Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Teşkilat benimle de ilgilenmişti!

Teşkilat benimle de ilgilenmişti!

İyi ki memlekette bağımsız gazetecilere ve fikir adamlarına haddini bildiren bir “teşkilat” var.

Bu teşkilattan ben de nasibimi almıştım.

Terörü, ancak ve sadece “imha politikalarıyla” yok edebileceğimizi savunan emekli general Osman Pamukoğlu’nu eleştirdim diye, başıma gelmedik kalmamıştı.

Küfür mailleri...

Hakaretler...

Kolpadan ölüm tehditleri...

Bir ara cumhuriyet savcılığına başvurup derdest ettireyim şu serserileri diye düşünmüştüm ama, bu ülkede bir şeyi ciddiye almamak kadar, ciddiye almak da problem...

Bir şeyi ciddiye aldığınızda, ona “varlık” bahşetmiş oluyorsunuz.

Dahası, ciddiye almamanız gereken bir şeyi, sırf ciddiye aldığınız ve muhatap kabul ettiğiniz için “yeniden üretmiş” oluyorsunuz. Bir anlamda meşrulaştırıyorsunuz.

Ciddiye almadığınızda da, küfür ve tehditleri sineye çekmek zorunda kalıyorsunuz.

Ben sineye çekme yolunu tercih ettim.

Pamukoğlu elbette istediği gibi düşünebilir.

Bir asker, bir kurmay, Güneydoğu’da savaşmış bir “gazi” olarak imha politikalarının bereketine inanabilir.

Fakat, açıklamalarını “siyasal bir kimlik” altında yapıyor.

Dolayısıyla, onun da eleştirileri sineye çekmesi, Rasim Ozan Kütahyalı’ya yaptığı gibi, “müptezel,”, “vatan haini”, “onunla teşkilatım ilgileniyor” ifadeleriyle mukabelede bulunmaması gerekiyor.

Konuyu biliyorsunuz:

Rasim Ozan Kütahyalı geçenlerde bir yazı yazdı ve elinde harita stüdyo stüdyo dolaşarak kurtuluş savaşımıza ilişkin “ek bilgiler” sunan emekli general Osman Pamukoğlu’nun “bölücülük” yaptığını söyledi.

Pamukoğlu’na göre, kurtuluş savaşımızı tek başımıza vermişiz.

Genelkurmay belgeleri bunu söylüyormuş.

Benzeri bir iddiayı, “entelektüel” kontenjanından

Hürriyet gazetesine sokulan Özdemir İnce’nin köşesinde de okumuştum:
Kurtuluş Savaşı’nda Kürt şehit oranı yüzde 2 imiş...

Herhalde, “Kürtler bu ülkede hak iddia edemez” görüşünün özet ifadesi sayılıyor bu bilgiler...

Pamukoğlu’nun, Habertürk’ten Balçiçek Pamir’e yaptığı açıklamaları okuyunca ürperdim.

Kendisini eleştiren Kütahyalı’ya kızmamış... Onunla örgütü ilgileniyormuş.

Nasıl bir örgüt bu?

Ne tür insanlardan oluşuyor?

Bu “ilgilenme”nin mahiyeti nedir?

Şu sözler de kendisine ait: “Herkes haddini bilecek. Çerkezler Abhazlar, Lazlar, Pomaklar, Gürcüler niye bir şey demiyor da bunlar sürekli konuşuyor...”

Düşünebiliyor musunuz açıklamanın dehşet boyutlarını!

Kafası sadece “imha politikalarına” çalışan bir emekli generalin ağzından çıkan sözler bunlar.

Şimdi Kütahyalı haksız mı?

Bölücülüğe hizmet eden düşünceler değil mi bunlar?

Pamukoğlu’nun, Emine Ayna’dan farkı nedir? Şahin DTP’lilerden farkı nedir?

Biri “Türk ulusçuluğu”, diğeri “Kürt ulusçuluğu” adına kalkışıyor. İşin vahim tarafı, bunlar sürekli birbirlerini üretip duruyorlar.

Memleketi bunların eline bırakmamak lazım...

Bunların insafına kalmış bir ülke bölünmez de ne olur?

Bilmeyenler için söyleyeyim:

Pamukoğlu, “Hak ve Eşitlik Partisi”nin genel başkanıdır.

Kısa ismi bir zamanların ayrılıkçı partisi “HEP”i çağrıştırıyor ama, olsun. Hiç değilse, Silivri’de yatan benzerleri gibi darbe kovalamıyor, cunta kurmaya yeltenmiyor, darbe çeteleriyle alengirli işlere girmiyor...

Düşüncelerini örgütlüyor.

Bu da kısa günün tesellisi olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi