Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Şimdi çekin cezanızı...

Şimdi çekin cezanızı...

Ben söylemiyorum... AB Komisyonu söylüyor... Türkiye’deki “yargı sistemi” ve yargı yapısının “yargı bağımsızlığı konusunda ciddi bir tehdit oluşturduğunu” ileri sürüyor.

Böyle diyelim ki “yandaş yargı sarmalına” gelmeyelim.

İleri sürüyor...

Evet, AB Komisyonu böyle olduğunu ileri sürüyor...

Bu konuda bir de rapor hazırlamış.

Daha doğrusu, üç ayrı rapor...

Raporlardan birinde, kısa adı HSYK olan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’yla ilgili ilginç değerlendirmeler (ve gözlemler) var.

Bu kurulun, “sahip olduğu muazzam yetkiler açısından, yürütmenin etkisi minimize edilse bile, yargı bağımsızlığına ciddi bir tehdit oluşturduğu” belirtiliyor.

Raporda, ayrıca 12 Eylül darbesi hakkında dava açan savcı Sacit Kayasu ile Şemdinli savcısı Ferhat Sarıkaya’nın meslekten ihraçlarına da vurgu yapılmış.

İhraçlarla ilgili olarak şu görüşlere yer veriliyor: “Kurulun oluşumu yargıyı bir bütün olarak yeterince temsil etmemekte, kararları yayımlanmıyor ve kararlarına karşı etkin bir başvuru yolu yok...”

Nasıl?

Beğenmediniz değil mi?

Daha da beğenmeyeceğiniz şeyler söylüyor Komisyon.

Mesela, hükümetle yargı arasındaki “güvensizliğin” (gerginliğin), AK Parti’nin seçim başarılarıyla doğrudan ilişkili olduğunu, kapatma davası ve başörtüsü yasağı kararlarının da, “bu gerginliğin göstergesi” sayılabileceğini ileri sürüyor.

Komisyon bir de tahmin de bulunmuş: “AKP hakkındaki karar, partinin çok yakından takip edildiği, herhangi bir zamanda kapatılmasına ilişkin yeni bir dava açıla

bileceği hususunda açık bir uyarı teşkil etmektedir.”
Nasıl yani?

Demek istiyor ki Komisyon, “Birileri, AK Parti hakkında yeni bir kapatma davası açmak için apartta bekliyor.”

Bunu da mı beğenmediniz?

Sırada, hiç beğenmeyeceğiniz, “Bu AB Komisyonu da nerden çıktı? Neden içişlerimize karışıyor?” diyeceğiniz tespitler var.

Bu tespitlerden ilki, son dönemlerde gerek Ergenekon davası, gerekse yargı reformu konusunda takındığı sert politik (ve taraflı) tavır nedeniyle gündeme gelen, daha doğrusu hiç gündemden düşmeyen YARSAV’la ilgili...

Komisyon, “yargı mensuplarının örgütlenme özgürlüğü hakkından yararlanmalarının doğal olduğunu” söylüyor ama rezervini de koyuyor: “Bu özgürlükleri kullanırlarken tarafsızlıklarını koruyacak şekilde kendilerini kısıtlama görevine tabidirler...”

Demek istiyor ki Komisyon, “Bu HSYK tarafsız değil...”

Raporda, TSK-yargı ilişkilerine de önemli bir yer ayrılmış.

Mesela şu satırlar: “Türkiye’de hâlâ büyük bir siyasi oyuncu olan Silahlı Kuvvetler, hemen hemen açık olarak yargı üzerinde tesir icra etmektedir. Askerlerin sivillerce etkin kontrolü AB üyeliğinin olmazsa olmaz şartıdır...”

Hoşunuza gitmedi, biliyorum...

Ulusalcı damarlarınız kabardı.

Şimdi hep bir ağızdan, “Emperyalist AB... İçişlerimize karışıyor... Bizi bölmeye çalışıyor” filan diye bağıracaktınız ama, AB hedefini “kutsal devlet politikası” olarak dayatan, karşıt partileri “Bunlar gerici... Bunlar AB’ye karşı... Bunlar çağdaş olamaz...” diyerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın önüne atan da sizlerdiniz...

Şimdi çekin cezanızı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi