Kemal Belgin

Kemal Belgin

G.Saray'da toplu intihar?

G.Saray'da toplu intihar?

Galatasaray, Ali Sami Yen’de karşısına aldığı Alman liginin o günkü üçüncüsünü nasıl bulmuştu ? İşte bu sorunun cevabını sağlıklı verebildiğiniz zaman Galatasaray’ın Almanya’da intihar ettiğini kolayca görebilirsiniz. Evet, gerçekten de yazımın başında da değindiğim gibi Galatasaray resmen intihar etmiştir. Leverkusen, Ali Sami Yen’de fizikman üstün oyuncularıyla kendi yarı alanını alabildiğine daraltarak oynamıştı. Hatta bu takım gibi takımın çok da az kontratak düşündüğünü dile getirerek, Galatasaray’ın bu yollları iyi kapattığını öne sürmüştük. Tabii ki bunda rakibin rövanşı düşünerek oynama planının büyük payı vardı. Haklıydı da... çünkü bu maçlar iki ayaklıydı... Peki, Galatasaray ne yaptı? çıktı, Almanya’da her tarafını açarak, rakibin bütün dikine hazırladığı ataklara, “Gel bana gol” diye çanak tuttu. Olacak şey miydi? Sen ilk maçı golsüz bitirmişssin... Belki de aynen golsüz beraberlikle maçı uzatmaya götüreceksin... Belki de uzatmada tur atlayacaksın... Kim bilir belki de, birg ol atıp, bir yiyeceksin tur atlayacaksın... Daha ortada fol yok, yumurta yokken, sen tut, bütün bloklarının arası aç, önüne gelen elini kolunu sallaya sallaya gelip gol atsın... Sanki ilk maçı 3-0 kaybetmişsin de, hemen bir tane atıp, maçın psikolojik yönünü ele alacaksın... Baktım gazeteler, televizyonlar hep Kalli’nin yorgun takımı sahaya sürdüğünü ve bu yüzden bu facianın ortaya çıktığını yazıp, söylüyorlar... Bu tamamen safsata... Onlara sormak isterim; Kalli, takımın üç beş oyuncusunu dinlendirdi ve sahaya Baruso, Song, Lincoln, Nonda gibi oyuncuları sürdü. Ve aynı skor başına geldi... çünkü böyle oyun felsefesi ile kimleri oynatırsan oynat, fark yememen ancak şansına kalır. İşte bütün mesele buradadır. Kim oynarsa oynasın, hatta Sevilla’yı yener Fenerbahçe’yi de böyle oynatırsan fark kaçınılmaz olur. Zaten Sevilla rövanşı öncesi bunu kapsayan bir yazı yazacağım ki, iş daha anlaşılır hale gelsin... Futbol asla hava atmaya gelmez. Her rakibin bir önemli yanı vardır. Futbolda hangi sonuç gerekiyorsa, onun felsefesi doğrultusunda takım kurup, asıl önemli olanı da ona göre oyun stratejisi belirleyeceksiniz. Hiç bir rakibi küçümsemeyeceksiniz. Her rakibi ciddiye alarak oynayacaksınız. Ve de her rakibe göre, hele hele sonuç için de gerekliyse, oyun taktiği kuracaksınız. Ve işte, böyle Ali Sami Yen’de saklanarak oynadı diye rakibin sıradan bir takım olduğunu sanıp rezil olursunuz. Hatırlarsanız ilk maç sonrası yazdığım yazıda Leverkusen’in takım gibi takım olduğunu belki de tek yazan kişiydim. O maç sonrası yazılan yazıları, konuşulanları bir hatırlayın... Türk spor medyası o takımı bir sıradan ekip olarak göstermişti. İşte acı sonun gelmesinin bir sebebi de budur... Galatasaray topluca dolmuşa bindirildi ve uçurumdan aşağıya yuvarlandı. Dediğim gibi bu taktikle ve oyun anlayışı ile Galatasaray’dan hangi takımı çıkarsanız aynı felaket başa gelirdi. Sakın ola ki kimse Lincoln ve diğerleri oyuna girdikten sonra pozisyon bulunduğunu, hatta penaltı kazanıldığını oyuncu değişikliklerine bağlamasın. Bu tamamen rakibin oyunun 20. dakikasından turu atladığının garantisini alışından kaynaklandı. Yoksa bu oyuncular girdiğinde aynı oyun felsefesi devam ettiğinden yine de fark açılırdı. Bunu da dikkate almak gerekir... Bunu neden yazdım... Şimdi Kalli bu farktan sonra takımın yarısını değiştirip lige girerse, bir hüsran da orada yaşanır. Bunu da herkes bilsin!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kemal Belgin Arşivi