Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

11.Maddeyi dikkatle okuyun…

11.Maddeyi dikkatle okuyun…

1. Yusuf Buveyti bildiği doğruları söylediği için, boynuna 20 kg. lık ağırlık asılıp ayakları zincire vurulmuştu. Buna rağmen bildiği hakikatleri söylemekten geri kalmazdı. Nedenini şöyle izah etmişti: Bizler zincir ve zindanlarda ölmeye alışmalıyız ki, bizden sonra gelenler şunu diyebilsinler: Bizden öncekiler İslam uğrunda zincir ve zindanları bile göze almışlar, dolayısıyla onları takip etmemiz gerekir. (sf: 279)
2. Davetçi yargıç değil, hekimdir. Hastanın kokusu kendisini rahatsız etse de onu tedavi etmekten çekinmez. (sf: 347)
3. Davetçi hakkı söylemenin ecelini yaklaştıramayacağını, rızkını azaltamayacağını bilir. Çünkü bu konuda şu hadisi okumuştur: Hakkı gördüğünüzde insanların korkusu onu söylemekten sizi alıkoymasın. Zira hakkı söylemek ne eceli değiştirir ne de rızka engel olur. (ibn. Hanbel, müsned-3,50)… (sf: 240)
4. Davetçi, iffet ve izzet sahibidir, hamallık bile yapar. Ancak kimseye el açmaz dilenmez. Ahmed b. Hanbel, musannef adlı eserin müellifi olan Abdurrezzak’a ulaşmak için Medine’den Yemen’e hamal olarak eşya taşımıştır. İmam Malik çok zor durumda kaldığı için evinin kalaslarını satmak durumunda kalmıştır. (Zehebi-siyer. 14-274.)… (sf: 235)
5. Mu’tesim, Ahmed B. Hanbel’e gözdağı vermek gayesiyle onun gözü önünde iki kişiyi idam ettirdi. İmam ise aynı zindanda bulunan Ebu Abdurrahman eş-Şafii’nin kulağına şunları fısıldıyordu: ‘İmam Şafii’den mesh konusunda ne biliyorsun?’ Subhanallah! İdam sehpasında beklediği halde ilmini artırmak istiyordu. (sf: 293)
6. Davetçi şu kesim insanlarla karşı karşıyadır:

o Kendisini kıskanan mü’minle
o Kendisine buğzeden münafıkla
o Kendisiyle savaşan kâfirle
o Kendisini aldatmaya çalışan şeytanla
o Kendisini günahlara davet eden nefisle… (Zeydan. El-müstefat.2-234.)… (sf: 261)

7. Bir davetçinin azıksız, ilimsiz, irfansız yola koyulması, bir askerin teçhizatsız, silahsız, eğitimsiz cepheye çıkması gibidir. İbn-i Teymiyye, her sabah bir müddet Allah’ı andıktan sonra ‘Bugünkü azığımı aldım’ demesi bu gerçeği ifade etmektedir. Tarih şuna şahittir: Selahaddin Eyyubi’nin seher yalvarışları onun galibiyeti için önemli bir unsurdu. (sf: 245)

8. Hindistan’da halen faaliyetlerini sürürden İslami Tebliğ cemiyetinin kurucusu mühendis Muhammed Tevfik B. Ahmed, İsviçre’de 1929 yılında tek başına tebliğ cemiyetini kurdu, Takva dergisini çıkardı ve 100 bin adet davet mektubunu papaz, haham, öğretim elemanı, gayrı müslim her kesime gönderdi. Bu davet sayesinde 4 bin insan Müslüman oldu. (sf: 229)
9. Muhterem pederleri Ahmed Abdurahman el-benna büyük bir âlimdi. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’ine bir şerh yazmıştır. Oğlu hasan El-benna’ya kendisinin de telifle uğraşmasını tavsiye edince şu anlamlı cevabı almıştı: ‘’Baba sen kitap yaz, ben de onları okuyacak ve yaşayacak insanları yazayım!’’ (sf: 228)
10. Şatıbi, insanları hayra davet edenleri yeryüzünü sulayan kaynaklara benzetmektedir. Âlim, ilmiyle yeryüzünü ihya eden, taklit ve taassuptan uzak şahsiyettir. (el-muvaffakat. 1-87)... (sf: 223)
11. Seyyid Kutub: Verilen hitap ve söylenen sözlerin etki bırakması, gerektiğinde onlar adına şehid olmaya bağlıdır. Uğrunda fedakarlıkta bulunulmayan söylem ve davalar sönmeye mahkumdur. Bu nedenle söylemlerini yaşatmak isteyenler o uğurda kendilerini feda etmekten çekinmemelidirler. Davalar, ancak bu yöntemle devam edebilir. (sf: 149)

o Yrd. Doç.Dr. Abdulcelil Candan’ın İhsan yayınlarından çıkan ‘’Ömür boyu davet’ isimli kitabından alıntıdır.

Not: Her Salı günü okuduğum kitaplardan altını çizdiğim yazıları okuyucularımla paylaşıyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi