Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Musevîleri Siyonist İsrail’in köleliğinden kurtarmak ve!

Musevîleri Siyonist İsrail’in köleliğinden kurtarmak ve!

“İsrail’in gurur günleri özürle birlikte sonsuza dek artık sona erdi” (Yeshiva News ) Bir İsrail gazetesinin manşeti böyle!. Bu olay İsrail için sonun başlangıcı olacak.. Yarım yüzyıllık kan ve gözyaşı dolu bir tarih, yeni bir trajedi ile son bulacak.. “One minute”den sonra bu skandal İsrail’in akılsız ve hırçın politikacılarının, keskin sirkenin küpüne nasıl zarar verdiğinin açık bir göstergesi olarak kalacak hafızalarda.. İsrail daha siyasi olgunluğa ermeden ve “elçiye zeval olmadığı”nı öğrenmeden geldikleri gibi gidecekler tarih sahnesinden bu durumda..
“Öfkeyle kalkanlar, zararla oturuyorlar” yerlerine. Aslında sonsuza dek sadece “gurur günleri”ni değil. İsrail kendini bitirdi. “Mazlumiyet”, “dış düşman ve tehdit” algılaması üzerine kurulu bir siyaset
Zaten varlığı bir komplo idi. Hitler bu komplonun karşı kanadında rol alan bir diğer aktördü.
Aslında Hitler ne diyordu: Alman ırkı üstün bir ırktır. Her şey Almanlar için, Almanlar tarafından ve Almanlara göre. Stalin ne diyordu: İşçi emeğin sahibidir. Her şey emeğin karşılığıdır. Her şey işçi sınıfı tarafından, işçi sınıfına göre ve işçi sınıfı için. Kapitalizmin sloganı, başarı, kazanç, para Tanrı’nın çalışan akıllı insanlara ödülüdür. Her şey paran kadar, parası olanlar için ve parası olanlar tarafından.. Siyonistler ne diyor. Tam da Hitler’in dediğini. Tek bir farkla Hitler bunu bir ideolojiye dayandırıyordu. Siyonistler bunu bir inanca dayandırıyor.. Yani metodik anlamda Hitler, tam da Yahudilerin dediğini diyor: Her şey Yahudiler için, Yahudiler tarafından ve Yahudilere göre..
Hz. Yusuf’la, kuyuya atan kardeşleri aynı babanın çocuğu değil mi? Peki onlar adalet önünde ve Allah’ın huzurunda eşit olabilir mi?
Bir Yahudi ile öldürülen bir Gazzeli kız çocuğu Allah ve adalet önünde eşit olabilir mi?
Yahudiler, kendi kitaplarında yazmadılar mı, kendi kavimlerine Allah’ın lanetini..
Siyonistler, insanlığa ihanet ettiler. Sadece Müslümanlara ve Araplara değil.. Kendi halkına da zulmetti.. Müslümanların dayanışması ve din gayretini artırırken, kendi halkını dinden uzaklaştırdı..
İsrail yönetimi; Firavun rejimi ve Hitler’le özdeşleşti adeta.
Şimdi gerçek ruhani Musevileri, İsrail’in zulmünden kurtarma zamanıdır..
Bunu sadece ben söylemiyorum. Gazze’ye giden heyetteki Museviler de söylüyor..
Hitler’in şeytanı, Siyonistlerin bedeninde yeniden iş başında bulunuyor..
İsrail’e yardım edenler, onun tarafında duranlar bu suça ortak olurlar..
Evet Musevileri Siyonist İsrail’in köleliğinden kurtarmak gerek. Belki o zaman Hz. Musa’nın izinden gittiklerini söyleyenler, bu mirasın gerçek varislerinin Hz. Peygamber’in mirasçıları olduğunu görebilirler..
Kendi bildikleri yola gideceklerse de, bir dini topluluğu, faşist bir yönetimin resmi ideolojisinin şekillendirdiği bir “resmi din” anlayışından kurtarmak mümkün olur..
Kendimizden örnek vermek gerekirse Kenan Evren 12 Eylül darbesi ile korumaya aldığı Kemalizme nasıl zarar verdi ise, Siyonistler de, korumaya aldıkları dinlerine öyle zarar verdiler..
Tabii hem din, hem ideoloji, hem siyaset üst üste gelince beyin kireçlenmesi daha vahim bir hal alıyor.. Ama artık İsrail halkı da bu işin böyle gitmeyeceğini gördü.
İsrail batının İslâm coğrafyasına sürgün ettiği bir halk olarak yine batılıların Truva atı, sıçrama tahtası, bahanesi, ileri karakolu olarak görev yaptı bugüne kadar orada. Ama artık bu yapının kimseye faydası yok..
Yahudilere bile. Hatta koruma kalkanı, şimşekleri başlarına çeken bir felaket makinesine döndü.. İnsanlık vicdanda ve bölgede bir meşruiyet kazanamadı.. Bugün, kendilerini oraya konuşlandıranın çıkarlarına hizmet etmedikleri gibi onların çıkarları için bir risk ve tehdit oluşturuyorlar..
İngilizler Yunanlıları niçin İzmir’e çıkarttı ise, Yahudileri de benzer bir sebeble Filistin’e yerleştirdi.. Tek fark Yahudileri İsrail’e gitmeye ikna ve zorlama için bir Hitler gerekli idi!
İsrail yıkılmasına yıkılacak da şimdi Musevileri ne yapacağız ona bir karar vermemiz gerek..
İsrail sadece, El Ahbar’ın (Lübnan gazetesi) yazdığı gibi, “Türkiye karşısında diz çökerek özür dilemesi”nin ötesinde Filistin halkından da gün gelecek özür dileyecek!
İsrail’in dokunulmazlık büyüsü bozuldu..
Bakın, biz sadece kendimizin sorununu çözmekle sınırlı bir sorumluluk alanımız yok. Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir Peygamberin ümmetiyiz..
Sadece kendini İmam-Hatip, din dersi ve başörtüsü ile sınırlı bir dünyaya hapseden bir Müslüman düşünebiliyor musunuz? Bu mümkün mü? Mesleki, eğitim de bizim sorunumuz, Tarih, Felsefe, Coğrafya, Sanat da.. Ermenilerin, Rumların dua odası derdi de bizim derdimiz olmalı.. Ruhban okulu, rahibelerin örtünme sorunu da..
Dindar kitle %50’ye varan siyasi bir güç, %90’larda sosyolojik, %30’larda ekonomik bir güç ifade ederken, %2.5’luk öğrenci kapasitesine sahip İmam-Hatiplerle bu sorunu çözebilir mi? Hedef büyütmemiz gerek.. Bu İmam-Hatip gerçeğini görmemek anlamına gelmiyor ama, artık hedef büyütmemiz gerek. İnsanlık için model oluşturacak projelere imza atmalıyız. Öğretmen yetiştiren okullar, pedagojik formasyon da bizim sorunumuz.. Ya hu kardeşim.. %2.5 insan kaynağı ile (Ki bu rakam İlahiyat düzeyinde daha da düşük) kendi şirketini yönetecek adam bile bulamazsın..
Bu konuya yarın da devam edeceğiz.
Selâm ve dua ile.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi