Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Paradokstan kurtulmak...

Paradokstan kurtulmak...

Yabancı kelimeleri kullanmak pek hoş bir huy değil ama bazen anlatılmak istenen şeyi en iyi anlatan kelime o olunca, kaçınılmaz olabiliyor.

Türk Dil Kurumu bizlere iyilik olsun diye paradoksa karşılık olarak, 'yanıltmaç'ı bulmuş.

Paradoksu anlamak biraz zor bir iş. Ama kelimenin tam olarak neyi ifade ettiğini anlatan bir örneği Ekşi Sözlük'ten aktarırsak biraz anlaşılabilir:

"Bir Giritli adam, 'bütün Giritli adamlar yalancıdır' demiş. O bu sözü söylerken doğru söylemişse, kendisi de Giritli olduğu için bütün Giritli adamların yalan söylemediği ortaya çıktığına göre, bu adamın yalan söylediğini anlıyoruz. Eğer yalan söylüyorsa, bütün Giritli adamların yalan söylediği tezi doğrudur, çünkü kendisi de yalan söylüyor. Kendisi yalan söylediğine göre dediği doğrudur ama eğer doğru ise bütün Giritli adamların yalan söylediği sözü lafta kalır..."

Çık çıkabilirsen, işin içinden...

İcinde yaşadığımız günler bol miktarda paradoks barındırıyor.

Demokratik Açılım Projesi denilen olayın sadece bir meseleyi hasretmeye odaklanmış olması, tam bir paradoks değilse de, başlıbaşına bir problem.

Türkiye sözkonusu olduğunda, demokratik açılımın -başka meseleleri bir kenara iterek-, tek bir meseleye hasredilmesi tuhaf bir durum.

Ama 'hiç yoktan iyidir' sözünü de bolca kullandığımıza göre, mesele yok diyebiliriz.

Demokratik Açılım Projesi ile ilgili esas paradoks, muhalefetin meseleye yaklaşımında.

Bildiğimiz kadarıyla Demokratik Açılım Projesi'nin hedefi, Güneydoğu / Kürt / Terör problemini çözmek ve bölgedeki insanımızı PKK etkisinden tümüyle azade hale getirmek.

Öncelikle, her ne kadar detayları açıklanmamış olsa da, niyet iyi bir niyet ve memleketteki bütün aklı başında insanların bunu desteklemesi; doğrularına destek verebilmek ve yanlışlarına mani olmak için çalışması gerekir.

Bu türden davranışta bulunanlar da var, şükür. Mesela Saadet Partisi, meseleye ciddi olarak el atılması ve mutlaka bir an evvel harekete geçilmesi gerektiği kanaatini Genel Başkan Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'un ağzından deklare etti ve parti kurmaylarının yoğun çalışmaları sonucu hazırlanan bir dosyayı da, ilgililere sundu.

Ortada bir problem varsa ve bunun mümkün olan en kısa sürede çözülmesi gerekiyorsa, yapılması gereken, bir an evvel bunun halledilmesi için gayret etmektir.

72 milyonluk nüfus bu problemin mutlaka üstesinden gelinmesi gerektiğini düşünüyorsa, -ki öyle-, girişime karşı çıkmak, başlıbaşına ciddi bir paradoks.

'Onlar bu işi yapamaz' şeklindeki bir düşünce makul ve mantıklı olabilir.

Ama bütün bir milletin canını yakan bir meseleye 'onlar çözmemeli' şeklinde yaklaşmak yerine, 'bu meseleyi çözmek istiyorsanız, şunu şunu yapmalı ve şunları da yapmamalısınız' demek gerekir, bildiğimiz kadarıyla.

Muhalefet, açılım denilen şeyin İmralı'da bulunan Bölücübaşı ile beraber kotarılacağı iddiasında.

Yani terör meselesinin, Terör Örgütü'nün başı ile ortak hareket ederek bitirilmesi gibisinden bir niyet olduğunu söylüyor muhalefet...

İşte bunun adı paradoks oluyor kanımca.

İşin garibi bu muhalefet dediğimiz gruba, her nasılsa, İmralı'da bulunan Bölücübaşı ile bağlarını hala sürdürdüğü düşünülen DTP de dahil ve işte bu da, paradoksun zirve noktası.

Paradokslardan kurtulmalıyız. Ama nasıl?..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi