D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Ömer Lütfi bir ömürdü...

Ömer Lütfi bir ömürdü...

Bir kazayı andıran kalp krizi sonrasında İstanbul’da hastahanede ziyaretine gittiğimiz, yoğun bakımda olduğu için görüşemediğimiz fakat hep görüşmeyi umduğumuz Ömer Lütfi Mete’nin vefatı akşama doğru duyuldu ve bizi akşam hüznüyle birleşen bir hissiyat içinde bıraktı. Değerli dostumun cenazesine katılamıyorum, bari onun hakkında bir şeyler yazayım dedim.
Vefatından sonra biyografisi televizyonlarda, internet sitelerinde yer almaya başladı. Bu bir kaynaktan alınıp çoğaltılan kalıp hayat hikâyesinde, bir sürü bilgi noksanı olduğu tahmin edilebilir. Baktım, onun 1988’de Ankara’da yayın yönetmenliğini yaptığı Belde gazetesinin adı hiç geçmiyor, hatta çalıştığı gazeteler arasında bile sayılmıyor.
Belde, zamanın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Altınsoy’un desteklediği bir şehir gazetesi idi. Bu gazetenin yayınını tecrübeli gazeteci Ömer Lütfi Mete üstlenmişti. Ben de o gazetede Ankara ile ilgili şehir yazıları yazıyordum.
Ömer Lütfi Mete’nin Ankara macerası çok uzun sürmedi ama, yine de hayatının farklı bir dönemi olmalıydı.
Ömer Lütfi ile tanışıklığımız, Belde’den öncelere gider. Ahmet Kabaklı’nın Türk Edebiyat Dergisi’nde çalıştığı yıllardaki tanışıklığımız, Yazarlar Birliği’nin İstanbul’daki bir grup üyesi arasında yer alması ve bir ara bir tepki istifası zihnimden gelip geçiyor. Sonradan, bu istifanın gayri ciddiliğini konuşur dururdu. Bu gelgeç vak’a bir kırgınlığa yol açmadı. Nitekim, Türkiye Yazarlar Birliği, ilk senaryo ödülünü Çizme-Ezan Zamanı’na vermişti. 1992’de verilen bu ödülden sonra bir daha senaryo ödülü verilmedi. Yani Mete alanında bizim için tek kaldı!
Lütfi Mete’nin TYB’den aldığı diğer ödül, 2003’de ve basın fıkra dalındadır. TYB’nin Türkiye Kültür ve Sanat yıllıklarını karıştırırken, 1992’den itibaren bu yıllıkta spor bölümleri yazdığını hatırladım. Yıllığa onun ısrarlarıyla giren bu bölüm yazarlığı beş altı yıl sürdü.
Onunla bir müştereğimiz de, liseden itibaren beraber olduğumuz arkadaşım Muhsin Mete ile akrabalığı idi.
Lütfi Mete, bizim tanıdığımızda, öncelikle gazeteci idi. Şiir de yazardı. Bir ara romanlar da yazdı. Fakat son yıllarda film ve dizi senaryolarıyla asıl şöhretini yaptı. Deli Yürek ve bu çığırı devam ettiren dizilerde onun katkısının belirleyici olduğunu söyleyebiliriz.
Ömer Lütfi, 1970’lerin milliyetçi-ülkücü çizgisinden geliyordu. Fakat, öncesinde çok güçlü bir dinî tahsil devresinden geçmişti. Bu fikir hamulesini, 1990’lardan sonra gazetelerde yazdığı köşe yazılarıyla güçlü bir şekilde değerlendirdi. Hassasiyetleri her zaman etkili oldu. Zor zamanlarda bile tutarsızlaşmadı. 28 Şubat sonrası MHP ile beraberliği çok uzun sürmedi. Bu partinin o zamanlar başlayan eksen kayması, Ömer Lütfi’yi de uzaklaştırdı.
Ona, kendi mısralarıyla veda ediyor ve rahmetler diliyorum.
Yezidin harcı zulüm
Yiğidin burcu ölüm
Feleğe dayandım gülüm
Öldüm de uyandım gülüm
Öldüm de uyandım
Yayın hattı
Miyasoğlu kitapları
Mustafa Miyasoğlu, yayın piyasasının 40 küsur yıldır tanıdığı ünlü bir yazar. Fakat, şimdi Miyasoğlu bir firma. Miyasoğlu ve oğullarının üç kitabı elimde. Baba Miyasoğlu’nun Zaman Bahçeleri (denemeler), oğullardan Emre Miyasoğlu’nun Mahatma Gandi Otobiyoğrafi tercümesi ve diğer oğul Mehmet Miyasoğlu’nun Ömer Seyfeddin hikâyeleri ingilizce tercümesi. (Konak yayınları, 0212 527 85 66)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi