Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Travma ve sonrası

Travma ve sonrası

Travma, kişinin ani bir durum, ya da bir kayıp sonrası yaşadığı ruhsal etkilenim ya da yaşadığı olayın ardından gelişen çökkünlük olarak tanımlanabilir. Yani yaşadığımız travmalar, ani bir deprem, savaş, sel, kaza gibi doğal afetler sonucunda olabileceği gibi kişinin hayatında yer alan bir kişiyi ya da sahip olduğu bir şeyi kaybetmesiyle de ortaya çıkabilmektedir.

Travma sonrası, kaygı ve çaresizlik hissedilir. Ancak travma başkaları tarafından oluşturulmuşsa, (savaş katliam tekrar vb) bu duygulara utanç aşağılık duygusu ve geride kalma da eklenebilir. Travmaya neden olan durum toplumsal varlığımızı etkiliyorsa acımız ve yasımız da müşterek oluyor. Burada hep yasımızı toplum olarak tutuyoruz...

Dış dünyadan gelen ve travmayı tetikleyen baskı ne kadar artarsa, insan bireysel kimliğini unutulup, grup kimliğine katılır çünkü toplumun kurtuluşu için birey kendi kurtuluşunu ön planda tutmaz .

Bireysel olarak kaybettiğiniz yakınınızla ilgili ise yasınızı aile bireylerinizle birlikte ya da tek başına tutabilirsiniz. Yas sürecinde bazen acınız katlanılmaz olabilir böyle durumlarda acınızı çevrenizdeki insanlarla ya da yakınlarınızla birlikte tutabilir ve onların desteğini alabilirsiniz. Bu yas sürecini atlatmanız konusunda size destek sağlar.

Uzmanlar, kayıp nesnenin ardından genelde kişide şu belirtilerin görüldüğünü ifade ediyorlar:

-Kişi kendisini ya da bir başkasını suçlayabilir.

Bütün bunlar doğal süreçlerdir. Sevgi nesnenizi kaybettikten sonra hiçbir şey yokmuş gibi hayatınıza devam edemezsiniz. Hatta ölen yakınınızın ölümünü kabülleninceye kadar o hâlâ aranızdaymış gibi yaşayabilirsiniz.

Böyle zamanlarda ölen yakınınızın hayali gözünüzün önünde gitmez. Hatta gördüğünüz işittiğiniz herşey size onu çağrıştırır. Hatıralardan kaçar ve ya da onlara sarılırsınız. Bütün insanların bu sürece katılmalarını arzu edersiniz. Etrafınızdaki insanların neşelenmeleri sinirlerinizi bozar onların da bu yasa katılmasını istersiniz..

Keşkeleriniz vardır: Keşkeler ölmeseydi, ona daha çok vakit ayırabilirdim birlikte vakit geçirirdim türünden yakınmalar yaşayabilirsiniz.

Bazen unuttum sanırsınız ama küçük bir kıvılcımla her şey gözünüzde yeniden canlanır ve her şeyi yeniden yaşarsınız.

Kaybettiğiniz kişiyle duygusal bağınızı sürdürerek için ona ait eşyalara sarılır onunla birlikte yaptığınız şeyleri yeniden yaparsınız. Bu süreç çok fazla uzamışsa uzmandan yardım alabilirsiniz.

"Doğal yas tepkisinin üç evresi:

1- Kişi ya da nesnenin kaybının ardından bir şaşkınlık vardır ve bu evrede bir süre elem keder sıkıntı üzüntü duyulmayabilir.

2- İkinci evrede gerçeklik kabul edilir çaresizlik umutsuzluk nedeniyle kaygı düzeyi yükselir. Buna karşı kaçma geri çekilme, biçiminde savunma düzenleri oluşur. İlgisizlik, isteksizlik ölenle ilgili derin ve sürekli düşünceler ortaya çıkarır. Suçluluk ve düşmanlık duyguları görülür.

3- Evrede yeni kişi ve nesne ilişkileri kurulurur" Prof. Dr. Özcan Köknel, Depresyon, Altın Kitaplar, S, 64)

Yas, sürecinde kişinin sevgi nesnesini sadece ölümle kaybetmiş olmayabilir aynı zamanda ayrılıklar, uzaklaşmalar, terk etmeler de bu kapsamda ele alınabilir... sonuçta ister ölüm olsun ister kayıp ya da ayrılık bir nesneni kaybı sözkonusudur.

Kaybetmek acıdır, bazı zorlukları da beraberinde getirir. Bununla başa çıkabilmek için, uzmanların öneri ve tavsiyelerine uymak gerekmektedir. Müslüman toplumlar, inançlarının ilkeleri, ahiret inancı, Allah'ın takdiri ve sabır telkinleriyle yaşadıkları acıyla daha rahat başa çıkabilmektedirler. Bu onların travmalarını daha kolay atlatmalarına vesile olmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi