D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

Türk çelişkisi!

Türk çelişkisi!

Türkiye’de etnik dava güden bir partinin başında “Türk” soyadlı birinin bulunması kime şaşırtıcı gelmemiştir? Bu soyadını taşıyan bir başkan Türk milliyetçiliği davası olan bir partiye yakışmaz mıydı?
Türkiye’de soyadlarının gerçekte “soy adı” olmadığı herkesçe malum. Çok az sayıda kişi veya aile gerçek aile veya soy adını alabilmiştir. Zamanında alamayan bazıları da sonradan ciddi mücadeleler vererek mahkemelerden almaya muvaffak olmuştur. Yüzde doksan dokuzun üstünde bir kesim ise verilenlerle yetinmek durumunda kalmıştır.
Soyadları ile ilgili yorumlardan biri, “Türk, Öztürk, Hastürk, Kocatürk” vs. soyadlarının kamuflaj olduğu, ekseriya Türk olmayanların bu soyadlarını aldığıdır. Bunda belli ölçüde doğruluk payı olabilir, fakat yüzde yüz doğru olması elbette mümkün değil.
Türklerin soy takıntısı yoktur. Bu yüzden, üç dört nesilden öncesini bilen “Türk” yok gibidir. Zaten Türk olmak türkler için son yüzyıla kadar bir övünç kaynağı olmamıştır. Son yüzyıla kadar, Türk aynı zamanda köylü, taşralı demekti. Yani şehirlilik yanında övünülecek bir şey değildi.
Türkler kendilerine Türk demeseler bile, yabancılar dediği için bunu kabullenmişlerdir. Orta Asya’daki çok sayıda kabileye Türk/etrak diye hitab eden araplar gibi batılılar da onlara Türk demişlerdir. Anadolu, Türkiye olarak onlar tarafından neredeyse 9 asır önce adlandırılmıştır. Osmanlı Devleti batılılar tarafından Türk İmparatorluğu olarak kabul edilmiş, Kanuni de “Grand/Büyük Türk” olarak tesmiye edilmiştir.
Ne yazık ki, etnikliği aşarak bütün Türkiye’nin partisi olamayan DTP’nin Türk soyadlı başkanının tek çelişkisi bu değil. O bir feodal, yani toprak soylusu! PKK gibi başlangıçta sınıf mücadelesi, sosyalizm için yola çıkmış, feodalizmle savaşmayı hedeflemiş bir akımın siyaseten devamı olan partinin önünde bir feodal, ağa veya bey bulunmuştur!
Ahmet Türk’ün meşhur bir feodal ailenin bugüne gelen reisi olduğu, büyük topraklara hükmettiği, dedelerinden kalma Mardin Derik’te bir nevi şato olan “Kasrı-Kanco” (veya Genco) nun sahibi olduğu biliniyor.
Birbirinin içine girmiş çelişkiler, Ahmet Türk’le partisinin milletvekillerinin görünümlerine kadar yansımaktadır. Ahmet Türk’ün “soylu” veya “köklü” bir aileden geldiği tavrına, üslubuna yansımaktadır. Güngörmüştür, nezaketi elden bırakmaz. Fakat partisine mensup milletvekillerinin çoğuna böyle bir gözle bakılırsa, köylü, taşralı ve yönetici sınıftan gelmemişliği kolaylıkla fark edilebilir.
Feodaliyle barışmış bir Kürt sınıfsal hareketi size tuhaf gelmiyor mu?
Bazan Ahmet Bey neden soyadını değiştirmek için harekete geçmedi acaba diye düşünmeden edemiyorum. Yoksa, aileye bu soyadını Atatürk verdiği için mi?
Ahmet Türk şimdi siyasi yasaklı, başında bulunduğu parti Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Bu beklenmedik bir durum mudur?
İstenmeyen ve fakat beklenmeyen bir sonuç değil bu. Çünkü, asıl çelişki sistem içinde oynamayı kabul eden bir partinin terör örgütü olduğu cümle alemce tescil edilen bir akımla bir türlü kesilmeyen bağıdır.
Soyadı Türk, kendi “Kürt”; partisi demokratik, fakat terör örgütüyle paralel yürüyor. Demokrasi adına sesini yükseltmesi gereken her vasatta silahlı şiddet hareketini ve onun mahut mahkumunu adres göstermiş.
Açılım için olumlu bir hava estirildiğinde işi bilhassa zorlaştırmak ister gibi şiddetin tırmandırılması ve Ahmet Türk’ün “Taş atmak demokratik bir tepkidir” diyebilmesi...
Bu çelişkiler yumağının ortasında olan Ahmet Türk’ün sistemin müzmin çelişkisini dile getirmesi de işin başka bir yönü: “Ergenekon terör örgütünün avukatıyım diyenler hakkında Yargıtay Başsavcısı dava açmıyor.”




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi