Arınç'a suikast hazırlığı ve asimetrik savaş

Arınç'a suikast hazırlığı ve asimetrik savaş

Bugün önemli bir konuya temas etmek istiyorum. Vahim ve düşündürücü bir durumla karşı karşıyayız. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç a yapılmak istenen suikast girişimi milletçe aklımızı başımıza alıp bir kez daha aşk ahlakını hakim kılmak için gece gündüz durmaksızın demokrasiyi tahkim etmek, hukukun üstünlüğünü hakim kılmak için canhıraş çalışmamız gerektiğini gösteriyor..

Bugün olaya istihza ile bakanlara bir gönderme yapmak istiyorum. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

Son zamanlarda askere karşı asimetrik savaş yapmak moda oldu. İki askerin Başbakan Yardımcısı Arınç’ın evinin yakınından geçmesi suikast hazırlığı olarak yorumlanıp, fitne kazanının kaynatılmasına vesile oldu.

Şimdi, Ağzı olan konuşuyor. Yoksa ağzı olan konuşmamalı mı?

Yok, suikast hazırlığıymış! Yok, krokileri yutmuşlarmış! Hiç böyle şeylere suikastçı tevessül eder mi? Gibi bir sürü şey konuşulup duruyor.

Bu gidişle hiçbir resmi üniformalı bakanların evinin yakınından geçemeyecek.

Oradan geçmek zorunda olan ise elbisesini çıkarıp öyle geçecek. Sakın müstehcenliğe prim vermesinler.

Evin yanından geçilirken mutlaka aksi istikamete bakılacak. Yoksa derdest edilip günlerce gözaltında tutulmak mümkün.Yok canım olur mu öyle şey demeyin olur mu olur!!!

Kaldı ki yakalananların asker olduğunu kim söylüyor. Yakalananlar askercilik oynuyorlardı, çocukluklarını yaşamak istemiş olmasınlar?

Yandaş basının hezeyanları bunlar.Diplomalarını,kimliklerini mi görmüşler ?.Bunlar mutlaka asker elbisesi giymiş AK partililer! veya Fethullah hoca’cılardır!.Askere karşı asimetrik savaşlarını gerekçelendirmek için bu yola baş vurmuş olabilirler.

Hem yakalananların gerçek kimlikleri ortaya çıkmadan ulu orta konuşmak masumiyet karinesi ile de bağdaşmıyor. Bunlar en basit hukuk kurallarını da bilmeyen gazeteci geçinenler!

Herkes haddini bilmeli, bilhassa hâkimler savcılar bu şer odaklarının oyununa gelmemelidir. Devrimci yazarlarımız yazdıkları her satırı danışarak yazmalı, gerekirse bir süreliğine merkezden gelen yazıları köşelerine koymalıdırlar.

Kimse bu tip bahanelere sığınarak askeri ateş altına almayı denememelidir.

Asker elbisesi giyen herkes asker, sivil giyinen herkes sivil değildir. Askerin hası sivil giyinenlerin arasından çıkıyor. Kaldı ki askerlik elbise ile yapılan bir iş değil, bir zihniyet meselesidir.

Unutmayalım ki her Türk asker doğar!. Asker dediysem üniformalı askeri kast etmiyorum, emir almaya amade ben bilmez merkez bilircileri kast ediyorum. Bu kadar asker olunca elbette onlara komutanlık yapan birileri de olacak. Askeri kötülemek, top yekun emir almaya hazır olan ve asker duruşundan hiç vaz geçmeyen bu milleti kötülemektir. Bazı densizlerin askere dönük eleştirileri aslında millete dönük eleştirilerdir.

Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın evinin önünden geçerken yakalananları bir de bu yönde değerlendirmek lazım. Her Türk asker doğar olduğuna göre acaba hangi askerlerden bunlar. Milli kimliğimizin bir parçası olan askerlerden mi, yoksa Ordumuzun mensubu askerlerden mi?

Ayrıca her Türk asker doğar vecizesinin çok önemli bir sonucu var. Askerleri komutanlar, sivilleri siviller yönetir.-Askerin amiri komutanlarıdır. Bizde asker millet olduğumuza göre amirimiz şu veya bu sivil değil, komutanlarımızdır!. Bu hiyerarşiyi bozmaya çalışanlar bilmeden millete zarar veriyorlar. Arınç suikastını değerlendirirken meselenin bu yönü de ıskalanmamalıdır. Arınç’ın evinin önünden her geçeni yakalayıp, ifadesine başvurmak millete karşı asimetrik savaştır. Çünkü her Türk aynı zamanda askerdir.

Sonra unutmayalım ki,Askerin iyisinin sadece ne yiyeceğini,ne içeceğini değil aynı zamanda ne düşüneceğini de komutanları tayin eder!!!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi