Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Topyekûn savaş sebebi

Topyekûn savaş sebebi

Bu sosyete güruhu,
Bu güruhun holding medyasındaki temsilcileri,
Siyasette geri kalmış siyasi çıkıntıları,
Aykırılığı meslek edinmiş ahmak ukalalar...
Daha dün hepsi Hrant’tı.
Türklüğe inat tamamı ERMENİ olduğunu ikrar ediyordu...
Ve şimdi:
Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf hanımefendi, “Eşcinsellik hastalık” dedi, kıyamet koptu...
Kaç gündür bakıyorum da sanki başta medyacı kadınlar, peşlerinde erkeğimsi yazarlar, Kavaf hanımefendiye karşı seferberlik ilan ettiler...
Eşcinsellik hastalık değilmiş...
Birazcık utanıyorlar, yoksa “eşcinseller dünyanın ekseni” diyecekler... Eksen kayarsa kıyamet kopar kehanetini ileri sürecekler..
Bre yellozlar,
Bre ahlak değerinden nasiplenmemişler...
Bre her pisliğe derhal kol-kanat geren seviyesizler, seciyesizler, terbiyesizler...
Eşcinsellik en iğrenç hastalıktır...
Anlamadınızsa tekrarlayacağım:
Eşcinsellik hastalıktır, hastalıktır, hastalıktır...
Bilim adamı (!) dediğiniz, birbirini düzen soytarılar ne söylerse söylesin... Bu illet hastalıktır...
Kocasına inat bir kadının bir başka kadınla ilişkiye girmesi, bir erkeğin erkekle cinsel münasebetleri hastalıktır, sapıklıktır...
Hastalık durumu da var tabii ki...
Bir çokbilmiş “saygılı olmak zorundayız” buyurmuş...
Yok ya?
Hangi meziyetlerine saygı duyacağız?
Laikçi, devrimci, çağdaş yazarların arasında akıl almayacak çoklukta eşcinsel bulunduğunu biliyorduk...
Zaten kendilerini gizledikleri yok artık...
Holding medyanın yedeğinde iyice semirdiklerini, işi tamamen azıttıklarını biliyorduk...
Boş yere meşhur edilmemişlerdi o dürzüler...
Düdükleme ve düdükletme sanatlarından (?) dolayı iyi reklam edildikler ki sayıları çoğalsın... İtibarları artsın...
Pembe sosyete, aradığı mesleği yakaladı ve o mesleğe kem gözle bakanı Bakan olsa dahi susturacak mutlaka...
Topyekûn saldırıya geçmelerinin başka bir sebebi olabilir mi?
Soruya bakar mısınız?
“Nerede kaldı hoşgörü toplumu?”...
Başı kapalı kızlar okullarından atıldığı yerde... Hastanelere kabul edilmedikleri yerlerde... Başları kapalı diye öğrencileri paso vermeyen belediyelerinizde...
Kıyafet cinnetine yakalandığınız mahfillerde...
İslam denildiğinde, İmam-Hatip denildiğinde nevriniz dönünce...
Hoşgörü nedir?
Hep size, hep sizin gibi düşünenlere mi?
Eee, birazcık da başkasına olamaz mı?
Üstelik, o başkası dediklerimiz, kanunlara, örfe, adaba, ahlaka aykırılık teşkil etmiyor... Dünyanın kabul ettiği normları değiştirme niyeti gütmedikleri için takdir edilmeleri gerekirken dışlanan onlar oldular...
Şimdi???
Ucu bir yerlerinize değince zıplamaya başladınız...
Aklınıza hoşgörü düştü...
Birlik, beraberlik düştü...
Bir hanım Bakan, “hastalık” teşhisi koyunca başladınız çığlıklar atmaya...
Sakin olun baylar, bayanlar...
O bildiğiniz, sapıklığın şettelisi, hastalığın en iğrencidir...
İstiyor musunuz, babanız, anneniz, kardeşleriniz, çocuklarınız hep eşcinsel olsunlar?..
Ne diyorsunuz?
Bu meselede pembe sosyeteye hizmet veren bayan yazarlar öncülük yapmaktadırlar... Kocaları, babaları mutlaka iftihar ediyordur o bayan eşcinsel hastalarıyla...
================
Baktım görünen o ki, güçleri yetse şayet
Sapıklar yer yüzünden UTANMAYI kaldırır.
Çirkeflik mesleğinin getirisi çok gayet
Hırsız-arsız yol bulsa USLANMAYI kaldırır.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi