Abdullah Büyük

Abdullah Büyük

Merhaba ey onbir ayımızın sultanı

Merhaba ey onbir ayımızın sultanı

“Ramazan-ı şerif, kulluktaki eksiklikleri tedavi için ihsan edilmiş hususi bir mevsim, adeta manevi bir hastane, bir rehabilite merkezidir.” Muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız, “Sır ve Hikmet” isimli eserinde böyle diyor. Hem de günümüz insanının konuştuğu lisanın seviyesine dikkat ederek. Rehabilitasyon, mana olarak eski haline getirme, sağlığına kavuşturma demektir. Bugün idrak ettiğimiz bu ay, bizleri kitap ve sünnetteki yerimize, halimize kavuşturma özelliğine sahipken, diğer tarafta maddi ve manevi sağlığımıza kavuşturma gücünü bünyesinde tutan bir sırra sahiptir.
Mesajımıza başlamadan önce, geçtiğimiz haftaki yazımızdan dolayı bazı değerli dostlarımız, “iyi de, niçin Osman Nuri Efendi?” diyerek hikmetini sordular. Müsaadenizle, kısaca cevaplandıralım. Daha sonra kaldığımız yerden devam ederiz.
Bizler, Cumhuriyet döneminde yaşamaktayız. Hassas ve dikkat edilmesi gerekli olan bir devrin içindeyiz. Böyle olunca, içinde yaşadığımız devrin ve toplumumuzun ortak değerlerini sahiplenmenin, bu ülke ve ülke halkı için bir vefa borcu olduğuna inanıyorum. Toplumumuzun ortak değerleri de bellidir. İlmi, siyasi, iktisadi ve manevi alanda hizmet edenlerdir. Manevi sahada, yani insanların içini temizleme gayretinde bulunan Peygamber varisleri, hepimizin ortak değerleridir.
Konuya bu çerçeveden baktığımızda muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız, hayata 360 dereceden bakmakta, tek tip düşünceye geçit vermemekte ve en yakın öğrenci, ahbap ve dostlarının düşüncelerine ipotek koymamakta, hiçbir insanın aklını cebine koyup, “illa benim gibi düşüneceksin” mantığına tenezzül etmemektedir. Tüm eserlerinde ve konuşmalarında bu gerçekleri bulmak mümkün.
Buna ilaveten, günümüzde konuşulan kelime ve kavramlara dikkat etmekte, insanların da dikkatini toplamakta, her kesimin anlaması için örnekler ve hikmetler üzerinde durmaktadır. Mesela;
- “Hayatımız sürekli canlı yayındadır. Bir Müslümanın paket programlı bir hayatı olamaz. Olursa, devamlı zarar ve ziyan içinde bir hayat sürüyor demektir.
- İnsanın kaderine, yediği gıda ve arkadaş çevresi tesir eder. Hem gıdasına hem de arkadaş çevresine dikkat edilmelidir.
- Takva ve fücuru iyi anlamalıyız. Takva, kulu Allah’a yaklaştıran her şey iken, fücur, insanı Allah’tan uzaklaştıran her şeydir.
- Halikin (yaratıcının) nazarıyla (bakışıyla) kâinata bakmalıyız.
- Merhamet nedir? Merhamet sende olanı, onda olmayana vermendir.”
Şu kısa ama özlü ifadelere herkesin ve her kesimin şiddetle ihtiyacı vardır. Sekülerizmin, dünyevileşmenin, madde ve fiziki rahatlığın getirdiği olumsuz her şeye alınacak tedbirleri doğru ve güvenilir kaynaklardan ve adreslerden öğrenmeliyiz. Altınoluk Yayınları arasında çıkan onlarca eserinde Muhterem Osman Nuri Topbaş hocamız toplumun ihtiyaç duyduğu konulara parmak basmakta ve adeta damardan girmektedir.
Onbir ayın sultanı olan Ramazan Ayımızın her Cuma gününde sunacağım mesajlarımızın irtibatlı olduğu adresi, kısa adıyla “Sır ve Hikmet” isimli eseri göstermemizin sebebi bu gerekçelere dayanmaktadır.
Ramazan-ı şerif gibi büyük lütuflar, kıymetini idrak etmediğimiz, bigane kaldığımız takdirde bizler için büyük birer tehlikedir. Bu büyük nimetler, ilahi rahmete yakınlık vesilesi iken, onlara iltifat etmeyenler için -Allah muhafaza buyursun- hüsran sebebi olur. “Cebrail, Ramazan-ı şerife erip de bu ayda affolunmadan çıkanlar için ‘Onlar rahmetten uzak olsun’ diyerek, beddua etmiş, Efendimiz (S.A.V.) de icabet etmiştir.” (Tirmizi, Deavat, 100/3545)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah Büyük Arşivi