Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Bu ‘Maya’ tutar mı?..

Bu ‘Maya’ tutar mı?..

Zeki Ceyhan hep başıma kakar durur. Hani kıyamet kopacaktı, ne zaman kopacak diye..
1980 öncesi, Maraş, Çorum olayları patlamış. Çataklı’dan Mehdi aleyhisselamla ilgili rivayetleri dinliyoruz.. Daha sonra Milli Gazete “Kıyamet Alametleri” kitapları yayınladı o zamanlar.
İran’da devrim olmuş. Sokaklarda insanlar “Hudaya hudaya taki zuhuru Mehdi, nigahdarı Humeyni” diye slogan atıyor..
Mehdiyet ve Mesihiyet konusu Şia’da iman konusu. Etkileniyor tabiî insan. İran devriminin ardından ABD ve İsrail’in meydan okumaları, Irak’ın İran’a saldırısı.. Kara gömlekliler ha geldi, ha gelecek gibi bir endişeye kapılıyor insan.
Zaten Yahudilerde Mesih beklentisi yeni değil. Evangalişlerde de Mesih’in geri dönüşü beklentisi Şia’dan daha az değil..
Bir yanda Armegeddon, öte yandan Melheme-i Kübra beklentisi. Yecüc-Mecüc, Gog-Magog tartışmaları..
Nebuco, Buhtunnasr / Nebukadnezar tartışmaları durduk yerde çıkmıyor..
Marduk, Niburi derken, Maya takviminin sonuna geldik..
ABD de AB ülkelerinde büyü, fal, kehanet fuarları, konferansları, ayinleri düzenleniyor. Bizde de CNR ya da TÜYAP’ta bir fuar açılsa, CeBİT’ten daha az ilgi çekmez..
Şu günlerde batıda en çok okunan kitaplar, bu konu ile ilgili kitaplar biliyor musunuz..
Bizim işadamlarından, iş kadınlarından bazılarının kadrolu büyücüleri, cincileri var artık..
İstihbarat örgütleri de bu işe el attıktan sonra, müneccimlik yeniden dirildi..
Gazetelerin en çok okunan köşelerinden biri de fal köşeleri.
Mehdilik ve Mesih konusunda her gün yeni bir haber çıkıyor. Deccal haberleri de öyle.. Geleceği merak edenlerin sayısı her gün biraz daha artıyor..
Cinciler, büyücüler, fala bakanlar, şeytana tapanlar, medyumlar, uzaylılarla ilişki kuranlar yok yok.. Aslında bu bir sektör haline gelmiş durumda.. Giderek büyüyen bir piyasa söz konusu..
Bu işlerin tarihi oldukça eski. Hz. Süleyman’ın cinlerle ilişki kurduğunu biliyoruz.. Belkıs kıssası ya da Süleyman Mabedi’nin inşaası ile ilgili anlatılanlar bunu gösteriyor.. Aslında Ergenekon olayı ile Kur’an-ı Kerim’deki Yecüc Mecüc kıssası da birbirine çok benzer.
1) Hani bir de Harut ve Marut isimli iki melek vardı. Hz. Süleyman’ın vefatından sonra Hiram usta ve adamlarının cinlerle ilgili sırrı “Tapınakçılar” dışarıdan birileri ile paylaşılınca, büyücülük aldı başını gitti. İki melek geldi, bu gizli bilgiyi insanlara öğreterek, bu cincilerin, büyücülerin şerrinden kurtulmaları için bazı bilgiler verdiler, ama bunu yapılan büyüyü bozma dışında kullananların büyük günaha girecekleri, fitneye sebeb olacakları uyarısında bulundular.. “Size hiçbir faydası olmayacak; ancak zarar verecek bir şeyi mi öğrenmek istiyorsunuz” diye uyardılar, ama özellikle Yahudilerin işinden bir topluluk bu işe merak saldı ve cifir (CFR , “Council on Foreign Relations”un baş harflerinin de CFR olması ilginç değil mi.. Bu piyasada yorumlar biraz da böyle yapılıyor.. Ya da Ebcet hesapları devreye girer.) denen şey halk arasında yayıldı.. “Gizli bilimler” böylece halkın gündemine girdi.. Dünyanın geleceği, Kozmozla ilgili birtakım kehanetler ortaya atıldı.. Birçok kişi cincilerin, büyücülerin oyuncağı oldu. İşin ilginci, bu tuzağa düşenlerin büyük bölümü de seküler çevreden kişiler, ya da dinin hayatlarında gelenek dışında bir etkisi olmayan insanlar.. AP Ajansının geçtiği bir haber; Astronomlar, Maya takviminde önemli bir zaman diliminin sona ereceğine işaret edilen 21 Aralık 2012 ile ilgili kehanetler birbirini kovalıyor. Guatemalalı Maya bilgesi Apolinario Chile Pixtun, 21 Aralık 2012 ile ilgili kıyamet senaryolarının Maya Takvimi’nden değil, Batı’dan gelen bilgilerden kaynaklandığını söylüyor.. Bu kehanetlerin peşine düşenler 25 bin 800 yılda bir meydana gelen evrenle ilgili bir değişimin, dönüşümün, evrenin o tarihte gerçekleşeceğini söylüyorlar, ama o şeyin ne olduğunu söylemiyorlar.. Bugüne kadar 1987’deki Jüpiter etkisi, Marduk, Niburi, Gezegen X gibi buna benzer kıyamet söylentileri türemişti. Meksika’da 1960’ta bulunan tablette, Mayaların savaş ve yaratma tanrısının 2012’de beklenmedik bir gelişmenin dünyayı etkileyeceğini söylediğine dair yazılar var. Metnin dünyayı neyin etkileyeceğini anlatan bölümü okunamıyor. Arkeolog Guillermo Bernal, “O gökten inecek” yazıyor olabileceğini düşünüyor ama bu senaryoların, Batı efsaneleri sona erdiği için Mayalara mal edilen fazla ‘Batılı ve Hıristiyan’ bir kavram olduğu kanısında. Mayalarsa 2012’den çok, kuraklık çeken Yucatan Yarımadası için endişede.
İşin şakası bir yana, teolojik anlamda Mehdi ve Mesih tartışmalarının ötesinde “kadrolu” bir Mehdi ya da Mesih ortaya çıkarsa şaşmayın..
Bu tartışmaların ötesinde benim gördüğüm ve yaşadığım tehlikeli bir gerçek var. O da şu: Benim dedem 1. Dünya Savaşı’nda askerdi, Babam 2. Dünya Savaşı yıllarında askerlik yaptı. Ben adı konulmadık bir 3. Dünya Savaşı olan soğuk savaş yıllarında askerdim. Benim çocukların ise Balkanlar, Kafkaslar, Irak, Afganistan, Filistin’i, interneti, Genomu gördü. 11 Eylül’ü yaşadılar.. Dünyanın yıllık üretiminin yarısından fazlası hâlâ nerede ise üçte ikisi ABD ve AB ülkelerinin tekelinde. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı, iki ülkede, Çin ve Hindistan’da yaşıyor. Ama bu iki ülkenin sahip olduğu toprak, 200 milyonu bile bulmayan nüfusu ile Rusya Birleşik Devletleri’nin sahip olduğu toprağın yarısı kadar bile değil..
Ekolojinin ne durumda olduğunu biliyoruz. Silahlanma ve nükleer teknolojisinin dünyamız için ne kadar büyük bir tehlike oluşturduğunu da...
Zor bir zamanda yaşıyoruz.. İnsanlar bir kurtarıcı, bir yıkım ve yeni bir başlangıç, ilahi bir ceza ve müdahele bekliyor.. İnsanların sebep olduğu felaketin boyutları açısından artık insanlar tarafından düzeltilemeyecek ve geri dönüşü mümkün olmayan bir noktaya gelindiği düşüncesinde..
Bu iş bir kehanet meselesi değil artık. Somut gerçekler karşısında insanlar büyük bir panik içindeler. Teolojik ve esoterik yollardan geleceği okumaya çalışıyorlar.. Büyük bir manevi açlık yaşanıyor.. Zengin ülkelerde yaşayan insanlar da yoksullar kadar acı çekiyor aslında..
“2012’de başımıza ne gibi bir feklaket gelecek” diye beklemektense, böyle bir felakete uğramamak için ya da muhtemel bir felaketin can ve mal maliyetini en aza indirmek için maddi ve manevi açıdan ne yapıyoruz, ona bir bakmamız gerekiyor.. Gerçek şu ki; bundan böyle hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Yeni bir dünya kurulacak..
İnsanların korkularını ve zaaflarını istismar ederek kazanç elde etmek isteyenlerin oyununa gelmemek gerek..
Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi