Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Depresyonum nüksediyor

Depresyonum nüksediyor

30 yaşında bir anneyim. İki kızım var ama çocuklar benim yüzümden hayata küstüler. Rahmetli annem çok baskıcı bir kadındı ve her şeyin dört dörtlük olmasını isterdi. Küçük yaşlardan itibaren annemden çok dayak yedim ve kendimi hiç savunamadım. Babam daha sakindi ama dayak yediğim zamanlarda beni annemin elinden alamıyordu. Şimdi evlendim, evde bir sorunum yok ama ben sürekli depresyona giriyorum. Hayattan keyif almıyorum, hiçbir şey bana güzel gelmiyor. Giyinmek, yiyip içmek, gezmek istemiyorum. Günün çoğunu uyuyarak geçiriyorum. Doktora gidiyorum, bir süre iyileşiyorum ama küçük bir şeyde hastalık tekrar nüksediyor. Hayattan keyif almak ve bu sorunumu çözmek istiyorum bana neler tavsiye edersiniz? C. Kayabaş

Tedaviyi bırakmayın
Aileden aldığımız ilgi ve sevgi önemlidir ve bizim hayatımızı bir şekilde etkileyebilir. Özellikle anneden karşıladığımız sevgi ve güven besinlerinde bir aksama, bir açıklık olduğunda aradan yıllar geçse de sizin de ifade ettiğiniz gibi bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. Ancak şunu da belirteyim ki, hiçbir sorun çözümsüz değildir. Bunun için çözüm yolları üzerinde durmak ve gerçekten iyi bir sonuca gitmeyi istemek gerekiyor. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, depresyon, hayattan keyif alamama, mutsuzluk, ümitsizlik, yeme ve içmede bozukluk, içe dönüklük ya da, depresif durum yani çökkünlük, ümitsizlik, enerji kaybı şeklinde tezahür edebilir. Kişi burada yaşadığı öfke ve nefretin çevresindeki insanların kaybına yol açacağı endişesiyle bu duygularını kendine çevirmeye başlar. Dolayısıyla depresyon bir nevi kayıp bağlantılıdır ve bu durum iyileşmediği sürece de yaşadığınız sorunlar devam eder. İfadelerinizden anladığıma göre çocukluğunuz biraz baskı altında geçti ve bu sürece zamanında müdahale edilmediğinden sorununuz köklü bir uzantı olarak hala devam ediyor. Burada sanırım yaşadığınız en belirgin duygu kendinize saygınızın azalması, hayatla başa çıkma güçlüğü ve kaybetme endişesi... Bazı sorunlarımızda bir destek almadan çözüme ulaşamayız. Siz de uzun süre devam eden bu depresyon durumunuz için, doktorunuz tedaviyi tamamlayıncaya kadar devam edin ve bırakmayın. Buna ilaveten sevdiğiniz, anlaşabileceğiniz arkadaşlarınızla birlikte vakit geçirmeye ve sosyal aktivitelere katılmaya çalışın.

Çok rahat davranıyor
Dört çocuk annesi bir bayanım. Hemen karşı dairedeki komşumdan çok rahatsızlık duyuyorum. Hanımın kocası çalışmadığından altı çocuğunun bakımıyla başa çıkamıyor. Bunun için de en fazla beni rahatsız ediyor. Sabah akşam bize geliyor ve bana hiç sormadan içeri dalıp ne varsa alıp evine götürüyor. İnanın evdeki eşyaların yerini dahi biliyor ve kapıyı açmadığım zamanlarda saatlerce çalıyor. Geçenlerde yine kapıyı çaldı ve içeri girdiğinde bana hiç sormadan doğru mutfağa gitti ve dolabı açtı. Bir haftalık pazar ihtiyaçlarını alıp götürdü. Lütfen benden izinsiz dolabı açmayın dedim gülüp geçti ve ertesi gün tekrar geldi. Ben apartmandan taşınmak istiyorum eşim ise "hayır diyeceksin, bu kadar fırsat vermeyeceksin" diyor. Bunu bir türlü başaramıyorum, bu konuda bana neler tavsiye edersiniz. Bu kadar çok eziklik yaşamak istemiyorum ve istemediğim şeyleri ifade etmek istiyorum. Ş. Mercan

Eşiniz haklı
Bizler her birimiz bir anneden dünyaya geliriz ve bir aile ortamında da büyürüz. Hayatı burada öğreniriz, yani aile ve çevre bize bir nevi eğitmenlik yapar ve insanlarla yaşamaya adapta olabilmek için gerekli bilgi ve tecrübeleri aktarır. Bu anlamda ailenin hayatımızda önemli bir yeri vardır. Burada kişiliğimizi oluşturur, burada davranışlarımıza netlik kazandırır ve biçimlendiririz. Ailede öğrendiğimiz en önemli davranış kalıplarımızdan biri de sınırlarımızdır. Sınırlarımız bizim evet ve hayırlarımız, kabul edebileceğimiz ve kabul edemeyeceğimiz durumlardır. Bunu aile içinde biçimlendiririz. Bu anlamda ailenin tavrı önemlidir. Kimi ailelerde sınırlar çok katıdır. Böyle bir ortamda büyüyen kişiler, sınırlarında asla esneklik göstermezler ve kendi dünyalarında yaşarlar. Kimi ailelerde de, sınırlar iç içe geçmiştir, herkes herkese karışır ve müdahale eder. Kimin neye sahip olduğu kimin hangi sınırlarının olduğu belirgin değildir. böyle bir ailede büyüyen kişiler de, sınırlarını belirleyemediklerinden, hayır diyemezler ve başkalarının etkisinde kalırlar ve ifade ettiğiniz türden sıkıntılar yaşarlar. Her iki durum da, kişi için bir sorundur. Doğru olan, bireysel ve toplumsal sınırların belirlenmesi ve kişinin kendi sınırlarını koruması ve karşısındakinin sınırlarına da saygı göstermesidir. Ancak gerekli görüldüğünde de kendine zarar vermeden esneklik gösterebilmek önemlidir. Bunun için size önce sınırlarınızı belirlemenizi tavsiye ederim. Kabul edemeyeceğiniz durumları eşinizin de ifade ettiği gibi " ben bunu kabul edemem, şuna izin veremem" tarzında belirtin. Hayır diyememenizin arkaplanında biraz da kaybetme duygunuzun etkisi var gibi geldi bana. Rahat olun, sınırlarınızı korumak için gösterdiğiniz tavrınız karşınızdaki kişiyi kaybetmenize sebebiyet vermeyecektir. Bunun için komşunuza da " Kendisine saygı gösterdiğinizi fakat ev içinde eşyaları karıştırmasına ve özgürce hareket etmesine izin veremeyeceğinizi belirtin" bunu yaptığınız takdirde yaşadığınız sorun ortadan kalkacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi