Rahim Er

Rahim Er

Yolda dövüşe tutuşmak

Yolda dövüşe tutuşmak

Göç edenin bir hedefi vardır, yolda oyalandıkça menziline varması gecikir. Hele bu yolcular kendi aralarında bir de kavgaya tutuşurlarsa varılacak yer iyice uzaklaşır.
Arka arkaya iki istatistik yayınlandı. Biri yerli kuruluştandı, diğeri uluslararası.
BM 190 dünya devletinin refah sıralamasını açıkladı. Bu bizi elbette ilgilendirirdi. Türkiye, acaba kaçıncı sıradaydı? Türkiye, 190 devlet arasında 65. sırada Bu ne demek? Bu vatandaşının hayat seviyesi göstergesi. Sosyal hayattan ekonomik varlığa kadar bir dizi medeniyet ölçeği. Yediğin, içtiğin, gezdiğin, gördüğün, harcadığın, banka kartın, telefon kullanman, araba modelin, evin. Her şey... Peki 65. basamak ne demek? Daha ilk üçte bire bile girememişsin demek... Diğer istatistik ise iç bünye ile alakalı.
İllerimizi resmediyordu.
10 il en zor yaşanır iller arasında sayılmaktaydı. Doğudaki bu 10 vilayetimizi içimize derin hüzünler çökmüş olarak okuduk. Türkiye’nin bir numaralı meselesi işte bu iki istatistiğin çerçevesine giren tablodur. Önce kendi içinde refahı, sosyal adaleti, ekonomik eşitliği dengeleyeceksin.
Doğu-batı uçurumu kalmayacak
Fark tabii ki olur.
Fark olmaması imkânsız.
Uçurum olması anormal.
Doğunun belli yörelerinde hayata gözlerini açan çocuğun ilk tanıştığı, kahır ve yoksulluk olmamalı. Evvela bunu telafi etmek. Sonra da veya bununla birlikte şu 65. basamaktan yukarıya tırmanmak maksat olmalı. Dünyanın 17. büyük ekonomisi olmak henüz yetmiyor. Bir insanın sadece gözlerinin güzel olması gibi. Refah seviyesinde de 17. sırada olabiliyor muyuz? Hele ilk 10’un arasında bir yer alsak.
O zaman neler olmaz ki!
Terör diye bir derdimiz kalmaz. Cunta, darbe, faşizm ukalalığı kimsenin aklına gelmez. AB sana yalvarır. Seninle aynı karede fotoğraf vermek diğer ülkeler için şeref sebebi olur.
İtalya, Almanya, Belçika, Amerika ve daha birçok devletin birlik harcı refahtır. Refah, kalkınmışlık kişi başına düşen servetin insanca yaşamaya yakışır düzeyde olması, ayrılma isteklerini, birbirine düşmeyi, demokrasinin vesayet altına girmesini önler.
Asgari ücretin 600 lira, bir kısım emekli maaşının 400 lira olduğu bir memlekette.
Bunların elektrik, su ve hava gazına yetmediği bir memlekette.
Nüfusun onda biri sakat olan bir memlekette.
Nüfusun yüzde 5’inin işsiz olduğu bir memlekette.
Kavgalar bitmez.
PKK biter başkası başlar.
Ergenekon ölür, başkası dirilir.
Sevgili Peygamberimiz -aleyhisselam- mutlak doğruyu buyuruyorlar:
-Borçlu köle gibidir!
Bu istatistikler ne görüldü, ne işitildi. Ergenekon faşizmi ve PKK sosyalizmi gündemi tutmuş. Çağın gerisinde kalmış iki ideoloji, bu topraklar insanının çağdaşlarını yakalamasına engel olmakta. Sen köle olduktan sonra ırkı ne olursa olsun.
Ya kavgaya devam.
Ya birinci sınıf dünyalı olmak!
Tercihini yap.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi