Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Münevver’i kim öldürdü?

Münevver’i kim öldürdü?

Münevver Karabulut cinayetindeki sis perdesinin dağılmasıyla, aslında daha koyu bir sis perdesine büründü olay..
Cem Garipoğlu’nun anlattıklarının çoğu düzmece..
Önce aslında bir cinayetin bu kadar magazinleştirilmesi, gerçeklerin bu kadar karartılması, saptırılması nerede görülmüş?.
Basının ilgisi “fikri takip” filan değil, böyle gazetecilik olmaz, olan tam bir şaklabanlık..
Baba bu olayı gündemde tutmak için ne lazımsa yaptı.. Medianın ne istediğini biliyordu ve mediaya malzeme sunma konusunda mahirdi..
Cinayet zanlısı 17 ya da 18 yaşındaki bir delikanlının zaten bozuk olduğu anlaşılan ruh halinin daha da bozulmaması için gösterilen ihtimamın binde biri, bütün bir toplumun, özellikle de gençlerin ruh halinin bozulmaması konusunda gösterilmiyor..
Bana kalırsa bu olayda devlet de, basın da topyekun zan altında kaldık..
Bir delikanlının sapık ilişkileri ile ilgili iddiaları tam anlamı ile kördüğüm haline geldi.. Delikanlı koca koca adamları, basını, polisi parmağında oynatıyor. Dalga geçiyor.. Bilgiler tutarsız, çelişkili, resmi verilerle örtüşmüyor.
Şunu bir kenara not edelim: Batılın tasviri, saf zihinleri idlal eder..
Cem’in yakalanması hiçbir şeyi değiştirmedi.. Hatta iş daha da karmaşık bir hal aldı.. Belirsizlik daha da derinleşti.
Cem’in açıklamaları, Adli Tıp bulguları ile çelişiyor.
Kızın kafası, canlı iken kesilmiş ve testere daha önceden alınmış. En az 6 kişi bu kanlı oyunda rol almış..
Deniyor ki, on yıl kadar önce yaşanan bir olay vardı. Bir satanist ayinde bir kızın kafası yine kesilerek öldürülmüştü.. Bu da yine bir ayinle işlenen cinayet. Bakire Müslüman bir kızın kafası kesildi ve kanı içildi.. Kimine göre bu masonik bir ayin sonunda gerçekleşti... Onun için çözülemiyor.(?!)
Ya da kız, arkadaşının amcasına ait, onun evinde bilmemesi gereken bir bilgiye ulaştı da onun için mi ortadan kaldırıldı?
Bilgi olmadan ihtimalleri sıralayacaksak, o kadar çok ihtimal üretilebilir ki!
Bu arada polis Cem’i ararken, İstanbul’da yüzlerce yeni cinayet işlendi ve bu cinayetlerin ancak % 10’unun failleri bulunabildi..
Bu oyun, rüştüne ermemiş bir delikanlının polise karşı oyunu olamaz.. Bu işin içinde bir iş var..
Münevver “nurlandırılmış”, “hakikatin bilgisini içinde taşıyan kişi”. Bir garib oğlan çıkıp geliyor, bir gün her şey altüst oluyor.. Her iki aile de Müslüman. Ailenin kadınları örtülü. Ama çocukların hayata bakışları çok farklı.. Yalancı bir mutluluk okunuyor yüzlerinden.
Münevver ile Cem’in başına gelenler, bütün kızlara ve oğlanlara ders olmalı..
Aslında oğlan biraz hovarda bir tip. Kız ise zengin bir koca arayışında “özgür kız”ları oynuyor.. İçki varsa, fuhuş da vardır. Fuhuş varsa kumar, çeteleşme, uyuşturucu zorunlu bir istikamet gibi.. Viagradan başlayıp, afrodizyaklarla devam ederken bir anda kendilerini uyuşturucunun kucağında bulurlar..
Bu yolun yolcuları, Cem ve Münevver’den ibaret değil..
Serdar Akinan’ın anlattığı medya aktörleri, sanatçı dedikleriniz, siyasetçiler, işadamı kılıklı herifler bu yolun yolcusu olduktan sonra, delikanlı çocukların bu yola düşmelerine hayret etmemek gerek.
Sauna Çetesi’nin ağına yakalanan politikacılar, ya da Uzak Doğu’ya sex turizmine çıkan kart zampara haberleri magazin basınında hiç eksik olmuyor.. Manken kızların hayatı, futbolcu aşkları, güzellik yarışmaları derken sonuç işte ortada.
“Yarbaya zina terfisi” haberi vardı geçen gün Vakit’te.. Hüseyin Üzmez ve Toprak haberleri manşetlere taşındı bir ara..
Bir ara hani sanatçı kadrosunda bir kasklı sapık vardı, kaç kişiye saldırdı. Sonra ne oldu? O laik kesimden olunca üstü örtüldü.. Adamına göre muamele.. Sevgilisini testereyle kesenle taciz iddiası ile yaşlı bir gazeteciye aynı ceza. Günlerce bunları konuşacak, yazacağız..
Bu sonuçlardan bağımsız olarak ahlaki yozlaşma, alkol ve uyuşturucu belası, ailenin çözülmesi üzerinde düşünmemiz gerek..
Akinan’ın itirafı, diğer sektörler için de üç aşağı, beş yukarı aynı..
Uyuşturucu ilkokula düştü.. Fuhuş orta mektepte başlıyor, üniversitedeki “özgür kız” (!?)ların yarıdan fazlası uyuşturucu ve fuhuşu deniyor. Ruh ve beden sağlıkları tehdit altında. Çetelerle tanışıyor bu çocuklar..
Gözümüze kibriti çok yaklaştırınca arkasında kocaman bir ormanı kaybediyoruz.. Cem ve Münevver’in sırrını araştırırken, aynı ölüm vadisine yeni yeni gençler yuvarlanıyor, ama buna bir tedbir almıyoruz.. Bununla ilgilenmiyoruz.. Zaten bu Ergenekon düzeninde çare de bulamazsınız. Çünkü, önünüze laiklik çıkar. “Çağdaş Yaşam” çıkar.. Fuhuş ve alkolü, mevcut düzenin korunması açısından kendileri için emniyet süpabı olarak görenler var.. Bunlar olmazsa gençlerin / toplumun daha hızlı bir şekilde dindarlaşmasından endişe ediyorlar..
Gerçek şu ki, Cem ve Münevver’in gerçek katilleri bu düzendir..
Aslında Münevver’in bedeni ile birlikte Cem’in ruhu ve geleceği katledilmiştir. O da bir kurbandır.. Ve bu sonuçtan her iki tarafın ailesi ile birlikte bütün bir toplum sorumludur.. Bu işten, bu cinayetten tiraj ve reyting damıtmaya çalışan media da sorumludur.
Aslında hepimiz bu sonuçtan sorumluyuz ve biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmedikçe Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir..
Biz iki kurbana ağlarken, aslında yeni yeni gençler aynı bataklığa yuvarlanıp boğulmaya devam ediliyorlar.
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi