Ne zaman tartışacağız?

Ne zaman tartışacağız?

Dünkü Radikal’de “Amerikan eğitimi harem-selamlık” başlıklı bir haber vardı.
Haberde, kızların ayrı, erkeklerin ayrı okuduğu birçok eğitim kurumuna sahip olduğu zaten bilinen ABD’de, karma eğitimin gittikçe daha çok gözden düştüğü, Georgia eyaletinin Grene County bölgesinde ise karma eğitimin hepten terk edilerek bütün ortaöğretim kurumlarında kız ve erkek öğrencilerin ayrı sınıflarda okumasını öngören bir sisteme geçildiği yer alıyordu.
Grene County eğitim kurulu, karma eğitimi terk edişlerini “Sınav sonuçlarının yıllardır düşük düzeyde seyretmesi, hamile kalan kız öğrenci sayısının sürekli artış göstermesi, eğitimini tamamlamadan okulu bırakanların çoğalması vs.” nedenlerle açıklıyorlar.
Bölgenin okullar müdürü Shawn Mc Collough, velilere yaptığı konuşmada “Karma eğitimle gidersek eğitimde özlenen hedeflere asla ulaşamayacağız. Eğer bir adım atacaksak, büyük bir adım atalım. Araştırmalar kızlar ve erkeklerin ayrı sınıflarda okudukları takdirde kendilerini derslerine daha çok verdiğini ortaya koyuyor. Ayrı okurlarsa, erkekler kızları etkilemek için yanlış tutumlara yönelmeyecek, kızlar da sınıflarda daha fazla söz isteyip derse katılacak; çünkü erkeklerin önünde çekici görünme korkusundan kurtulmuş olacak. Böylece sınav sonuçları düzelecek, eğitimin seviyesi artacak” demiş.
Tabiî, bazı çevreler de, bu durumun cinsiyet ayrımcılığı olduğunu söyleyip tepki gösteriyorlarmış.
Sonuçta öyle veya böyle, adamlar eğitimle ilgili bir konuyu, yine eğitimin sınırları içinde kalarak gayet demokratik şekilde tartışıyorlar.
Düşündüm;
Acaba benzer bir tartışma bizde de aynı doğallık ve normallik içinde gerçekleşebilir mi?
örneğin birileri çıkıp “Dileyen karma eğitimi de tercih etsin ama eğitim hayatımızda gerçekten önemli başarılara imza atmış kız ve erkek liseleri, artan nüfus ve göç kaynaklı kentleşmenin oluşturduğu birçok değişik koşul göz önüne alınarak, yeni ilavelerle sayı ve kalite açısından güncelleştirilse iyi olur” dese ya da birtakım verilere dayanarak ayrı eğitimin karma eğitime göre daha verimli olacağını söylese, bunu normal bir şekilde tartışabilir miyiz?
Cevabım tabiî ki hayır!
çünkü böyle bir şeyi daha telaffuz ettiğiniz andan itibaren, başta medyanın bir bölümü olmak üzere, her konuyu rejim tartışmasına indirgeyerek gerilim malzemesi yapmayı pek seven çevreler, bu konuyu da eğitim zemininden çıkarıp ideolojik zemine taşıyacak ve saptıracaklardır.
Neler demeyeceklerdir ki!
Köşe yazılarında “Haremlik selamlığa geçit yok. Esas amaçları laikliği zayıflatmak.. Türkiye İran olmayacak” diye inleyen niyet okuyucu gazeteciler mi ararsız…
Açık oturumlarda “Düşünün bir kere, kız lisesinde okuyan bir kız, karma okula giden diğer kız arkadaşına hangi gözle bakacak? Sanki kız lisesinde okuyan daha namusludur gibi bir baskı oluşturulacak. Mahalle baskısı iyice artacak…” diyen akademisyen, sözüm ona STK yöneticisi ya da entelektüelliği kendinden menkul aydınlanmacı sosyologlar mı ararsınız…
çatık kaşla basın toplantısı düzenleyip “Hiç yoktan ülkeyi gerdiniz. Sinsice bir tartışma açıp huzurumuzu bozdunuz. Toplumu kamplara ayırdınız. Hayır, kazanımlardan vazgeçmeyeceğiz!” diyen siyasetçiler mi ararsınız…
“Gözler askere çevrildi. Karma eğitim konusunda askerin ne düşündüğü önümüzdeki resepsiyonda belli olacak” diyen anchormanler mi ararsınız…
Hatta bu meseleyi “toplumsal ve kurumsal mutabakatla çözmek gerektiğini” iddia edenler bile çıkacaktır.
Siz istediğiniz kadar “Sanki hiç olmayan bir şey icat edilmeye çalışılıyormuş gibi yapıyorsunuz. Zaten ülkemizde kız ve erkek liseleri var. Bunlar Atatürk’ün zamanında da vardı. Günümüz nüfus yapısına göre sayıları artırılsa fena mı olur yani” deyin, ne dinlerler, ne de anlamaya çalışırlar.
Biz kim, ortaöğretimin sorunlarını tartışmak kim?
Biz sadece liselerdeki şiddeti, bıçaklama olaylarını vs. birer adi vakaymış gibi ele alıp öğrenciler arasındaki öldürme veya yaralama vakalarının ardından da zaman zaman “kız meselesiymiş” deyip konuyu kapatmayı biliriz.
(Bu “kız meselesiymiş” cümlesi, gerçekten de çok sorun çözücü görünür bize. “Kız meselesiymiş” dedin mi, akan sular durur. Cinayetler doğallaşır. Olay anında açıklığa kavuşmuş ve çözülmüş sayılır. “Kız meselesiymiş” lafını duyan herkes, anında bilgiç ve “meseleyi halletmişçesine” anlamlı bir suskunluğa bürünür.)
Sadece karma eğitim mi?
Biz her meseleyi böyle tartışıyoruz işte.
Daha doğrusu hiçbir meseleyi tartışamıyoruz.
Her konuyu kendi mihverinden yalıtıp rejim sorununa indirgiyor, “hainleri” anında işaretleyip bir güzel paylıyor, yeni bir tartışmaya kadar sen sağ, ben selamet oluyoruz.
Oysa elin oğlu her şeyi nasıl da özgürce ve huzur içinde tartışabiliyor.
Eee, her demokrasi talebine “bizim özel şartlarımız var” diye ayak direyenlerin, “özel şart” dedikleri böyle bir şey zaten.
Biz gerçekten de çok özeliz, çok!

münaşaka
CHP’li Canan Arıtman, şehit cenazeleri gelirken vur patlasın çal oynasın programlara devam eden televizyonlara “Yayın akışınızı değiştirin” çağrısı yapmış.
Değiştirmezler…
Medyamıza göre zamanlama açısından yakışıksız kaçacak tek şey, çankaya’nın başörtüsüne özgürlük yasasını onaylamasıdır.
Reyting söz konusu olunca…
Her şey teferruattır!..

sözünözü
Tartışmasını bilmeyenler, kavga ederler.
(G. K. Chesterton)


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi