Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Türkiye'nin nükleer sorgulaması

Türkiye'nin nükleer sorgulaması

Başbakan Erdoğan'ın, İran-nükleer ilişkisi üzerine söylediği sözler, bir "İran savunması" mı yoksa uluslararası siyasete yönelik bir ahlak sorgulaması mı?Bence ikincisi...
Türkiye'yi "İran savunması" alanına sürmek, uluslararası kamuoyunda var olduğu düşünülen "İran alerjisi"ni kullanıp, Türkiye'yi bir daha böyle bir dil kullanmamaya mahkûm etme amacı taşıyor.

Ama Türkiye, hiç şüphesiz bu hükümetin gayretleriyle kazandığı özgüvenle, tavrını net olarak ortaya koymaktan kaçınmıyor ve yaptığı ahlaki sorgulama son derece net.

Ne diyor Başbakan?

"Nasihat verme noktasında olanlar adım atmalı. Onlar atmazsa başkalarından isteme hakları yok. Bu konuda konuşan ülkelerin hepsinde nükleer silah var; örneğin İsrail. İsrail Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na üye değil ama İran üye. Gazze'de fosforlu bomba kullanıldı. 1400 kişi öldü ama bunlar hiç masaya gelmiyor. Aynı şekilde hazırlanmış raporlar da gündeme gelmiyor. Sorumluluk mevkiindeki insanlar olarak bu durumdan rahatsız oluyoruz."

Bu sözlere itirazı olan varsa çıksın söylesin. Yalan mı? Yanlış mı?

İsrail'in dişine kadar nükleer silahla donanmış olduğunu bileceksiniz ama, "İran İran" diye tuttururken, aklınıza asla İsrail gelmeyecek.

Ne bu?

İsrail çok mu güvenilir?

Bunu kim söyledi?

İsrail'in çok mu sicili temiz?

Bunu kim söyledi.

Ya da İsrail neden korunur?

Dünyada etkinliği bilinen Yahudi lobisinin terbiye edici gücü sebebiyle mi?

Türkiye Başbakan'ına da böyle sopalar gösteriliyor.

"One minute" sırasında içeriden, eski, kıdemli politikacılar "Bunun bir faturası olur" diye uyarmışlardı.

Başbakan, eskiden bu sözleri biraz daha üstü örtülü söylerdi. İsim vermezdi. "Nükleer güce sahip olan başka ülkeler de var" derdi. Ama şimdi açık konuşuyor: İsrail'e neden kimse ses çıkarmıyor diyor.

"Sorumluluk mevkiinde olan insanlar olarak bu durumdan rahatsız oluyoruz" diyor. Yani "Kimse dünyayı aptal yerine koymasın" demeye getiriyor. "İsrail'in Gazze'de kullandığı fosfor bombasını görmediniz" diyor dünyaya. "Bu nasıl ahlaki tutarlılık?" demeye getiriyor.

İşin ucunda bölgeyi yeniden savaş cehennemi içine sürüklemek var.

İran'ı vurmak var. İsrail'de konuşuluyor bu, dünya medyasında ısıtılıyor.

Türkiye'nin Başbakanı açık konuşuyor:

"Irak'ta bir medeniyet mahvedildi. Milyonu aşkın insan öldü. Neyi çözdünüz?"

Bu ahlaki sorgulama gerekli. Bu coğrafyanın vazgeçilmez bir ülkesi olarak bunu sorma hakkı var Türkiye'nin.

Olay, İran savunması falan değil.

Türkiye, bölgede herhangi bir ülkenin nükleer silaha sahip olmasına razı değil. Bu İran da olsa böyle.

Ama, dünya güçleri, İran'ın üzerine abanırken, İsrail'i koruma, en azından görmezden gelme iki yüzlülüğünü yapmamalı.

Ortada elindeki kitle imha silahını kullanma cürmünü işlemiş bir İsrail var, onun elinde nükleer başlıklı füzeler var, onu neden görmemeli, bunun cevabını vermeli, "Ben nükleer enerji için çalışıyorum, silah üretme niyetim yok" diyen İran üzerine abanan dünya güçleri...

Türkiye Başbakanı soruyor:

Atom Enerjisi Kurumu'na üye olmayan, dolayısıyla tamamen denetim dışı kalan İsrail'e neden yaptırım yok?

Bu soru anlamsız mı?

Türkiye Başbakanı bunu sorduğunda, hemen kulaklar dikleşiyor ve "ne yapıyor bu adam?" moduna giriliyor.

Yani Başbakan fincancı katırlarını ürkütmüş oluyor.

Oysa Başbakan çok basit, sade bir şeyi yapıyor.

Küresel güçlerin üç maymun oyununu bozuyor.

Ya da çocuk saflığında "Kral çıplak" diyor.

Yeni dünya düzeninde bunlar gerekli.

Türkiye, kazandığı özgüven sayesinde, dünyada böyle bir şeffaf süreci başlatmış oluyor.

Belki bu konuda bir şey daha söylenebilir:

-Türkiye'nin içinde yaşadığı kendi coğrafyasına yönelik özel bir koruma duyarlılığı söz konusu.

İran da, tüm coğrafya ile birlikte Türkiye'nin böyle bir koruma duyarlılığının içinde. Türkiye buna özen gösteriyor, çünkü bu, Türkiye'nin stratejik derinliğini inşa sürecinde vazgeçemeyeceği bir hassasiyet.

Bu, aynı zamanda Türkiye'nin gücünü oluşturuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi