Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Zor durumdayım

Zor durumdayım

4 yaşındaki oğlum kardeşinin doğumundan sonra çok değişti. Tuvaleti gelse bile asla götüremiyoruz neredeyse 24 saat tutuyor. Oğlum bu inadını başka işlerinde de yapıyor, mesela pijamalarını giyme, yemeklerini yeme konusunda da aynı şeyi yapıyor. Yatarken üstünü çıkarmak istemiyor ve mızmızlık yapıyor. Eşimle konuştuk ve ona bu şekilde davranmadığı zamanlarda ödül vermeyi düşündük. İşlerini yaptığında ödülle desteklemeye başladık. Ama bu kez de bütün işlerini ödül karşılığında yapmaya başladı. Eğer hediye almazsak hiçbir şey yaptıramıyoruz. Yemek yeme konusunda da aynı şeyi yapıyor nasıl davranacağımı bilemiyorum. Zor durumdayım, bebeğin doğumundan sonra oğlumun bu kadar değişmesi beni çok üzüyor.N. N

Ödülde denge önemli

Öncelikle çocuğunuzu iyi tanımalı onu ödüllendirirken, bunu bir çıkarcılığa dönüştürmemesi için dengeyi iyi kurmalısınız. Her şeyden önce ödülü verirken, davranışının doğru olduğunu bu yüzden bu ödülü hak ettiğini vurgulamak gerekir. Ancak çocuğun yapısını göz önünde bulundurarak, ödülün bir kısmını sözel olarak iletmeli ve çocuğun yaptığı her işi karşılık bekleyerek yapmasına engel olunmalıdır. Bunun için," bu gün yatağa girerken üstünü çıkardığın için çok memnun oldum aferin oğlum" diyerek ödüllerinizi biraz bu alana kaydırın. Ödül verirken, bunu açıklayın ve çocuğun yaptığı davranışın olumlu olduğunu anlamasına yardımcı olun.

Ödül olarak parayı kullanmamaya özen gösterin. Anladığıma göre verdiğiniz ödülün paraya ve maddiyata dayanıyor olması onu biraz bağımlı hale getirmiş. Oğlunuz, tekrar aynı hediyeyi aynı ödülü almak için, olumsuz davranışlarını tekrar ediyor da olabilir. Bunun için, verdiğimiz ödülü dengede tutmak, aşırıya kaçmamak ve ödüllendirirken çocuğu rencide etmemek gerekiyor. Çocuklara her zaman istediğimiz davranışları yaptıramayabiliriz. Ancak, onlara davranışlarının olumlu ya da olumsuz taraflarını göstermeli ve olumlu davranışlarının maddi ya da manevi ödüleriyle pekişmesine yardımcı olmalıyız.

Yıllar öncesine dönüyorum

İzmit depreminde oğlumu kaybettim. Bu dönem hiç anlatamayacağım bir donukluk yaşadım. Ne ağlayabildim, ne konuşabildim, sessizliğe çekildim ve insanlardan uzak kalmaya çalıştım. Ağlayamadığım için acılarım boğazımda bir taş parçası oldu. Birkaç kere ağlamaya çalıştım ama ailem" ağlarsan oğlun mutsuz olur, tut kendini" dediler ben de tuttum. Ama aradan bunca yıl geçti oğlumun yokluğuna hala alışmış değilim. Televizyonda bir ölüm haberi dinlediğimde boğazımdaki taş parçası yerinden oynuyor ve ağlayamıyorum, konuşamıyorum tıkanıp kalıyorum. Oğlumun mezarına gidebilsem biraz rahatlayacağım ama kızım gitme fenalaşırsın diyor ben de gitmiyorum. Bilmem kardeşim ben bu hasretten nasıl kurtulacağım...H. L.

Yas süreci yaşanmalıdır

Bazen travmazede yaşadığı olay sonucunda hiçbir şey hissetmeyebilir. Gayet sağlıklı gözükebilir, bunun nedeni kişinin travmaya karşı savunma mekanizmalarını aşırı derecede kullanmasıdır. Travmayı değerlendirecek olursak, travma sonrası kişinin normal tepkileri yani kaygı stres ve üzüntü gibi duyguları olmalıdır. Eğer kişi travma sonrası bu duyguları yaşamamışsa bu dönemi sağlıklı atlattı dememiz çok gerçekçi olmayabilir. Çünkü savunma mekanizmalarının aşırı çalışması o duyguların dışarıya çıkmasına izin vermediğinden, kişinin duyguları birikecek ve ona zaman zaman rahatsızlık verecektir. Bu tür durumlarda, ileride bir tarihte bu travmayı harekete geçirecek en ufak bir olay olduğunda, bu durum bir tür duygu patlamasına neden olacaktır. Travma sonrası doğal olarak kişide, kaygı stres, üzüntü ve korku duyguları gelişecektir ve kişi bu duygularını bir süreliğine yaşayarak travmayı atlatmalıdır.

Anladığıma göre, yaşadığınız travmayı yaşanması gereken vakitte yaşayamadığınızda küçük bir tetikleyici olduğunda her şey ortaya çıkıyor ve yeniden strese giriyorsunuz. Bunun için önce duygularınızı anlatarak rahatlamaya çalışın, oğlunuzun önce fotoğraflarına bakmaya çalışın daha sonra bir yakınınızla birlikte mezarına gidin ve acınızla yüzleşmeye çalışın...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi