Ahmet Taşgetiren

Ahmet Taşgetiren

Milleti hazmedememe ukdesi

Milleti hazmedememe ukdesi

İrtica nedir?
Geriye dönüştür. Geride olan şeyleri talep etmektir.

Türkiye şu an, bir irtica tehlikesi yaşamakta mıdır?

Evet yaşamaktadır. Bir kesim Türkiye'yi hâlâ bundan 50, 60, 70 hatta 80 yıl öncesinin ölçüleriyle idare etmek istemektedir.

Tek parti yönetimiyle, 27 Mayıs şartlarıyla, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve nihayet 27 Nisan 2007 şartlarıyla...

Oysa Türkiye'nin şartları değişti. Toplum değişti. Dünya değişti.

En önemlisi toplumun değişmesi. Artık toplum eline vur ekmeğini al toplumu değil. Artık toplum, tepeden tayin edilen kişileri milletvekili seçen bir toplum değil. Artık toplum, kendi ülkesinde de dünyada da nelerin olup bittiğini bilen ve siyasi bilinç kazanmış bir toplum. Dağdaki köylünün elinde cep telefonu var, evinde televizyon var. Artık toplum haklarını bilen bir toplum. Artık toplum, demokrasinin ve hukukun önemini kavramış bir toplum. Oy verdiğinde onun ne anlama geldiğini bilen bir toplum, oyunun üzerinden tank geçtiğinde ya da seçtikleri yargı darbesine maruz kaldığında öfke duyan bir toplum. Ve artık toplum, sistemin kendi haklarıyla ilgili boyutlarını sorgulayan bir toplum.

Türkiye bunun sancılarını yaşıyor.

Şu soru üzerinde düşünelim:

Bu Meclis anayasa değişikliği yapabilir mi?

Bu soruya CHP ve onun paralelindeki yargı mensupları nasıl bir cevap veriyorlar?

-Hayır yapamaz diyorlar. Yapamaz çünkü bu Meclis'te AK Parti çoğunluğu var, bu parti hakkında Anayasa Mahkemesi, "laiklik karşıtı eylemlerin odağı" hükmü vermiş. Laiklik ise Anayasa'nın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeleri arasında. Meclis'te bu çoğunlukla yapılacak bir anayasa değişikliği laiklik açısından batıl olur!!!

Bunu bir ara Sabih Kanadoğlu da söyledi sonra "Bu hukuk mantığına nasıl sığar" şeklindeki tepkiler üzerine, "Meclis değişiklik yapabilir ama sorunlu olur" noktasına geldi. Ama CHP, Baykal dilinden bu söylemi sürdürüyor.

Ne bu?

Meclis çalışıyor. Kanun çıkarıyor. Anayasa değişikliği yapıyor. Daha dün, CHP bir gensoru önergesi verdi, önerge reddedildi, yani CHP, Meclis'in meşruiyetini onayladı ama sonra "Bu Meclis anayasa değişikliği yapamaz" söylemini sürdürdü.

Bunun anlamı, "Millet iradesi bir yerde sökmez" demek.

Bu kanaat, sadece CHP lideri Baykal'a mahsus değil.

Birileri "Yüzde 95 bile olsa geçerli olmaz" demişti.

Türkiye'nin ukdesi bu.

Bu ukde, Yüksek Yargı'nın statüsü ile resmen sistem haline gelmiş.

Anayasa Mahkemesi, 411 oyla yapılan anayasa değişikliği konusunda verdiği kararla, Meclis'in neredeyse tüm anayasa değiştirme iradesine ambargo koymuş bulunuyor.

Baykal'ın yaklaşımı, Anayasa Mahkemesi kararıyla ete kemiğe bürünmüş durumda.

Şimdi, AK Parti hakkında açılabileceği öne sürülen "kapatma davası"na gerekçe olarak kullanılacak şeylere baktığınızda, tam bir "Suyumu bulandırıyorsunuz" uygulamasının olduğunu görüyorsunuz. Laikliği ihlal ettin kapan, demokrasiyi ihlal ettin kapan, hukuku ihlal ettin kapan, TEKEL işçileri grevinde sosyal devlet ilkesini ihlal ettin kapan... Öl! Sen en iyisi... Hiç doğmasaydın keşke!

Altta yatan mantık bu.

Halk seçiyor, birileri kapatıyor.

Halk seçiyor, birileri deviriyor.

Halk seçiyor, birileri asıyor.

Oyunuz yüzde 40'mış, 50 imiş fark etmiyor.

Türkiye 1930'larda, 40'larda, 50'lerde kalsın.

İşte Türkiye'nin sancısı burada.

Halk orada kalmadı çünkü.

Halk "halka rağmen" noktasında kalmadı.

Sistem de, şeklen tek partide kalmadı, adına çok partili hayat denen, demokrasi denen şeye geldi. Hukuk bilinci evrildi.

Halka demek istiyoruz ki, "Sen, buyruk altında yaşayan bir kitle olarak kal! Senin için en iyisini ben düşünürüm. Biz düşünürüz. Sen bilmezsin."

Halk da diyor ki:

"Ben halkım. Ben ülke için can veririm. Vergi veririm. Ve ben, bu ülke için ve kendim için en doğru olanı seçebilecek rüştteyim. Kimsenin vesayetini kabul etmiyorum!"

İşte bu halka, o tepeden inme mantığı sökmüyor.

Deviriyorsunuz, halk yeniden ayağa kaldırıyor.

Asıyorsunuz, çocuklarına astığınız insanların adını veriyor.

Bugün Türkiye'de binlerce Menderes var.

Bakın Türkiye'ye, artık aydın bile sizin bildiğiniz aydın değil.

Görüyor musunuz, barolar, hukuksuzluğa karşı ayağa kalkmış durumdalar. Sivil toplum örgütleri "Artık yeter" diye sesleniyorlar.

Medya tek sesli medya değil. İş dünyası bile formatlanmış iş dünyası değil.

Hukuku vatandaşa karşı kullanmak...

Bunun da miadı doluyor.

Yeni Türkiye'yi herkes er geç anlayacak. Herkes er geç içine sindirecek.

İrtica... Milletimiz irticayı sandıklara göme göme ilerliyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Taşgetiren Arşivi