Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Erdoğan, Özal'ı geçti mi?

Erdoğan, Özal'ı geçti mi?

Bugün AK Parti'nin kuruluşunun 8. yıldönümü. AK Parti ve onun lideri Sayın Erdoğan, şimdiden tarihe geçmiştir.
Çok partili hayatta bu millet; kendisiyle barışık, kendisini anlayan üç lider görmüş ve onları bağrına basmıştır: Menderes, Özal ve Erdoğan. Menderes'in idamı, bu milleti çok ağlatmıştır. O bizim mazlumumuzdur. O, ağlayarak, "Milletimizin mayası ahlaktır, imandır, İslam'dır. Eğer biz bugün ayaktaysak, ak sakallı bir dedenin kucağında büyüdüğümüz için ayaktayız. Eğitim-öğretim sahasında din konusuna yeterince önem veremiyoruz." diyen adamdır. Onu asanlar, 45 sene sonra, "kabahati, ezanı aslına çevirmesiydi..." demek suretiyle, bugünün başbakanına mesaj vermeyi de ihmal etmediler.

Erdoğan; Menderes'in Özal'a, Özal'ın da kendisine devrettiği bayrağı taşıyor: Kendi değerlerimizle ayağa kalkmak, birlik ve beraberliğimizi korumak, büyük düşünmek, ferdin öne çıkması, hukukun üstünlüğü ve demokrasi. Üçünde de, kendi insanımıza güven, cesaret ve umut var.

Özal, bu ülkede zihniyet değişikliğinin mimarıdır. Tabuları yıkan, bürokrasiyi millet iradesine bağlamanın zarureti gören adamdır. Özal, ceberut yönetim anlayışını yıkan, tevazu ve hoşgörüyü karakter haline getiren biriydi. Bugün AK Parti iktidarı, Türkiye'yi; bölgesinde inisiyatif alan, stratejik bir enerji koridoru, giderek güçlenen bir ülke yoluna sokmuşsa, yolu açan Özal'dır.

Bugün Özal'ın mirası, Erdoğan'dadır. Özal'ın temellerini attığı Türkiye'yi Erdoğan yükseltiyor. Özal da, Erdoğan da; küreselleşmeden korkmayan, kendimiz kalarak dünya ile entegre olmayı başaracağımıza inanan liderlerdir. Zaten Ergenekon zihniyeti, hem Özal'a, hem de Erdoğan'a, en fazla, Türkiye'yi dünyaya açtıkları için kızıyorlar. Çünkü dünyaya açık Türkiye; darbelere, vesayete kapalı Türkiye'dir...

Özal da, Erdoğan da, bu ülkede birilerinin milli iradeyi hiçe saydıklarını gördüler. Onların, statüko düzenine ilişmeye kalkanlara, tekere taş koyanlara direneceklerini anladılar. Türkiye'nin asıl gerçeğini gördüler. Bu düzenin bir parçası olmayı kabullenmediler. Bu duruşu, statüko zaptiyeleri Özal'da geç fark ettiler. Ama çok kızdılar. Erdoğan'ı ise baştan beri tanıyorlardı. AK Parti iktidarını uzun süre meşruiyet kavgasının içine çekmek istediler. Hiç hazmedemediler. Her fırsatı değerlendirdiler. Ve şimdi bir kader denk noktasında, Ergenekon davasında son kozlarını oynuyorlar. Topyekûn direnç gösteriyorlar. Türkiye Ergenekon'dan çıkarsa, bu dava adil sonuçlanırsa, biliyorlar ki; Türkiye, artık eski Türkiye olmayacaktır. Faili meçhul cinayetler devri sona erecek, Sünni- Alevi kutuplaşmasını sağlayamayacaklar, Türk-Kürt kavgası çıkaramayacaklardır.

AK Parti ve Sayın Erdoğan işte onun için tarih yazıyor ve tarihe geçiyor. AK Parti'nin verdiği evet, demokrasi mücadelesidir. Devletin içinde güç odakları oluşturup, hukukun dışına çıkan ve koskoca bir ülkeyi karanlık tünellere sokanların üzerine, cesaretle yürüyen bir iktidar var. Bu ülkede ilk defa bir başbakan şöyle konuşuyor:

"Gelecekten bugüne bakanlar, inanıyorum ki AK Parti'nin, hukuk mücadelesini, AK Parti'nin çetelerle mücadelesini, AK Parti'nin, karanlık güç odaklarıyla mücadelesini hem takdirle anacak hem de kendilerine bir referans olarak kabul edeceklerdir.

Bizim tahkim ettiğimiz millet egemenliği, bugün olduğu gibi bundan sonra da asla ve asla vesayet kabul etmeyecek. Milletle egemenlik arasına asla ve asla simsarlar sirayet edemeyecektir. Yakın ve uzak gelecekte, Türkiye'nin yeniden çetelerin, mafyanın, hukuk dışı örgütlenmelerin kıskacına düşmesi, asla ve asla söz konusu olamayacaktır."

Sayın Başbakan'ı çok sevenler, "Artık Erdoğan, Özal'ı da geçti." diyorlar. Ben ise kahramanların asla yarışmadıklarını, her birinin, kendi dönemlerinin imkân ve şartlarına göre birer değer olduğunu düşünüyorum. Fatih'i, Osman Gazi'yle, Erdoğan'ı da Özal'la kıyaslamamalıyız. Fark, onların büyüklüklerinde değil, yaptıkları işlerin görünen büyüklüğündedir.

Milletin gönlünde yer ettikten sonra, sıranın ne önemi var...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi