu?”

*

“Yahu azizim” diyor bizimki... “Nasıl sevmem? Biz bütün peygamberlere hürmet eder, her birini gönülden severiz.”

“Tamam da” diyor öteki, “sanki bizim peygamberimize biraz daha yakınsın gibi. Nedir bunun sırrı?”

“Bak komşu, bu işin sırrı Miraç olayında gizlidir.”

“Nasıl?”

“Anlatayım... Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Rabbinin huzurundan döndükten sonra Hz. Musa ile karşılaştı.

'Allah ümmetine neyi farz kıldı?' diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam '50 vakit namaz' buyurdu.

Hz. Musa'nın, 'Rabbine dön, azaltması için Rabbinden niyazda bulun, ümmetin buna güç yetiremez' demesi üzerine, Peygamberimiz, beş sefer Cenab-ı Hakka niyazda bulundu.

Her seferinde on vakit indi, sonunda beş vakitte karar kıldı.

Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, Hz. Cebrail'in rehberliğinde Cenneti, Cehennemi, âhiret menzillerini ve bütün âlemleri gezdi, gördü, Mekke'ye döndü. İnsanlara gördüklerini anlattı, namazı bildirdi.”

*

Anlatılanları ses çıkarmadan dinleyen komşusuna sorar:

“Şimdi anladın mı Hz. Musa'yı neden çok sevdiğimi?”

Öteki sadece tebessüm etmektedir.

“Biz günde beş vakit olan namazı bile, noksansız ve vaktinde eda etmeye güç yetiremiyor, kimi zaman tembellik ederek borçlanıyoruz. Ya sizinki bizimkini uyarmasaydı da günde elli vakit olsaydı, halimiz nice olurdu? Şu haliyle bile kimin nereye gideceği belli değilken, kimin ne kadar günahkâr olduğu bilinmezken, Allah korusun o durumda cümbür cemaat öbür tarafın namzedi olurduk.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi