Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Üç seçenek

Üç seçenek

Demokratik açılım ve buna yönelik olumsuz tepkilerin arka planında hangi siyasi projeler var? Ne iktidarın ne de muhalefetin somut bir projesi tartışılmıyor. Acaba herkes duygusal tepkiler gösteriyor ve gideceğimiz yer kimsenin öngörmediği ama karşılıklı bağırıp çağırmaların sonucunda varacağımız, bilmediğimiz bir yer mi?
Bilinçli ya da bilinçsiz üç proje yarışıyor. Birinci proje iktidarın varmak istediği yer. Buna göre Türkiye bir soy ve din devleti olmayacak, farklılıklar bireysel düzeyde kabul görecek ve bunların önündeki engeller kaldırılacak. Buna itiraz edilebilir ve iktidarın inancı ön plana çıkaran bir yapısı olduğu söylenebilir. O zaman Ermeni, Rum ve diğerlerine yönelik açılımlar açıklanamaz. Bu politika Türkiye’nin dünyadaki ve bölgedeki konumunu belirleyecek. Bölgede bir güç odağı olmaya ve sosyal farklılıkların bireysel düzeyde kaldığı bir birliktelik oluşturulmaya çalışılacak. Bu nedenle Kürtleri toplumun diğer kesimlerinden farklı olarak tanımlayacak hiçbir talep kabul edilmeyecek. Haklar bir soya ve inanca değil tüm bireylere tanınacak.

İkinci seçenek Kürtlerle var olan gerilimin artırılması ve toplumda farklı bir konuma taşınmaları. Kuzey Irak’ta, ABD’nin çekildiği zaman bölgede oluşan Kürt düşmanlığı ve onlara yönelik saldırılarla Kürtlerin iki güç arasında sıkışması ve her türlü taleplerinden vazgeçmek zorunda bırakılması. Bu durumda hiçbir güç Kürtleri destekleyip diğerlerine karşısına almayı göze alamayacak ve Kürt sorunu ebediyen çözülmüş olacak. Kürtlerin Kerkük petrolleriyle bedava refaha kavuşma hayalleri bir Arap Türkmen birlikteliğiyle sona erdirilecek. Bu projenin en büyük destekçisi bağımsızlıktan söz eden ya da özerk yönetim isteyen Kürtler. Bu projeyi destekleyenlerin Türkiye’nin bölgesel değil Türk dünyasına yönelik olarak açılmasını savunuyorlar.

Üçüncü seçenek Kürtlerin tamamen dışlandığı bir yapı oluşturmak. Böylece sosyal sorunlar yaratan, ekonomik olarak büyük bir yük haline gelen bu kitleden kurtulup homojen, daha zengin ve batılı değerlere sahip bir halkla Avrupa’yla bütünleşmek. Bu proje halkın mübadele edilmesini de içeriyor.

Bugüne kadar terörle mücadele adına yapılanlar, savaşan güvenlik güçlerinin fedakarlığı saygı değer olmasına rağmen, yarattığı sonuçlar açısından, farklılığı belirginleştiriyordu. Ülkesi için savaşanların da hiçbir insani değeri önemsemeyenler de vardı. Kürt siyasetçiler olaya dar bir açıdan baktıkları için genel bir değerlendirme yapamadılar ve “haklıyız alırız”dan başka bir şey söylemediler. Kendilerinde büyük bir güç vehmedip isterlerse Türkiye’yi alt sıralara taşıyabileceklerini düşündüler. Ekonomide tek güvenceleri zengin petrol yataklarından elde edilecek gelirlerdi ama bunun bir hayalden ibaret olduğunu anlamadılar.

Haklı haksız, demokrat cuntacı tartışmalarını bir yana bırakıp Türkiye’nin geleceğini tartışmanın zamanı. Bu gelecek sadece bizi değil bölgeyi, hatta dünyayı etkileyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi