Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Utangaç bir çocuğum

Utangaç bir çocuğum

11 yaşındayım bu yıl beşinci sınıfı bitireceğim. Biz üç kardeşiz, bir ablam bir de kardeşim var. Onlar çok rahatlar ama ben çok utangaç bir çocuğum. Hafta sonları annem akrabalarımıza götürüyor, bir şey sorsalar çok utanıyorum ve hiç cevap veremiyorum. Okulda da utangacım. Aslında biraz da sınıfın erkekleri yanlış söylediğimde benimle dalga geçiyorlar o yüzden cesaret edemiyorum...Dersleri dinliyorum ama anladığım halde parmak kaldıramıyorum. Öğretmen bir soru soruyor, bildiğim halde susuyorum yüzüm kızarıyor, ellerim titremeye başlıyor. Ben büyüyünce öğretmen olmak istiyorum. O yüzden utangaçlıktan kurtulmam gerekiyor. Ama yapamıyorum. Derslere katılamadığım için notlarımda düşme oluyor, okuduğum kitapları arkadaşlarıma anlatamıyorum. Sizin gazeteyi amcam düzenli alıyor ben de amcamlara gittiğimde köşenizi okudum. Çok hoşuma gitti ve sorunumu yazmaya karar verdim. Fatma abla, sizce ben bu utangaçlıktan kurtulabilir miyim? Mektubuma cevap yazarsanız çok mutlu olurum. Enise Aydın

Aslında cesaretlisin

Eniseciğim aslında amcanın aldığı gazeteyi alıp okuman, sorunlarını yazarak çözüm arıyor olman senin ne kadar cesaretli biri olduğunu gösteriyor. Bence sen aslında cesaretlisin, sorulan soruya cevap verebilecek kadar da, girişkensin ve fakat yeteneklerinin farkında değilsin...Sanırım, sınıfta söylediğin bir sözün ya da verdiğin cevabın yanlış olabileceğini ve bu duruma bağlı olarak arkadaşların arasında küçük düşürülebileceğini düşünüyor ve buna inandığın için de çekiniyorsun...Yani aslında hata yapmaktan korkuyorsun. Ama, bir soruyu bilememek hata değil ki! Üstelik hata yapmış olsan da bu normal bir durum bütün insanlar hayatlarının bazı dönemlerinde hata yapabilirler. Biliyor musun insanlar bazı doğruları hata yaparak öğrenirler. Hayat boyu iyi bir insan olarak yaşamaya gayret etmek Allah'ın haram kıldığı fiilleri işlememeye özen göstermek birinci sorumluluğumuzdur. Ancak bunun dışında insanlar bazen bizim davranışlarımızı beğenmeyebilirler, bunu bir hata yapmışız gibi yüzümüze vurabilirler. Ama bu onların düşüncesidir, eğer biz kendimizle ilgili doğru düşüncelere sahipsek bundan çok fazla etkilenmeyiz...

Sana, sınıfta yavaş yavaş derslere katılmanı ve bu konuda küçük deneyimler yapmanı tavsiye ederim. Mesela bu hafta günde bir kere parmak kaldır ve sorulan soruya cevap ver. Bu uygulamaları yavaş yavaş arttırmaya çalış. Ayrıca okul bünyesinde açılan sosyal aktivitelere katılmaya çalış. Okulda yeni arkadaşlarla tanışmaya ve onlarla birlikte vakit geçirmeye gayret göster.

Motivasyonum çok düşük
Ben yedinci sınıfta okuyan bir öğrenciyim. Kitap okumayı seviyorum ama ders çalışmayı hiç sevmiyorum. Odamda bir kütüphanem var buradaki kitaplarıma önem veriyorum. Haftada bir roman bitiriyorum. Ama derslere gelince hevesim kaçıyor çalışırken kendimi çok kötü hissediyorum. Derse başladığımda soruların çoğunu yapamıyorum, hele matematik sorularından hiç anlamıyorum o yüzden ödevleri yaparken çok sıkılıyorum. Annemle babam bunu çok dert ediyorlar hatta bunu çözmek için okula geldiler ve bu konuyu öğretmenle konuştular. Öğretmen, " çocuk ergenlik dönemine girdi, bu yaşlarda böyle şeyler olur" demiş ama annemler inanmıyorlar ve dersleri sevmemin yollarını arıyorlar. Ödev yaparken sıkılmak istemiyorum ve derslerime severek çalışmak istiyorum. Bana neler tavsiye edersiniz? Sümeyye Keleş

Aslında kendin için çalışıyorsun

Sümeyyeciğim, bahsettiğin sorun bir çok öğrencinin yaşadığı bir durum. Aslında sen bu problemi bizimle paylaşmakla bir yerde arkadaşlarının da yakındığı bir durumu dile getirdin. Kitap okumayı sevdiğine göre, ders çalışmayı da sevebilirsin. Ama ifadelerinden anladığıma göre yaşadığın bu sorunun iki nedeni var. Birincisi, sorular sanırım biraz ağır geliyor, anlayamadığın için sıkılıyor ve kendini yetersiz hissediyorsun. Özellikle matematik soruları seni çok zorluyor, başarabilme gücünü kırıyor ve sende bir tür güvensizliğe neden oluyor. Bir diğer neden ise, dersleri bir baskı unsuru gibi görüyorsun. Yani, sana bazı ödevler veriliyor, sen bunları anlasan da anlamasan da, zorlansan da zorlanmasan da yapmak zorundasın, yapmadığın taktirde cezalandırılacaksın. Oysa, kitap okurken, okuyacağın kitabı kendin seçiyorsun, okurken bir baskı hissetmiyorsun, özgürce düşünebiliyor ve bundan bir şeyler öğrenmeye hevesleniyorsun. Ödevleri sadece verilen bir görev olarak düşünürken, okuduğun kitapları bilgi hazineni geliştirmene vesile olan değerli eserler olarak algılıyorsun. Sana, ödevleri bir baskı olarak görmeyip, bir sorumluluk olarak görmeni ve buradan da öğrenebileceğin bir çok bilginin olduğunu fark etmeni tavsiye ederim. Ayrıca yapamadığın soruları, öğretmenden ya da arkadaşlarından yardım alarak öğrenmeni ve bunu sadece kendin için, kendine faydalı olabileceğini düşündüğün için yaptığını bilmeni tavsiye ederim. Bu şekilde düşündüğünde ödevlere bakış açın da değişecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi