Ekrem Kızıltaş

Ekrem Kızıltaş

Belki bir daha olmaz ama...

Belki bir daha olmaz ama...

Gözlerimiz gökyüzünde, bulutların hareketini izliyor ve geçtiğimiz günlerde yaşadığımız afete benzer bir şeyi tekrar yaşayıp yaşamayacağımızı merak ediyoruz.

Millî Gazete, Milsan ve TV5'in bulunduğu binanın bodrumunu dolduran tonlarca suyun boşaltılması günlerce sürdü, şimdi de balçıkla boğuşuyoruz.

Su boşaltılması işlemi İBB, İSKİ, İtfaiye ve bazı ilçe belediyelerinin katkıları ile gerçekleşti. Bu hususta müteşekkiriz. Özellikle de, gece gündüz demeden, bazen şiddetli bir şekilde yağan yağmura aldırmadan cansiperane bir şekilde çalışan ekiplerin hakkının ödenmesi mümkün değil.

Dere yatağı imara açılırken, derenin hakkının dereye ayrılması ihmal edilmeseydi... Bu kadar çok yağmur yağmasaydı... Sel meydana geldikten az sonra suyun akacağı kanallar selin sürüklediği birtakım şeyler tarafından tıkanmasaydı... Gerekli müdahaleler yapılabilseydi...

Evet bu saydıklarım ve sayamadığım birçok şey olsaydı eğer, o felaket yaşanmayabilirdi...

Ama yaşandı.

Şimdi mesele, geçtiğimiz hafta yaşadığımız türden bir felaketin bir daha yaşanmaması için gerekeni yapabilmek...

Böyle bir şey belki bir daha hiç olmaz... Ama aynısı ya da daha vahimi yarın başımıza gelebilir...

Çarşamba sabahından itibaren yaşananlar, neler yapılabilseydi yaşanan felaket daha az zararla ve daha az can kaybıyla atlatılabilirdi sorusunun cevabını arayanlar açısından epey bilgi ve tecrübe vermiştir, umarız. Sel felaketi yaşanmaya başladıktan sonra Ayamama Deresi güzergahında yaşananlar, bu tür durumlarda kullanılacak makine ve ekipman açısından fakir olduğumuz kanaatini uyandırıyordu.

Çarşamba günü boyunca yağan yağmur Perşembe'ye kadar devam etti malum. Zaman zaman Ayamama Deresi'nin değişik yerlerinde tekrar taşma emareleri yaşandı. Bu sırada etrafta, en azından kritik öneme sahip köprülerin yakınında bir yerlerde, gerektiğinde tıkanmalara müdahale edecek ekipler yoktu.

İstanbul'a tekrar yağmur yağma ihtimalinin konuşulduğu Cuma ve Cumartesi günü, yer yer selin bıraktıklarıyla dolmuş Ayamama Deresi yatağının temizlenmesi için bir hareket aradı gözler. Ama bu da yoktu.

Bodrum katları sularla dolmuş evler ve işyerlerinin motopomp taleplerinin karşılanması açısından nasıl sıkıntılar yaşandığını, bizzat müşahede etme imkanımız oldu.

Tabii ki eldeki mevcut imkanlarla çalışmalar yürütülüyor ve bu iş için tahsis edilmiş ekipler, hakikaten fedakarca çalışıyorlardı.

Ama gereği kadar iş makinesi, motopomp ve başka araç-gereçler yoktu...

Trakya'da yaşanan sele müdahale ve İstanbul'un çeşitli yerlerinde tedbir alınması sebebiyle idi belki bu durum. Ama eksiklik eksikliktir. Yaşadıklarımızın ortaya çıkardığı gerçek şudur ki, geçtiğimiz hafta yaşadığımız türden bir felakete müdahale açısından, İstanbul'daki resmi kurum ve kuruluşların ciddi eksiklikleri vardır ve ilk iş herhalde bu eksikliklerin giderilmesi olmalıdır.

Dere yatağına bir şekilde yapılmış binalarla alakalı olarak bundan sonra ne yapılacağını bilmiyoruz. Bu zamana kadar yapılanlar, bundan sonrası hakkında fikir veriyor gerçi. Acil olan, benzeri durumlarda kayıpların asgariye indirilmesi açısından, pratik tedbirlere kafa yormak ve bunları hemen gerçekleştirmek.

Sıkıntı yaşanan ve yaşanabilecek bölgelerde, acil durumlarda hemen müdahale edecek donanımlı ekipler, civardaki işyerlerinin sele karşı mukavim hale getirilmesi ve onların da gerektiğinde kullanılabilecek ekipmanlara sahip olmaları için yönlendirilmeleri, başlangıç için fena olmaz mesela...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ekrem Kızıltaş Arşivi