Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Hürriyet, Rum papaz ve Kur'an kursları

Hürriyet, Rum papaz ve Kur'an kursları

Metropolit’ten al haberi!..

Masamın üzerinde bulunan bir kupüre bakıp duruyorum kaç gündür...

10 Ağustos tarihli Hürriyet'in 14. sahifesinden alınma bir haber var kupürde; başlığı da: "Rum Papaz, Kur'an kurslarını savundu"...

Kıbrıslı Türk öğretmenlerin Rum öğretmenlerle birlikte kurdukları Birleşik Kıbrıs Platformu, KKTC Milli Eğitim Bakanlığı ile Din İşleri Başkanlığı'nın ortaklaşa düzenledikleri din bilgisi kurslarına karşı çıkınca, Güzelyurt Metropoliti Neofitos, Rum Alithia Gazetesi'ne bir demeç vererek, Kur'an kurslarını savunmuş...

"Keşke imkan olsa, Rum gençler de Kur'an okuyabilip, İsa ve Meryem için ne diyor öğrenebilse" diyen Metropolit, zemini din olmayan hiçbir kültür bulunmadığına dikkat çekerek, özellikle Türk öğretmenlerin yaklaşımının Sovyetler Birliği döneminden kaldığını vurgulamış.

Metropolit Neofitos'un sözlerinin devamı da şöyle: "Dini ortadan kaldırmaya çalışmasınlar. Bu yolla Kıbrıs birleşemez. Kimse Kur'an'ı bilmeden Müslüman olduğunu söyleyemez. Kıbrıslı Türkler Kur'an'ı öğrenmelidir. Bizde din dersi Avrupa hukuku temelinde seçilmiştir. Bu itibarla öğrenciye kimliğini vermek okulun yükümlülüğüdür. Bunlar çok önemli şeyler ama Rum gençler bilmiyor."

Ne günlere kaldık, ey gazi hünkar!..

Kıbrıs'ta çocukların dinlerini öğrenmeleri için açılan kursa Türk öğretmenler karşı çıkıyor ve bir Metropolit bu kurslar lehine demeç veriyor!..

Bahsi geçen şey, eninde sonunda bir öğrenme işi. Dolayısıyla buna karşı çıkan öğretmenler, nasıl öğretmenler acaba?..

Kıbrıs deyince aklıma ilk önce 1974 senesi, Barış Harekatı günleri geliyor. Harekat başladığında bütün Türkiye'nin oraya kilitlenip, iç meseleleri tümüyle rafa kaldırdığına şahit olmuştuk.

Dünya İslam Gençlik Kampı için Kıbrıs'a gittiğim 1978 senesi, tam bir hüsran olmuştu benim için.

Kıbrıs'ı umduğum gibi değil, korktuğum gibi bulmuştum.

Ama düzelebilirdi...

Dünyanın her tarafından gelmiş Müslüman gençlerin bulunduğu kampa ziyarete gelen Rauf Denktaş'la ilgili idi hüsranımın bir kısmı da.

Denktaş, bana ve o dönemde birçok insana göre tam bir Mücahit idi. Kampa geliş saati öğle namazı saatine denk gelmiş ve o, biz namaz kılarken, kenarda beklemeyi tercih etmişti. Uğurlama merasimi de ikindi namazına denk gelmiş ve yine bir kenarda beklemek durumunda kalmıştı...

Sonraları nikah salonu yapılan Cami haberleri, İmam-Hatip okulu ve Kur'an kursu açma tekliflerine direniş ve başka olumsuz şeyler gündemde oldu hep.

Denktaş'a sorulduğunda ise, 'İngilizlere ayıp olmasın!' türünden anlamsız cevaplar alındı.

Kıbrıs Türklerinin yılmaz savunucusu gibi gözüken bir kişinin, Kıbrıs Türkü'nün değerlerine yabancılaşması için gayret ediyor olması, hep garibime gitmişti. Neticenin ne olduğunu, 2004'de, Annan Planını'nın oylanmasında gördük.

Kıbrıs'ı yıllarca çekip çevirdiğini zannettiğimiz isim olan Rauf Denktaş, tezlerini savunabilecek bir avuç insan bulabilmekte güçlük çekti. Savunuyor gözüktüğü şeyler için değil, karşı çıktığı şeyler için çalışmıştı anlaşılan.

Şimdi gelinen noktaya bakın!..

Kıbrıslı Türk öğretmenler, Rum öğretmenlerle beraber oluşturdukları platform adına, Kıbrıslı çocukların dinlerini öğrenmelerine karşı çıkıyorlar...

Ve onların bu densizliğine en şiddetli tepkiyi de, bir Rum Metropolit gösteriyor!..

Kıbrıs'ın, Türkiye'ye yönelik niyetler açısından bir laboratuvar olduğu söylenir.

Bu laboratuvarı kimler kurmuşsa, belli ki iyi çalışmışlar ve orada bol miktarda turfanda meyve yetiştirmişler; kokusuz, renksiz ve köksüz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi