Nefsini kurban etmek

Nefsini kurban etmek

Kurban, Kur’an’da bahsedilen önemli ibadetlerdendir. Kelime anlamı ‘yaklaşmak’tır ve kesilen kurbanın Allah’a yakınlaştıracağı umut edilir. Rabbimiz’in genelleme yaparak dahi sayılamayacak kadar çok nimetine şükür amacı taşıyan kurban, O’na tam teslimiyetin yaşandığı bir ibadettir.


Kurban insanlık tarihi ile başlar. Ve kurbanın, “…Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı…” (Bakara Suresi, 173) ayetiyle yalnızca Allah adına kesilmesi buyrulur.

Kurban ibadetini Allah’a yakınlaşmak için yerine getiren samimi mümin, Rabb’i için her şeyden; en önemlisi de nefsinin bencil istek ve tutkularından arınmayı arzu eder. Kur’an’da söz edildiği gibi, en yakınını dahi feda edebilecek kadar yüreği Allah aşkı ile dolu olan Hz. İbrahim gibi O’na dost olmak ister.

Mümin, arınmak için nefsini Rabb’ine kurban eder. Ölümlü olan nefsini, ölümsüz olana kurban etmektir kurban…

Kur’an’da Hz. İbrahim'in oğlu Hz. İsmail'i rüyasına binaen kurban etmek istediği ve Hz. İsmail'in buna boyun eğdiği, ardından Allah'a gösterdikleri kararlı itaatin karşılığı olarak hayvan kurban edildiği anlatılır. Müminler her Kurban Bayramı’nda bu iki kutlu peygamberin başarıyla verdikleri sınavı hatırlarlar.

Kur’an’da çok önemli bir teslimiyet örneği olan Hz. İbrahim(as) ve oğlu Hz. İsmail'in yaşadıkları olaylar şu şekilde haber verilir:


Biz de onu halim bir çocukla müjdeledik. Böylece (çocuk) onun yanında koşabilecek çağa erişince (İbrahim ona): "Oğlum" dedi. "Gerçekten ben seni rüyamda boğazlıyorken gördüm. Bir bak, sen ne düşünüyorsun." (Oğlu İsmail) Dedi ki: "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap. İnşallah, beni sabredenlerden bulacaksın." Sonunda ikisi de (Allah'ın emrine ve takdirine) teslim olup (babası, İsmail'i kurban etmek için) onu alnı üzerine yatırdı. Biz ona: "Ey İbrahim" diye seslendik. "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz Biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz." Doğrusu bu, apaçık bir imtihandı. Ve ona büyük bir kurbanı fidye olarak verdik. (Saffat Suresi, 101-107)

Elmalılı H.Yazır Kur’an-ı Kerim tefsirinde, Hz. İbrahim'in rüyasının vahiy olduğunu söyler. Hz.İbrahim’in(a) aldığı emri yerine getireceği zaman oğluyla arasında geçenleri de şöyle açıklar:


“... Bunun üzerine onu zorla yapmaya kalkışmayıp, önce yerine getirilme şeklini istişare etmek üzere böyle görüşünü sorarak tebliğ etti ki, bununla ilk önce onun itaat ve boyun eğmekle ecir ve sevaba ermesini temin etmek istedi. Düşünmeli, bunu söylerken "Ey yavrucuğum!" diye hitap eden bir babanın kalbinde ne yüksek bir şefkat duygusu çarpıyor ve ona ne kadar büyük bir vazife aşkı, Allah sevgisi hakim bulunuyordu... İşte bunun böyle İlâhî bir emir olduğunu anlayan ve Allah'ın sabredenlerle beraber olduğunu bilen o yumuşak huylu oğul "Ey babacığım!" dedi, "Ne emrolunuyorsan yap. Beni inşaAllah sabredenlerden bulacaksın." (http://www.kuranikerim.com/telmalili/saffat.htm)


Her iki peygamberin de Allah'a olan koşulsuz itaat ve teslimiyetleri, güçlü imanlarının kanıtıdır. İnanan insanlar, “İbrahim ve onunla birlikte olanlarda size güzel bir örnek vardır…”(Mümtehine Suresi, 4) ayetiyle bildirildiği gibi, onların sabır ve tevekküllerini örnek almalıdırlar.

Kurban Bayramı

Kurban Bayramı, her yıl hac ibadetini yerine getiren müminlerle birlikte kutlanır. Bu günlerde o kutlu peygamberlerin yaşadıkları topraklarda olan müminler, Kurban Bayramını daha büyük coşkuyla yaşarlar.

Bayram sabahı müminler Rabb’lerinin huzurunda saf tutar, kardeşliğin havasını solurlar. Sabah bayram namazıyla başlayan yakınlaşma, kurban ibadetiyle birlikte daha artar. Kurban’la, müminler Allah'a karşı kulluk görevlerinden birini yerine getirmenin, etlerini dağıtarak da muhtaç insanlara yardım etmenin huzurunu yaşarlar. Böylece, insanlar arasında sevgi ve yakınlık duyguları gelişir.

İnsan, yükümlülüklerini Allah'ın kendisinden hoşnut olmasını amaçlayarak yerine getirmiyorsa, ibadeti Allah Katında geçerli olmayabilir. Kur’an, insanların kestikleri kurbanların kanlarının değil, yalnızca kulların takvalarının Allah’a ulaşacağına işaret ederek ibadetlerdeki samimiyetin önemini hatırlatır:


Onların etleri ve kanları kesin olarak Allah'a ulaşmaz, ancak O'na sizden takva ulaşır. İşte böyle, onlara sizin için boyun eğdirmiştir; O'nun size hidayet vermesine karşılık Allah'ı tekbir etmeniz için. Güzellikte bulunanlara müjde ver. (Hac Suresi, 37)

Rabb’im güzellikte bulunarak müjdelenmeyi, Hz.İbrahim gibi O’na ‘dost’ olmayı nasip etsin bizlere.… Ve bu kutsal bayram, yine O’nun dilemesiyle tüm Müslüman dünyasının birliği yönünde önemli gelişmelere vesile olsun. Her Müslüman ülkede bayramda yaşanan bu kardeşlik duygusu, umulur ki daha da güçlensin ve namazla saf tutan müminler, bina gibi kenetlenerek gerçek anlamda kardeşliği yaşasınlar…


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi