Cemal Nar

Cemal Nar

Danıştay Kokmuştur

Danıştay Kokmuştur

Hani derler ya, “her şeyi kokmaktan tuz kurtarır. Ya tuz kokmuşsa?”

Evet, bence bu sistem iyice kokmuştur. Danıştay ise dünden kokmuştur.

Halk şaşkın, halk hayrette, halk öfkeli.

Ya öğrenciler?

Ya veliler?

Bu son karar, hak, hukuk ve adalet ölçekli, hukukun üstünlüğü ilkesi temelli değil.

Sanki garez var meslek okullarına. Daha doğrusu İmam Hatiplere. Onlar olmasaydı böyle olmayacaktı, bunu herkes biliyor.

Bunu Danıştay da biliyor. Sorun da orda zaten. Danıştay İmam Hatip Liselerini “tevdid-i tedrisat kanununa” aykırı görüyor.

Bu ne demek?

Onlara göre daha baştan bu okulları açmak bir suçtur. İmam Hatip Liselerini olmaması gereken bir hukuk dışılık görüyor Danıştay. Bunu daha önce söz konusu etmişti açık seçik. Onlar bu zulmü görev aşkı içinde yapıyorlar yani. Bizim zulüm dediğimize onlar fazilet diye bakıyorlar.

Anlayacağınız millet ile Danıştay arasında temel inanç ayrılığı var. Birisinin ak dediğine diğeri kara diyor.

Bir ülkede kimin sözü geçer? Milletin mi, yargının mı?

O ülkede demokrasi var ise halkın. Dikta var ise dikta sahiplerinin.

Sorun demokrasi sorunu yani. Ya da başına buyruk, halktan kopuk yargı sorunu.

İstanbul barosu için “Darbeci Baro” diye pankart açılmıştı. Doğrusu sıfatlarını hak ediyorlar. Aferin onlara da. (!)

Nihayet yargının bir parçasıdır onlar da. Kokmuşlukları normal değil mi?

Yargının hepsi böyle olmayabilir. Ama sözü geçenler öyle işte.

Bu sorundur ve derhal çözülmelidir.

Peki kim çözecek?

Bu sorunu elbette siyaset çözecek.

Fakat siyaset de vesayet altındaysa ne olacak?

Bir ülke düşünün, yasa yapılırken halkının dini, örfü, yaşama biçimi hiç söz konusu değil. Tarihi hukuk tecrübesine asla bakılmaz. Kanunları kendi milleti hariç her yerden kopyalama yapılarak oluşur. Olacağı da budur sonuçta.

Bir Alaman hukuku var. Bir Fransız, İtalyan, İngiliz, Amerika hukuku var. Ama bir Türk hukuku yok. Türk hukuku denilen hukuk batıdan kopya, taklit. Elden alma yani. Özünde kendi milleti yok.

Sorun burada. Yasalar milli bünyeye uymuyor. Yasalar halka ters düşüyor. Burada mağdur olan millettir. Biz hep bunun acısını yaşıyoruz.

İşin acı yanı şu, yargı diyor ki, “yürütme veya yasama, yani millet iradesi yasaları beğenmiyorsa değiştirsin. Biz önümüze konan yasaya bağlı kalmak zorundayız”

Millet, “hadi değiştir” diye yasamaya bakıyor. O da değiştiriyor, ama yargı iptal ediyor. Ya da “devrim yasalarına ters” diye baştan tehdit ile yapılamaz hale getiriliyor.

Bu bir kısır döngüdür.

Sonuçta sözü geçen, hakim olan, üstün çıkan yine dikta, yine demokrasi yokluğu, yine halkın adam yerine konmaması, yine jakobenlik…

Bu millete gün yüzü görmek haram mı yahu? Nedir bu milletin çektiği bu elitlerden? Kendi evlatları zulmediyor bu zavallı millete. Bunun izahı olabilir mi?

Ne yapmalı?

İki şey. Öncelikli olan, YÖK az oynama ile aynı yasayı tekrar yapmalı. Danıştay da önüne koyan olursa tekrar iptal etmeli.

Ta ikincisi olana kadar. O da sivil, halktan yana bir Anayasa yapılması.ve herkese haddini, hududunu bildirmesi. Keyfiliği önlemesi.

Hiç olmazsa bu seçimler bunun için olmalı. Seçimler yeni bir anayasa için yapılmalı. Hatta bugünden bu istek ilan edilerek seçime gidilmeli.

İşin en kötüsü zulme alışmaktır, haksızlığı kanıksamaktır, zorbalığa aldırmamaktır.

Şimdi olan budur galiba…


www.cemalnar.com

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi