Rahim Er

Rahim Er

Siyasette taassup

Siyasette taassup

Taassubun her çeşidi kötü ama siyasetteki daha bir kötü. Bazıları partiyi mezhep gibi görmekte. Taassup, aklıselimle, itidalle davranmayı engelleyen fikri bir saplantıdır. Taassuba hayatın hiçbir kurumunda yer olamaz. Bir iftira olarak İslamiyet’le taassubu telif etmek isteyen mutaassıplara en iyi cevabı “kaba softa ham yobaz” tarifiyle Abdülhakim Arvasi Efendi Hazretleri vermekteler.
Dar koridor inanç sahibi vardır. Fakat taassupla İslamiyet’in alakası yoktur. Buna rağmen kendini İslamiyet’e mal eden taassuplar gelişmiştir. Ehli sünnet -sünni- itikad dışı bütün temayüller bu çerçeveye girer. Oysa ezeli güzellik dar alanda kısa paslaşmalar değil, ufukları aşan hamleler bütünüdür. Bir yerde inanç manzumesi veya fikri oluşum varsa orada bir zaman sonra sapmalar da olmakta. O bakımdan orta yol hayırlıdır, caddeyi kebir/avenue seyr edilecek güzergâhtır. Sapmalar ve buna dayalı taassup, çok kere de rağmen olmakta. Amentüye rağmen, düşünceye rağmen, Peygambere rağmen, lidere rağmen. Musa ve İsa Peygamberle ona ümmetlik nisbeti kuranlar arasında hangi dünya ve ahiret bütünlüğü olabilir. Taassup çok kere içinden çıktığı hareketi sakatlar, topallatır, yön değiştirmesine yol açar.
Fransız ihtilalinden bu yana dünyanın kabul ettiği idare tarzı demokrasidir.
Kökü tâ eski Yunan’a kadar dayanmakta.
Çok tartışıldı ve tartışılıyor.
Üçüncü dünya ülkelerinde demokrasi ile cumhuriyet, kavramlar kargaşasında yek diğeri ile karıştırılmakta. Oysa Libya güya cumhuriyet, İsveç ise krallıktır. İsveç, İspanya, Hollanda tam demokratken Libya gibi ülkelerde demokrasi fantezidir.
Bizde demokrasi tarihini kabaca şu dönemlere ayırmak kabil:
1876-1908
1908-1918
1945.
1923 1945 veya ‘46 arası dönemde sadece cumhuriyet vardır. Serbest Fırka ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkaları talimatla kuruldukları halde daha doğum hastanesinde ortadan kaldırılmışlardır.
Demokrasinin olmazsa olmaz şartı çok partili hayattır. En az iki parti gerekiyor. İki partinin en kuvvetli örneği ABD siyasi hayatıdır. Burada da şu günlerde yüz yılın karından sonra siyasette de eğlenceli bir manzara var. Seçimi Obama’ya kaptıran cumhuriyetçilerin içinden matrak bir hareket zuhur ederek kendi lider ekiplerini “ti”ye almak maksadıyla “Tea Party”sini kurdular, Çay Partisi.
Partilerin toplumu olgunlaştırma ve yönetime dair açık eğitim verme gibi bir ödevi olmalı. Parti, partizan üreten fabrikaya dönüşürse bundan cemiyet çeker. Parti başkanı, yöneten ekip ve kadroları hassas olmalıdır. Aksi halde avam sanrılara kapılarak çabucak taassup girdabına düşmekte. Böyle hallerde durum Cola Turka Beşiktaş-Telekom basket maçına dönüyor. Siyasi tercih varlığını unutup âdeta bir külte dönüşmekte. Ondan sonra bu taassuptaki adam için vay gele partine eleştiri getirenlere. Sanki mukaddeslerine sataşılmıştır.
O zaman böyle partizanların Hindistan’daki öküz severlerden farkı kalmamakta!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Rahim Er Arşivi