Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kenan Evren’in sonu!

Kenan Evren’in sonu!

Darbeciler, Kenan Evren’in geciken akıbetine bakıp, kendi geleceklerini görebilirler..
Hemen her gün bir yerlerden Kenan Evren adı sökülüp, çöpe atılıyor..
Sahi o konsey üyesi arkadaşları neredeler şimdi?.
O fotoğrafları görünce Gorbaçov dönemindeki komünizmin yıkılışını, bir de Saddam’ın heykellerinin sökülüşünü görür gibi oluyorum.. Aynı görüntüleri İran devriminde de görmüştük..
Kenan Evren bugün köşesine çekilmiş, unutulmak isteyen yaşlı bir korkak..
Onun döneminde olduğu kuşkularının konuşulduğu melanetlere ilişkin ihtimaller, eminim birilerinin vicdanlarını kanatıyor, ağır bir pişmanlık duygusu ile hayatı çekilmez bir yük haline getiriyordur..
Bir zamanların beşli çetesinin güçlü generali..
Ölüp gidecek ve konuşmayacak mı dersiniz?. Aslında o da itirafçı olsa.. Aslında onun için daha onurlu bir karar olur.. Bu şekilde susarak ölecek olursa, cenazesi de problem olacak, arkasından yazılıp söylenecekler de toplumun hafızasında hiç de güzel hatıralar bırakmayacak.. Keşke, kendi başvursa da Ergenekon savcıları onun da ifadesini alsalar..
PKK ile ilgili derin gerçek, onun döneminde örgütlendi.. 12 Eylül sonrasında, bugüne kadar geçen süreçte asıl sorumlu o.. Hâlâ onun anayasası başımızın belası..
Eğer yaşamaya devam edecek olursa, o ve arkadaşları bir gün sanık sandalyesine oturtulabilir..
Aslında her gün sökülüp atılan tabelalar da, sanki bir işkenceye dönüşüyor olsa gerek onlar için..
Nasıl günlerdi o günler.. Terör estiriyorlardı.. İşkence, zulüm, kan ve gözyaşı..
Ne demişler: Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.. Zulm ile abad olunmaz..
Gözleri var görmüyor, kulakları var duymuyor, kalpleri var hissetmiyorlardı.. Zulmetmeyin dediğinizde ise, “biz ıslah edicileriz” diyorlardı. Gerçekte ise bozguncuların ta kendileri idiler.. İnsanların inancı ile, tarihi, kültürü, kimliği ile alay ediyorlardı.. Bize “gerici” diyorlardı. Din “irtica” idi onların lügatında.. Bugün hâlâ devam eden başörtüsü, İmam Hatip tartışmasının arkasında bu adamlar var.. Bu kan, onların kurdukları mezbahalardan akıyor.. İnsan öğütüyorlar..
Daha bir de öbür dünyası var bu işin, ki burayı aratacak..
Türkler eliyle Kürtler, Kürtler eliyle Türkler. Türkler eliyle Türkler, Kürtler eliyle Kürtler.. Nerede ise zulmedecek ahali kalmadı.. Herkesi herkese düşman ettiler..
Madımak’la ilgili yargılamalar boyunca gündeme getirdikleri bu sorulara cevap alamadıklarını ifade eden Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Ali Balkız, “Biraz üzerine gidilse, bu işin arkasında belki Susurluk çıkacaktır, belki Ergenekon çıkacaktır” dedi.. Hani Madımak’ı yarın müze yapacaksınız, arkasından başka şeyler çıkacak.. Önce bu derin gerçeği ortaya çıkartmak gerek. Sıvas davasının belki o zaman yeniden görülmesi gerekecek.. Cumhuriyet gazetesine bomba atılması olayını hatırlayın, Danıştay saldırısını hatırlayın. Sıvas olaylarından farklı değil bu olaylar..
Bana göre, Sıvas ve Başbağlar’ı birlikte düşünmek gerek.. Tetiği çeken eller farklı da olsa, onların arkasındaki “karargah” aynı karargahtı. Bu olay aşağılık bir komplo idi..
Nedense, NFK’nın Sakarya Türküsü geldi birden aklıma. Onunla bitireyim bari, şiirden bir kesitle...
“Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anadan, vatandan, arkadaştan;
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler...
Sakarya, kandillere katran döktü geceler!
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya...
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su...
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kaf dağına atsalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu’nun...
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya...
Yüz üstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!”
Gerçeği aramaya devam edelim. Gerçek bizi güçlü ve özgür kılacak. Kafanızı kimseye kiraya vermeyin. Unutmayalım ki, güvenmek güzeldir, ama kontrol etmek daha da güzeldir. Hem unutmayın, peygamberler dışında hiçbirimiz, hiç kimse masum değildir ve insan çiğ süt emmiştir..
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi