Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Biri bunu bana izah etsin!

Biri bunu bana izah etsin!

Hukuk, kanun, içtihad, yargı kararı, şu bu... Bunlara aklım ermez. Hukukçu değilim. Anayasadan çakmam. Yasaların neye istinat ettiğini bilmem...

Bildiğim şudur:

Danıştay, “1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği yükseköğretim kurumlarına ortaöğretim kurumlarını bitirenlerin nasıl gireceği Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak Yükseköğretim Kurulu tarafından saptanır” demiş mi?

Demiş.

Bu kararı, 2005 yılında Ankara Aydınlıkevler Ticaret Meslek Lisesi öğrencisi İlknur Öztürk’ün katsayı düzenlemesinin iptali için açtığı davada
almış mı?

Almış.

Hukuktan anlamayan halimle soruyorum:

Zamanında bunları demiş bulunan Danıştay, nasıl oluyor da, YÖK’ün yeni katsayı düzenlemesini “geçersiz” sayıyor?

Biri bunu bana izah etsin!

İlgili kanunda bir değişiklik olmuş mu ki, ortaya birbirinden farklı iki karar çıkıyor.

Hayır, kanunda herhangi bir değişiklik olmamış.

Ülke aynı, kanun aynı, üniversite aynı, yargı aynı, YÖK
aynı...

Her şey aynı ama Danıştay daha önce “Bu bizim işimiz
değil, YÖK’e gidin” dediği bir konuda “yürütmeyi durdurma kararı” alıyor.

Bu kararını da, Yükseköğretim Kanunu’na dayandırıyor. Yeni katsayı uygulaması ilgili kanunun 45. maddesine aykırıymış.

Nasıl yani?

Baştan alalım ve tane tane gidelim: Üniversiteye girişlerde, 1983’ten 1999’a kadar, “eşit
puan” sistemi uygulanıyordu. Aynı kanun yürürlükteydi.

Danıştay, bu uygulamada “kanuna aykırılık” bulmadı.

Neden bulsundu? Lise eğitimini tamamlayan her öğrencinin yüksek öğrenim kurumlarından yararlanma hakkı vardı ve eşitlik ilkesini bozup liseleri tefrik etmek hukukun temel ilkelerine aykırıydı.

Konu, ayrıca Danıştay’ı ilgilendirmiyordu.

28 Şubat’çılar geldi, işi bozdu. “Eşit puan sistemini” ortadan kaldırdı. Meslek liselerine “negatif ayrımcılık” uyguladı. Hukuka, cari yasalara, insan haklarına, her bir şeye aykırı olan “sistem” 10 yıl boyunca
yürürlükte kaldı.

Danıştay buna da ses
çıkarmadı.

Evet, kanun dışıydı...

Evet, hukuka aykırıydı...

Evet, apaçık insan hakları ihlaliydi.
Danıştay’ın tam da burada devreye girip, “Ne oluyoruz efendiler?” demesi gerekirdi, ama bunu demedi.

Şunu dedi: “Bu benim işim değil. Daha önceki uygulamaya da ses çıkarmamıştım. Buna da ses çıkarmıyorum. Çünkü ilgili yasa bu konuda YÖK’ü yetkili kılıyor. Siz derdinizi YÖK’e anlatın.”

Madem kanun YÖK’ü yetkili kılmıştı, önceki YÖK yönetimlerin bozduğu şeyi, yeni YÖK yönetimi tamir etti ve 1983’ten 1999’a kadar, 16 yıl boyunca uygulanan eski “eşitlikçi sistem”e döndü.

Böylece hak yerini buldu.

Fakat, bu kez “yetkisiz” yetkili Danıştay devreye girdi ve “kanuna aykırı” olduğu gerekçesiyle “eşitlikçi” sistemi ortadan kaldırdı.

Benim anlayamadığım husus şu:

Kanun değişmediğine göre, 16 yıl boyunca güzel güzel uygulanan sistem, nasıl oluyor da birden “kanun aykırı” hale gelebiliyor?

Biri bunu bana izah etsin.

Kıymetli Danıştay hâkimlerinden de şunun izahını istiyorum:

Hani katsayı düzenlemesi
sizin işiniz değildi? Yasa YÖK’ü yetkili kılmıştı ve derdimizi YÖK’e anlatmalıydık...

Ne oldu da bunu “kendi işiniz” bellediniz?

Hakikaten ne oldu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi