Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Dış güçlerin ve tüccarın insafı...

Dış güçlerin ve tüccarın insafı...

Ordu'nun Altunyurt Köyü'nde, fındığa başlama arifesindeki köylülerle çay içip, sohbet ediyoruz.

Fındık toplama işlemi sahile yakın yerlerde başlamış, buralarda da başlamak üzere.

Yoğun yağışlı geçen Haziran ve Temmuz sebebiyle fındıklar hala tam olgunlaşmamış olsa da Ramazan Ayı gelmek üzere; fındıkların bir an evvel toplanması gerek.

Fındıkla ilgili son çıkan kanun konusunda kafalar karışık.

Fındık alanlarının sınırlandırılması hususunda geç kalındığını, verimli ovalara fındık dikilmesinin zaten hata olduğunu düşünüyor olsalar da, 750 metre yükseklik sınırlamasını anlayabilmiş değiler.

Asıl problem, toplamaya başlamak üzere oldukları fındığın fiyatının ne olacağını bilmiyor oluşları.

Fındık rekoltesi bu sene düşük. Bu normalde fiyatın yüksek teşekkül etmesi demek olsa da, devlet fiyata müdahil olmayacağı için, tüccarın insafına kaldıklarını düşünüyor herkes.

Dışarıya satış bağlantısı yapılan fındığın, Eylül başı gibi fabrikalara inmesi ve üretimin başlaması gerek.

Fındık üreticisi azıcık sabredebilse, fiyatların yüksek olma şansı var. Ama çoğu üreticinin fındığını bir an önce satma ihtiyacı, bu imkanı ortadan kaldırıyor.

Karadeniz'e Doğu ve Güneydoğu'dan gelen mevsimlik işçiler her yerde artık. Hatta daha Doğu'dan, Gürcistan tarafından gelen işçiler bile var.

Çoğu üretici, toplama işini kendisi halletmeyi planlıyor. Satacakları fındıktan toplamaya verecek kadar para alıp alamayacaklarını bile bilmiyorlar.

Altunyurt Köyü'ndeki sohbetimiz sırasında, emekli öğretmen Kazım Aşçı'nın söyledikleri, fındıkla ilgili genel durumu en iyi yansıtan sözler belki de.

"Farkında mısın bilmiyorum ama neşemiz yok." Diyordu Kazım Hoca: "Önceleri böyle değildi oysa. Bütün köy hummalı bir faaliyet içerisinde olur, fındık bahçelerinden neşeli sesler duyulurdu. Şimdi bahçe sahibinin neşesi yok; fındığı zaten geçen senelere göre az ve olanın da kaça satılabileceğini bilmiyor. Ülkenin değişik bölgelerinden buralara kadar gelen çalışanların da neşesi yok; günlükleri düşük... Fındık bahçelerindeki neşe yıldan yıla kayboluyor anlayacağın..."

Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un Trabzon Araklı'da bir fındık bahçesinde yaptığı basın toplantısının hemen öncesindeydi bu sohbet.

Prof. Kurtulmuş'un en önemli vurgusu 'Tarımın dış güçlerin insafına bırakılamayacağı' yönündeki sözleriydi.

Türkiye'de tarım, uluslararası birtakım kuruluşların insafına terkedilmiş manzarası arzediyor çünkü.

Yöneticilerimizin uluslararası bazı kuruluşların bizim tarımımızı bizden daha iyi düşünebileceği yönündeki tuhaf kanaati sebebiyle, ülke tarımının yıldan yıla gerilemesi ve temel ihtiyaç mallarında bile ithalata mahkum olduğumuz gerçeği, 'Milli Tarım Politikası' vurgusunu gerektiriyor, belli ki...

Bu durum, en çok da fındık meselesinde kendisini belli ediyor. Çünkü fındık, Türkiye'nin en önemli ihraç mallarından birisi. Tek başına tarım ihracatının yüzde 50'sinden fazlasını oluşturuyor.

Fındıkla ilgili temel mesele, eğer devlet sahip çıkmazsa, Karadenizli milyonlarca üreticinin mağdur olacağı gerçeğidir.

Hangi sebeple olursa olsun, fındıktan devlet desteğini çekmek, sadece üreticilerin mağduriyeti değil, bu işin ticaretiyle ve ihraç edilecek hale gelmesiyle uğraşanların da mağduriyeti demek.

Ve aynı zamanda, ülkemize fındık ihracatından aynı miktarda fındık için 2 milyar dolar yerine, ancak 600-700 milyon dolar gelmesi demek...

Tarım için ve özellikle de fındık için Milli bir politika uygulamak şart!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi