Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

“Özal’ın mirası”na kim el koydu?

“Özal’ın mirası”na kim el koydu?

Anavatan tarih oldu.. DP’nin 6. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde, yapılan işari oylamada, Anavatan Partisi ile birleşildi.
Anavatan Partisi aslında misyonunu 28 Şubat’ta tamamlamıştı.. Mesut Yılmaz’ın genel başkanlığında ANAP artık yoldan çıkmıştı ve bir daha da dikiş tutturulamadı.
Turgut Özal sonrası, onun misyonunu devam ettirme görevi aslında Hasan Celal Güzel’in olacaktı, ama olmadı. Özal daha yaşarken kendi Çankaya’ya çıkarken bu işi Yıldırım Akbulut’a emanet etti.. Akbulut sonrası ise ANAP bir daha toparlanamadı. Özal öldü(rüldü)kten sonra ise artık o defter kapanmıştı..
Hasan Celal Güzel’i tasfiye edip yerine Mesut Yılmaz’ı getiren kişi, Semra Özal’dı..
Bu son gelişme ile Demirel son bir manevra ile Özal’ın mirasını artık tamamen ele geçirmiş oldu.. Özal dönemi de böylece artık sona erdi..
Özal 4 eğilimi çatısı altında toplama iddiasında idi. Artık sağ bir partinin içinde eridi gitti.
ANAP’tan DP’ye miras kalan sadece ANAP’ın eski genel merkezi olsa gerek..
ANAP’ta kimler şansını denemedi. Ama kimse Özal’ın yerini dolduramadı.. Parti zaman içinde Ergenekoncuların işgaline uğradı ve kendi rotasından saptı..
Dalan da ANAP’ın kurucularından biri değil miydi? Yılmaz’ın aslında ANAP’la ne ilgisi var?. Erkan Mumcu büyük iddialarla geldi, ama hiçbir varlık gösteremedi. Son Cumhurbaşkanı seçiminde paşaların baskısına nasıl muhatap olduğunu da biliyoruz..
Mesut Yılmaz’ın partiyi getirdiği nokta partinin kuruluş felsefesinden çok uzaktı.. 28 Şubat’ta zaten Mesut Yılmaz partiyi götürüp derin güçlerin kucağına teslim etmişti..
DP ile birleşme olayı, ANAP’a siyaseten ötenazi uygulanması hadisesidir..
Esasen Demirel’in elindeki DP’nin de varlık sebebiyle çeliştiğini söylemek gerek.. Bu, DP’nin intiharıdır aslında. “Demirkırat”ın yuları “Çoban Sülü”nün eline geçmiştir..
ANAP’ın bugüne kadar başına kimler geldi? Daha doğrusu ANAP’ın başına gelmeyen kalmadı.. İşte o isimler: Turgut Özal (20 Mayıs 1983-31 Ekim 1989), Yıldırım Akbulut (31 Ekim 1989-15 Haziran 1991), Mesut Yılmaz (15 Haziran 1991-27 Kasım 2002), Ekrem Pakdemirli (27 Kasım 2002-11 Ocak 2003), Ali Talip Özdemir (11 Ocak 2003-13 Aralık 2003), Nesrin Nas (13 Aralık 2003-25 Kasım 2004), Halil İbrahim Özsoy (25 Kasım 2004-2 Nisan 2005), Erkan Mumcu (2 Nisan 2005-25 Ekim 2008), Salih Uzun (25 Ekim 2008-23 Temmuz 2009).
Şu seçim sonuçlarına bakar mısınız? ANAP 6 Kasım 1983 yılında yapılan Genel Seçimlerde % 45.14 oy oranıyla 400 üyeli TBMM’de 212 milletvekilliği kazanarak çoğunluğu sağladı ve tek başına iktidara geldi. İşte Genel Seçim sonuçları:
Seçim Yılı Genel Başkan Oy Sayısı Oy Oranı Milletvekili
1983 Turgut Özal 7.833.148 % 45.14 212/400
1987 Turgut Özal 8.704.335 % 36.32 292/450
1991 Mesut Yılmaz 5.862.623 % 24.01 115/450
1995 Mesut Yılmaz 5.527.288 % 19.45 132/550
1999 Mesut Yılmaz 4.122.929 % 13.22 86/550
2002 Mesut Yılmaz 1.601.322 % 5.22 0/550
Özal % 45.14’le aldı, % 36.32 ile bıraktı. Mesut Yılmaz ilk seçimde bu oranı % 24’e düşürdü. Bıraktığında ise ANAP’ın oyu % 5.22 idi. 2009 yerel seçimlerinde aldığı oy ise % 0.75 oldu.. 26 yıl sonra ANAP tarih oldu!
Bu sonuçlar AK Parti konusunda birilerini umutlandırıyor olabilir.
Tam da muhalefetin erken seçim tartışmalarını başlattığı bir günde gerçekleşen kongrede ANAP’ın DP ile birleşmesi bana ilginç geldi.. Göreceksiniz, birileri DP’yi parlatmak, sağı toparlamak için yeni bir kampanya başlatacak.. Ama aslında bu umutsuz bir vaka.. DP bir hamle yaparak Ergenekon’a yakın kadroları yanlarına çağıracak olursa, bu, kritik eşikteki MHP için baraj riskini artırabilir.. Ben her şeye rağmen DP’nin barajı aşacak kadar bir oy alabileceğini de sanmıyorum.. Sonuçta ANAP’ın DP’ye katkısı % 1 bile olmayacaktır.. Bu arada taşra örgütlerindeki birtakım kişiler yeni örgütlenme içinde kendilerine pay isteyecekler, aday olmak isteyecekler, eski borçların ödenmesini talep edeceklerdir ki, ANAP’ın DP’ye getirisi götürüsünü karşılayamayabilir. Samimi ANAP’lılar ise bu sonuçtan dolayı DP’ye öfke duyacaklardır.. Bana göre bu sonuç DP için dua ile istenen bir beladan başka bir şey değildir. Sadece, sağda birlik sağlama adına bir şov malzemesi elde edilmiştir, bir de Genel Merkez binası, o kadar.. Sonuçta o da bir kazanımdır..
Zaten seçim öncesi bu hamle bekleniyordu. Birileri sağda birliğin ardından solda birlik için de düğmeye basacak, ama hiçbir şansları yok.. Özellikle son gelişmelerden sonra Ergenekoncuların bu çabaları geri tepmeye mahkum. Bu çabalar sonucu, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olacaklardır.. Kendi aralarındaki derin ihtilafları çözüp bir araya gelmeleri mümkün değil.. Olayları değerlendirirken de, alternatif çözüm önerileri ile çok farklı iddialar taşıyorlar ve kimse iddialarından vazgeçmek de istemiyor..
Ergenekoncuların bile Demirel ve Cindoruk’un peşine takılacaklarını sanmıyorum.. Cindoruk kongrede Ergenekon’a sahip çıkmayı sürdürdü.. CHP ve DSP’den aralarına aldıkları ile sağda birlik mesajı vermeye çalıştı. Mehmet Ağar yoktu ama, Yılmaz oradaydı.. Cindoruk bir türlü beceremediği ANAP selamı ile ANAP’ın ruhuna ne kadar yabancı olduğunu sergiledi adeta..
DP yeni yapısı ile bir hayalet partisine dönüşmektedir.. ANAP’ın ruhu değil, kadavrası alınmıştır. Manevi mirasına değil, terekesine sahip çıkılmış, ama aynı zamanda ANAP’ın ruhuna ihanet edilmiştir..
ANAP, Özal’ın liderliğinde, o ilk dönemde yapacağını yapmış, Cumhuriyet tarihi içinde geri dönüşü mümkün olmayan bir çığır açmıştır.. Bu da ona yeter.. ANAP’ın siyasi mirası artık, içi boşaltılan, ele geçirilen partisinde değil, bütün bir toplumun vicdanında saklıdır.. Selam ve dua ile..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi