Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

YANLIŞ BULUŞMA

YANLIŞ BULUŞMA

Başbuğ ve Doğan, ne konuşacaklar dersiniz?
Konuşacak konu mu yok.. Doğan askeri ihalelere girmek istiyor olabilir mesela. TSK’yı ilgilendiren bir haber gelmiştir gazetelerine, onu paylaşacaktır belki de.. Ekonomi, siyaset, Ergenekon konu çok..
Doğan, 3.8 milyar liralık cezanın üçte ikisine denk gelen KDV kısmının düzeltilmesi konusunda Başbuğ’dan kişisel olarak, Başbakanla arasında arabuluculuk yapmasını istemek için TSK’nın kapısını çalıyor olabilir mi?
Yok canım daha neler?
Kimse Başbuğ’un Doğan’la görüştükten sonra, görüşmenin içeriği konusunda bir açıklama yapılmasını beklemiyor..
Doğan o zaman TSK’nın kapısını niye çalıyor? Konun MGK’ya taşınmasını istiyorsa, gündemi Çankaya belirliyor..
“Rejim elden gidiyor, daha ne bekliyorsunuz” diyecek hali de yok herhalde..
Söylenti, en kötü ihtimalden daha tahripkardır..
Görüşme Doğan’a yakın bir isimle, Başbuğ’a yakın bir isim arasında dikkatlerden uzak bir şekilde gerçekleştirilebilirdi. Doğan randevu istiyor. Başbuğ “hay hay buyursunlar” diyor.
O zaman taraflar bu buluşmanın duyulmasını istiyor olabilirler mi?
Bu görüşme sıradan bir bilgilendirme toplantısı da olamaz. Öyle olsa bu iş internet üzerinden bile yapılabilirdi?
Doğan’ın ziyaretinin ses ve görüntü kaydı alınacak mı aceba?. Şener Eruygur sanırım, Arınç’ın ziyaretini gizli kamera ile kaydettirmiş de birden aklıma geldi..
Hani biraz beklese, 29 Ekim resepsiyonunda ayaküstü söylenecek bir şey olsa bir kenara çekilip söyleyebilirdi..
Başbuğ, tartışmalı bir konuda, şaibeli bir şirketin patronu ile, böyle bir zamanda buluşuyor olması, bana kalırsa her iki taraf açısından da riskli bir durum..
Düşünebiliyor musunuz, mesela Doğan Maliye ile bu görüşmeden sonra anlaştı. Fiskos mediası hemen manşeti atacak: TSK Devrede..
Doğan sanki TSK’nın koruması/himayesi altına alınmış gibi bir anlam çıkacak.. Doğan Medianın her manşeti, bu ilişkinin diyeti gibi görülecek..
Doğan böyle bir ilişki ile aslında yağmurdan kaçarken doluya yakalanabileceğini hiç mi hesaba katmıyor..
Bu görüşme için randevu verildikten sonra iptal edilse de durum fazla değişmeyecek. “Gizlice görüştüler” denecek.. Doğan randevu istese, TSK vermeseydi, bu defa da “TSK Doğan’ı sahiplenmedi. Başının çaresine bak, benden uzak dur” dedi olacaktır..
Burada asıl yanlış Doğan’dan kaynaklanıyor..
DM ve TSK ilişkisi iki tarafa da zarar verecek.. Üçüncü bir ihtimal yok..
Sanırım DM stratejistlerinin bunu görmemeleri için öfke ve panikin bunların aklını izale etmiş olması gerekir.. Sonuç, TSK ve Başbuğ için büyük bir talihsizlik..
Gazeteciler, görüşmenin başlangıcını not edecekler, içeride kaç dakika kaldı onu not edecekler. Kimle geldi görüşmede kimler vardı, görüşme öncesi ve sonrası yapılacak açıklamalar. Doğan Medianın bir gün sonrasında vereceği mesaj, hepsi önem kazanıyor..
DM, yargıya intikal etmiş, siyasilerin bile mesafeli durmaya çalıştıkları, mali bir konuda, Askerler üzerinden çözüm arayışı, tehlikeli bir macera gibi duruyor..
İyi, 312 General ve Tolon davası ile ilgili olarak biz de TSK’nın kapısını çalalım bari..
TSK ve YAŞ’a Erkaya ve Tolon davası ile ilgili olarak, bilgi vermek maksadı ile daha önce defalarca yazı yazdım, kimse cevap bile vermedi.. Tabii, bu memlekette herkes eşit değil. Doğan da Dilipak değil.. Aslında 312 General davasında sanık olan Mehmet Doğan’ın soyismi de aynı ama, olmuyor. “Beyaz Türk” olmak gerekiyor..
Bizimkiler “entelektüel yanılsaması” olabilir. Mesela belki de Doğan, Askeri ilaç fabrikasının özelleştirilip özelleştirilmeyeceği, özelleştirilecekse talip olabilecekleri, ya da zırhlı araçlar, Helikopter alımı, Mayınlı arazilerdeki mayınları temizlenmesi ile ilgili görüş alışverişinde bulunmak istiyor olabilir..
Aman, canım ben de! “Amiral gemisinin kaptanı” Genelkurmay Başkanı ile ne konuşacak olabilir.. Gemide olup bitenler konusunda bilgi arzı yapacaktır.. 28 Şubat’ta manşete taşıdığı “Topyekun bir savaş” öncesi, sakın son hazırlıklar konusunda bir durum değerlendirmesi yapmak istiyor olmasın.
Doğan Medianın acar gazetecileri, hadi şimdi, Johnson’un İnönü’ye gönderdiği mektubu açıklar gibi, Doğan Başbuğ’la ne konuştu, onu deşifre edin, edebiliyorsanız tabii..
Bakarsınız, bunların hiç biri değil. Doğan Başbuğ’un köyüne bir okul yaptırmak istiyordur, onun müjdesini vermeye gelmiştir.. Ya da “askerlerin okul ziyaretlerinde hediye olarak verecekleri kitapların, afişlerin baskısını ücretsiz olarak biz üslenelim” filan demek için gidecektir. Hani zaten TSK çocuklara yönelik Cumhuriyeti anlatan çizgi romanlar filan hazırlatıyor ya.
Hani bu iş böyle ise, TSK ile berabermiş gibi gözükmek için ne numara ama!
Asker üzerinden siyaset ve menfaat işine kalkışanlar, bu bombanın ellerinde patlayabileceğini düşünmeliler..
Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz.
Selâm ve dua ile.
NOT: Aydın Doğan, yanlış anlaşılacağı gerekçesi ile Genelkurmay’dan randevu talebini geri çektiğini açıkladı.. Ben de yazımı yazmış bulunuyordum. Bu ziyaret gerçekleşmese bile, bundan sonra aynı yolu deneyebilecekler için ders olması için bu yazıyı yayınlama gereği duyuyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi