Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

Çin ekonomisi

Çin ekonomisi

Çin ekonomisi hakkında bir makale okurken hiç şaşırmadım. Yıllardır dünyadaki bu ekonomik düzenin ne zaman yıkılacağını merak eder dururdum. Verdiğim bazı konferanslarda günün birinde doların değeri sıfıra iner ve ABD onun yerine dolmaz diye bir para çıkarırsa şaşırmayın diye işi şakaya vururdum.
Çin tasarruf fazlası olan ve bu tasarruflarını ülke dışında değerlendiren bir ülkedir. Burada sadece tasarrufun miktarı ile değil bunun nerede değerlendirildiğiyle de ilgileniyorum. Tasarrufların dışarıda değerlendirilmesi dış ticaret fazlası olması anlamına geliyor.

Bu konuda bazılarının komplo teorisi olarak algılayacağı bir düşünceye sahibim. Bana göre İkinci Dünya Savaşından sonra Japonya’ya ABD’nin sermaye ve teknoloji transferinin nedeni bu ülkeye duyduğu sempatinin eseri değildi. Japonya üretecek ve bunu büyük ölçüde ABD’ye ihraç edecek, ABD halkı bu ürünleri tüketerek refahını artırırken Japonya dış ticaret fazlası kadar parayı ABD finans kurumlarında değerlendirecek ve ona kaynak sağlayacaktı. Bu model başarılı olunca ABD’deki finans kurumları benzer bir yapıyı Çin’de oluşturdular. Çin’e sermaye ve teknoloji transfer ederek ihracata dönük bir sanayi kurulmasını sağladılar ve bir yandan Çin’in ürettiği malları tüketerek refahlarını artırırken diğer yandan Çin’in ekonomisini ayakta tutmak için yapmak zorunda olduğu tasarrufları finans piyasaları kullandı.

Bu yapı ABD’nin sürekli borçlanması ve tasarruf fazlası olan ülkelerin sürekli olarak artan miktarda alacaklı konuma gelmesine neden oluyordu.

Ekonomik büyüklükleri değerlendirirken sadece parasal miktarla değil bunların temsil ettiği mal hareketleriyle de ilgilenirim. Yani birisi “Çin tasarruftan vazgeçip tüketime yönelsin” derse bunun mümkün olmadığını düşünürüm. Çünkü bunun gerçekleşmesi halinde ya içerde üretilen malların Çin halkının taleplerine yönelmesinin sağlanması gerekir ki üretimin bir anda yön değiştirmesi mümkün değildir. Ya da ihracatına karşılık halkın talep ettiği malları ithal etmesi gerekir. Bu da mümkün değildir çünkü bu durumda finans piyasalarına aktardığı paralar durur ve belki de geçmişte aktarılanların piyasalardan çekilmesi gerekir. Bu dünya ölçeğinde bir finans krizine neden olur. Ayrıca yeni ihraç pazarları bulması gerekir. Oysa ABD’nin taleplerine göre şekillenen bir sanayiyi başka ülkelerin ihtiyacına göre yeniden düzenlemek çok zordur. Çin ve benzer ülkelerin daha çok tüketim yapması ve dış ticaret fazlasının azalması, bunun doğal sonucu olarak ABD ve benzeri ülkelerin borçlanma hızının düşmesi çok büyük yapısal değişmeleri gerektirir.

Son günlerde doların değerinin düşmesi benim yıllar önce dolmaz basacaklar diye şakaya vurduğum süreç yönündedir. Doların değer kaybetmesiyle ABD finans piyasalarına yatırım yapanlar ana paralarının neredeyse yarısını kaybettiler. Faiz hadlerinde büyük düşüş de gelirlerini de eritti.

Şimdi şu sorunun cevabının verilmesinin zamanının geldiğini düşünüyorum: Yaşadığımız ekonomik kriz hasta ekonomik yapıyı sağlığına kavuşturmak için yapılan bilinçli bir operasyon mudur?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi