Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Annemden öğrendim

Annemden öğrendim

Annem çok titiz bir kadındı. Biz iki kardeştik ve okuldan eve geldiğimizde bizi banyoya sokar ve yıkanmamızı isterdi. O günlerde çoğu zaman yıkanmış gibi yapar ve onu kandırırdık. Annem sürekli ellerimizi yıkatır ve eşyalarımızı düzenli tutmamız için telkinlerde bulunurdu. Aradan yıllar geçti kardeşim de ben de evlendik. Kardeşim annemin tam tersi aşırı dağınık yaşıyor. Evi sürekli dağınık, mutfak sürekli kirli oluyor. Ben de tıpkı annem gibi kendi çocuklarıma aynı şeyi yapıyorum ve temizlik konusunda onlara baskı yapıyorum. Bunu normal sınırlara çekmek istiyorum ama zor oluyor... F. K.

Aileyi örnek alırız

Hayat boyu işimize yarayan bir çok bilgi ve tecrübeleri ailemizden ve çevremizdeki insanlardan öğreniriz. Bu anlamda ilk model aldığımız kişiler ebeveynlerimizdir. Ancak hayatımızı biçimlendirmeye ve ayaklarımızın üstünde durmaya çalışırken onların bazı patolojilerini de alabiliyoruz. Annenizin temizlik takıntısını örnek alarak siz de aynı şeyi kendi çocuklarınıza aktarıyorsunuz. Her şeyden önce bunun bir takıntı olduğunu ve yaşadığınız bu sorunu çözmek istediğinizi söylüyorsunuz. Bunun için eğer çocuklarınız üzerinde bu şekilde baskı uygulamıyor olsaydınız ya da anneniz size bu şekilde davranmasaydı hayatınız nasıl olurdu sorusunu sorun ve buna göre kendinize hedefler belirleyin. Sanırım, çocuklarınız bu davranışınızla sıkmıyor olsaydınız ilişkileriniz daha da iyi olurdu, çocuklar evde daha rahat ederlerdi ve siz strese girmezdiniz. O halde ev içinde özlediğiniz ve hayal ettiğiniz bu düzeni yerleştirmeye çalışın. Bu konuda bir psikiyatristen yardım da alabilirsiniz. Ancak tedaviyi etkin hale getirecek unsur yine sizin çabanız olacaktır. Unutmayın, hayatımız bir denge üzerine kuruludur. Buna göre, temiz olmak güzel bir davranıştır ama takıntı haline gelmiş bir temizlik anlayışı hem bizi hem de çevremizdeki insanları yoracak rahatsızlık verecektir.

Sudan korkuyorum
Küçükken denizde boğulma kazası geçirdim. Allah'ın izniyle o günleri geride bıraktım. Ama hala su korkum var. Mesela Boğaz köprüsünden geçerken tansiyonum yükseliyor, sanki köprü yıkılacak ve biz araçla birlikte denize düşeceğiz sanıyorum. Yazın Sinop'taki akrabalarımıza gidiyoruz, denize giremiyorum. Çok korkuyorum. Bırakın denize girmeyi kıyısında bile duramıyorum. Kuzenlerim yüzüyor ben kıyıda onları bekliyorum. Geceleri rüyalarımda hep boğuluyorum ve kıl payı kurtuluyorum. Artık yirmi sekiz yaşındayım ve bu korkulardan kurtulmak istiyorum? K.M.

Şartlanmalar hayatımızı etkiler

Kişi yaşadığı olumsuz bir olayı bilinçaltına kodlayarak, sürekli aynı şeyi yaşayacağına dair bir şartlanma geliştirebilir. Bunun sonucunda da, şartlandığı durumla karşılaşmamak için kaçınma davranışı gösterebilir.

Sanırım geçmişte yaşadığınız boğulma kazası, sizi bu şekilde bir endişeye sürüklüyor ve denizden uzak kalmaya çalışıyorsunuz. Yani bir yerde kaçınma davranışı gösteriyorsunuz. Bunun için size korkunuzla yüzleşmenizi tavsiye ederim. Bu konuda kuzanlerinizden ve yakınlarınızdan yardım da alabilirsiniz. Ancak bununla beraber, korktuğunuz şeyin üstüne yavaş yavaş gidebilir ve korkulacak bir şey olmadığını öğrenebilirsiniz. Küçük deneyimlerle başladığınız uygulamalarınızı arttırarak korkunuzun üstesinden gelebilirsiniz. Mesela, Boğaz köprüsünden kaç kere geçtiğim halde denize düşmedim diye durumu aklileştirerek, bu korkunun üstüne gidebilirsiniz.

Boğulma kazası geçirdiğiniz günlerin geride kaldığını söyleseniz de aslında bu olayın etkisinden tam anlamıyla kurtulmuş değilsiniz. Üstelik aynı şeyi sık sık rüyalarınızda görüyor ve yeniden yaşıyorsunuz. Bunun için, bir psikiyatriste gidebilir ve yardım alabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi