Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Gün olur hadise yokluğundan-gün olur çokluğundan bunalırız

Gün olur hadise yokluğundan-gün olur çokluğundan bunalırız

Yurt içi ve yurt dışı temizliğe yoğunlaşan askerlerimize buradan selâmlarımı gönderiyorum..
Şehitlere ise Allah'tan gani gani rahmet dilerim..
Dahili hayatta yangına benzin dökmeler son sürat devam halinde..
Medya nerede bir sivilce bulsa kanatıp çıban yapmaya yeminlidir galiba..
AKP hükümeti el yordamıyla yürüyor, yürürken de el çabukluğu ile bazı kesimlere özel himaye metodu uyguluyor..
"Vakıflar yasası" bunun enteresan bir örneğidir..
İkincisi ise, emekli milletvekillerinin maaşlarına hatırı sayılır zam yapmaları.. Fiilen vekillik yapanlara arada bir, abra-kadabra usulü ile, herhangi bir kanun çıkarken araya sokuşturarak malı götürmeleri insanı ürpertiyor..
Paramız yok ki yabancı bir ülkeye kaçalım.. çünkü, Türkiyemizde, avrosu, doları çok olan yabancılar en çok dikkat çeken kıymetli alanları ya aldılar, ya da bu kanunla alacaklar..
Siyasi kürtçülerle başımız beladan kalkmıyor.. Bir de siyasi hıristiyan, yahudi mütegallibelerle mi uğraşacağız?
Şu lanet Avrupa Birliği'ne girme sevdası bizi daha çok sargılara saracağa benziyor..
Maaşlarına zam yapılan milletvekilleri sessiz, hatta sevinçli..
TüSİAD ne derecede memnunsa, milletvekilleri de o derecede memnun..
Yırtılan, Anadolu garibanlarının gömleği..
Korkarım ülkemizde 'kast' sistemi cari kılınacak..
600-700 lira emekli maaşı alan memurlara % 20 zam yapsanız hepsi 120 veya 140 lira yapar.. 4 bin lira emekli maaşı alan vekil emeklilerine aynı oranda zam 800 civarında bir gelir artışı getirir.
Adalet ve kalkınma demek bu eşitlikle olurmuş..
Hele de başörtüsü..
Hele hele yasakçı zihniyettekilerin yobazlıkları..
Medya patronu Aydın Doğan'ın ne kadar gazetesi, televizyon kanalı varsa, ölüm döşeğinde de olsa arayıp buluyor yasakçı militanları ve konuşturuyorlar..
Sizin tiksintinize aldırış eden yoktur..
Dün, acayip derecede sayın eski YöK başkanı Erdoğan Teziç açtı ağzını, yumdu gözünü, Necdet Sezer mamulatı rektörlere 'dayanın, direnin' emri veriyordu..
Resmileşen Anayasa'ya karşı suç işlemeye davet ediyordu rektörleri..
Söylediğine göre Anayasa değişikliği önemli değilmiş.. 17. madde, yani YöK ile ilgili husus değiştirilmeden "sakın riayet etmeyin" uyarısı yapıyordu..
Bu millet, çocuklarını kimlere emanet etmiş görüyor musunuz?
Serbestlik karşıtı, hürriyet muhalifi, solcu, solun en ucunda mevzi almış, sözde bilim adamlarına..
Prof. Erdoğan Teziç vicdanen hiç mi muazzep olmuyor yaptıklarından ve konuştuklarından?
Zulümkârlıktan beklentisi nedir?
Yarın üniversitelerde bir karışıklık çıkarsa, Türk milletinin çocukları bile bile, tahrik sebebiyle suç işlerlerse sabık YöK'çümüz üzülmeyecek mi, utanmayacak mı?
Siyasi iktidar bu gibi durumlarda derhal devreye girmek zorundadır..
Kanunsa kanun,
Tüzükse tüzük,
İnsanlıksa insanlık ve adaletse adalet, zorbalıklara hakim kılınmalıdır..
Atamaya yetkili amir, kanunsuzluklara tevessül edildiği zamanlarda atadıklarını görevden alırsa kıyamet mi kopar?
Okula öğrenci sokmayız diye başörtülülere rest çeken rektörleri ben mi ıslah edeceğim?
Kartel bula bula 14 tanesini bulmuş, konuşturuyor.. Bu 14 rektörün hepsi de üç-beş ay sonra gidici..
Dostum ve arkadaşım Hilmi Soydan'ın oğlu Fatih hep başı çekiyor..
Niye acaba?
Gemileri yakmak için elinde bir sebep var mı? Yoksa bu hiddet ne, bu aykırılığın manası nedir?


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi